kırk bir

24.1K 1.5K 755
                                    


(Düzenlendi)

İyi okumalar 💙🦋

****

Kulaklarını büyük bir çığlık doldururken gözlerini korku ile araladı. Yattığı yerden doğrulup anında yaşaran kehribar gözlerini karanlıkta odağını bulamadan bir süre odada gezdirdi. Minik elleri ile yatağın kenarını tutarak yeri sağlam bir iniş yaptı. Gök gürültüsüne bile korkan ürkek bir çocuktu aslında. Kendi yatağının yanındaki yatağın boşluğu onu rahatsız etmişti. Ayakları kendiliğinden odanın kapısına adımlandı. Aralık kapıdan çıkıp eski koridoru geçti. Dış kapıyı araladığı an yüzüne vuran şiddetli rüzgar yağan yağmur tanelerini üzerine yollamıştı. Gözlerini kırpıştırarak karşısındaki kocaman çicek bahçesine baktı. Burayı severdi ama şu an burası bile korkunç geliyordu gözüne.

Bir kez daha acı bir çığlık yankılandığında kenarda duran eski terliklerini ayağını geçirdi. Toprak yolda sesin geldiği yere doğru kaymamaya çalışarak yürüdü. Ses artık o kadar korkutucu geliyordu ki minik elleriyle sulanan gözlerini ovalayıp aklına gelen ilk kişiye seslendi:

"Anne! "

Geri dönüt alamadığı için daha çok ağlamaya başlarken görünüşünü hep korkunç bulduğu kulübenin oradan gelen kırıkma seslerine doğru ilerledi.

Çok yaklaşmadan büyük kütük parçasının arkasından aralık kapıya doğru baktı. İki kişi vardı. Biri ayakta uzun boylu bir adamdı.Diğeri ise yerdeydi ama önünü uzun boylu olan kapattığı için göremiyordu.

"Bu yaptıkların yanına kalmayacak. "

Kulağına dolan tanıdık erkek sesi ağlamasını şiddetlendirdi. Onu yanında istiyordu. Annesi yoktu ama onu istiyordu. O her korkuğunda sarılırdı çünkü.

Uzun boylu adam ellerini kemerine atarken yine tanıdık sesten çığlık sesi yükseldi.

"YARDIM EDİN! KİMSE YOK MU? "

Uzun boylu adam gülerek yere doğru eğildi.

"Ağlarken  ne kadar güzel gözüktüğünü bir bilsen...aynı ona benziyorsun."

Sonuna kadar açtığı kehribar gözleri ile pür dikkat adamın onun boynuna doğru eğilişini , bacaklarını tutuşunu, onu öpüşünü ve altındaki bedenin çırpınışını izledi. Hareket etmek, yanına koşmak istiyordu ama yapamıyordu.

"KİMSE YOK MU? YALVARIRIM DOKUNMA BANA! "

Adam onu zorla ters çevirip pantolonunu indirdiğinde artık bağırmıyor sadece ağlıyordu.

Küçük aklı bütün bu olanlara anlam veremiyordu. O adam, ona ne yapıyordu tam olarak?

Adam tamamen onun üzerine çıktığında onu öldürmeye çalıştığını düşündü. Neyin ne olduğunu bilmeyen zihni bunu böyle algılamıştı. Bunun verdiği telaş ile kendini bağırırken buldu.

Artık ağlama sesleri kesilmiş sadece onun bağırışı yankı yapmıştı bahçede. Adam küfürlü birkaç şey söylerken,tekrar onun korku dolu sesi yükseldi:

"BARS! BARS EVE DÖN! BARS! "

"ÖLDÜRME! "

Adam üzerine doğru geleceği sırada arkadan onu tutarak engel oluşunu izledi.

"BARS BÜYÜK EVE BABAMIN YANINA GİT! YALVARIRIM...HADİ ABİCİM GİT!"

Bars yaşlar akan buğulu gözleriyle oradan koşarak uzaklaşan kendi küçüklüğünü izledi. Ağlaması durmuyor, burnuna dolan çicek kokusu kan kokusuna karışıp midesini bulandırıyordu. Elleri titrerken kulübeye doğru, bağıran kişiyi görmek için baktı. Kulübenin cephesi kan kırmızısına bürünürken görünürde kimse kalmamıştı. Kan kokusu, çicek kokusuna ağır basmaya başladığında,tıpkı küçüklüğü gibi koşmaya başladı. Aynı korku aynı ne olduğunu bilmemenin endişesi içindeydi. Tek fark nereye gideceğini bilmiyor oluşuydu.

Yaşıyoruz İnadına | GAY  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin