dört

46.5K 2.4K 2.2K
                                    

Keyifli okumalar 🤍
(DÜZENLENDİ.)

**

Korku bütün bedenini çevrelerken karşıdaki bara bakıyordu. Tek yapması gereken karşıya geçip henüz sabah olmasından dolayı bodyguard olmadığı kapıdan içeriye girmekti. Fakat ayaklarına komut vermekte zorlanıyordu.

Gelmeden önce hakkında yaptığı araştırmalar onu bir hayli şaşırtmıştı. Bars Eraslan : Türkiyenin en popüler girişimcileri listesinin başındaki isim.  'Prestij ' bar zincirinin sahibi olan bu adam, aile mirasındaki hakkından vazgeçip sıfırdan bir sayfa açmış. Prestij, İstanbul Kadıköy'de faaliyete geçip kısa sürede üne kavuşan en kaliteli bar zinciri olarak kendi sektörünü elinde tutuyordu. Zamanla her yerde şubesi açılmıştı.

Doktor ailesi olarak bilinen diğer Eraslanlar'ın aksine Bars Eraslan doktor olmayı reddetmiş ama iki yıl önce babası Selim Eraslan'ın hastalığı nedeniyle gizli bir basın toplantısıyla Türkiye Hastanesi'nin yönetim yetkilerinin kısa süreliğine kendisine ait olduğunu bildirmiş. Bu yılın yarısına kadar hastaneyi sıfır hata ile yönetirken şubat sonunda hastanede işler ters gitmeye başlamış. Arızalara dayalı ölümler, sistematik hatalar, işlerin aksaması ve en çok da doktorlara olan güvenin sarsılması hastaneyi zor duruma sokmuş. Hastane hakkında bir sürü linç başlığı Eraslan ailesini zan altında bırakmış. Ki bunların hepsi Onur'un yeni işine girmesiyle paralel ilerlemişti.

Daha şaşırtıcı olan ise Bars Eraslan'ın sadece bir röportajı bulunması ve mal varlığını açıklamamış olmasıydı. Resimlerinin yayılmasını özellikle engellemiş ve telif hakkı koymuş böylece medyadan uzak olduğu için soyadını kullanmadığı zaman tanınmazmış. Türkiye'nin önde gelen zenginlerinden olan ailesinden ayrı olarak kişisel olarak da büyük işler başarmıştı. Röportajında bulunduğu konuma kolay erişmediğini ve çok yorucu günlerden geçtiğini belirtmiş. Bu süre zarfında yalnız olmadığını ve küçük bir işletmeyken bile yanında olan dostlarına müteşekkir olduğundan bahsetmiş.

Korkusunu ikiye katlayan detay sayısı arttıkça Onur'un kaçıp gidesi geliyordu. Ondan tamamen farklı bir yerde olan bu adama bulaşmak onun kara bahtı olmalıydı. Emindi ki şu an kardeşlerini alıp şehir değiştirmeye kalksa şehirden çıkamadan bulunurdu. Böyle adamların her yerde eli vardı.

Tırnaklarını avucuna batırıp bara doğru adım attı. Kaçamazdı. Zaten hastaneyi bu duruma kendisinin sokmuş olması vicdanını zorluyordu. Bir de suçu yokmuş gibi gidemezdi. İhtişamlı kapıdan içeriye girdi. Fazla uzun olmayan loş ışıklı koridordan sonra kendisini yukarıya daha sonra sola sapan merdivenler karşılamıştı. Merdivenin sonu barın ilk katını gözler önüne seriyordu. Bar kısmı U şeklinde dönerken etrafı cezbedici aydınlatmalarla döşenmişti. Barmen ortadaki alanda dikkatle işini yapıyordu. Diğer kulvarlarda gözlerini gezdirdiğinde sabahları bu barın restoran tarzı kullanıldığını anladı. Dans pisti sakindi. Günün bu saatinde burayı ikili üçlü gruplar halinde içenler ve takım elbiseli iş adamları tercih etmişti. Yukarı katta büyük bir loca olduğunu gördü. Her detayıyla kalite kokan bir mekandı. Onur'un çalıştığı barların aksine her şey düzenliydi. Ne ağır bir koku vardı rahatsız eden ne de zıvanadan çıkan insanlar. Ki söylenene göre burası ilk açılan şubeydi ve zamanla restore edilmiş çok az yeri vardı. Onur içerideki nostaljik havayı sezebiliyordu. Buraya yıllarını vermiş olmalıydı.

İncelemeyi bırakıp muhatap olabileceği birini aramaya başladı. İki garson, bir barmen harici görevli birileri yoktu. Garsonlar meşgul gözüktüğü için barmene doğru adımlandı. Her adımı ürkekti. Saniyeler içinde bara vardığında hafifçe boğazını temizledi. Refleks olarak kafasını çeviren genç adam işi gereği kibarca gülümsedi.

Yaşıyoruz İnadına | GAY  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin