Genç kadın tamamen işine odaklanmıştı çünkü eğer başını çevirirse bir daha işine odaklanamazdı.
Dahyun kucağında koca bir kase çilekle oturmuş, koca gözlerini çileklerine dikmişti. Sorun oturması değil oturma şekliydi.
Tekli koltuğa yan bir şekilde oturmuştu ve bundan dolayı tişörtü yukarı doğru sıyrılmıştı. Yumuşak kuyruğu ise açılan bacaklarının üzerinde duruyor ve adeta orayı okşuyordu. Yün çorapları iyiden iyiye kaymış, ayak bileğinde toplanmıştı.
Fakat genç kızın tek yaptığı çileklere aşkla bakmak ve onları yavaşça, tadını çıkartarak yemekti.
Rosé üzerinde hissettiği gözlerle başını yavaşça kaldırdı ve miniği ile göz göze geldi.
Diğerinin düşündüğü tek şey bu kadının nasıl bu kadar güzel ve çekici olduğuydu. Güya onu etkilemek istemişti fakat kadın etkilenmişe benzemiyordu, ya da o öyle zannediyordu.
Onunla göz göze geldiğinde küçük kalbi durmaya hazırlanıyordu, o gözlerde gördüğü şey kendini geri çekmek miydi?
Belki birkaç saniye, belki de bir dakikalık bakışmanın ardından Dahyun gözlerini ondan çekmeden bir çilek aldı ve deminki gibi yavaşça yemeye başladı.
Genç kadın ise yutkunarak çileğini bitirmesini izledi ve başını hızla arkaya doğru yasladı. Güzel boynu şu an tamamen açıktı.
Oflayarak alnını ovarken ince bir ses onu çıkmaza soktu.
- Neyin var 'unnie'?
Kısık bir sesle cevap verdi büyük olan.
- Sabahtan beri bilgisayara bakıyorum, omuzlarım ve başım ağrımaya başladı da.
Dahyun kalbine doğru akan şevkat sızıntısını hissetti ve yerinden kalkarak Rosé'nin arkasına geçti. Eğilerek kendini kasan kadına fısıldadı.
- Kendini kasma, seni rahatlatacağım.
Ardından elleri ustalıkla genç kadının omuzlarına sihirli dokunuşlar bıraktı.
Büyük olan şu an kendini bir jöle gibi hissediyordu, güzel kedisinin ellerinde şekillenen bir jöle gibi.
Omuzların yeterince gevşediğini anlayan genç kızın sonraki durağı sevdiği hanımefendinin alnıydı. Yavaş ve dikkatli bir şekilde orayla da ilgilendi.
Genç kızın narin ellerinden yayılan çilek kokusu ise Rosé'yi mest etmişti, kendini bir anda küçükken ablasıyla son kalan çileği yemek için savaş verdiği zamanlarda buldu.
Alnında hissettiği boşlukla yumduğu gözlerini açtı ve diğerinin ellerini çektiğini gördü.
Kendisinden bile beklemediği bir çeviklikle koltukta ters tarafa döndü, şimdi Dahyun'u ile burunları neredeyse birbirine değecekti.
Kan donduran bir yavaşlıkla küçüğünün yumuşacık ve çilek kokulu ellerine uzandı ve her birine uzun ve anlamlı öpücükler kondurdu.
Küçük kızın kalbi zaten sevdiğine dokunduğu için güm güm atarken bir de onun kırmaktan korkarcasına olan öpücükleri titrek bir nefes almasına sebep oldu. Açıkta kalan bacaklarının donduğunu hissediyordu.
Ama hepsi bu değildi.
Genç kadın tuttuğu elleri bırakmadan koltuğun arkasına, küçüğünün yanına, geldi.
Başını genç kızın zarif boynuna gömdü ve nefessiz kalmasına yetecek derin nefesler aldı, sonrasında ise tuttuğu elleri bırakarak kalbinin atışlarını hissedebildiği kızın beline sarıldı.
Başını yavaşça kaldırdı ve titrek nefesler alarak ona bakan kıza aynı yoğunluktaki bakışlarıyla cevap verdi.
Minik Dahyun'un elleri tutunacak bir yer ararken ince askının altında 'ben buradayım' diye bağıran asil omuzlara tutundu.
Sevdiğinin gözlerinde çok fazla şey saklıydı; mesela ilk göz göze geldikleri zaman veya ilk aşık oldukları zaman.
Uzun uzun birbirlerini izledi iki aşık; sevdiklerinin kaşlarını, gözlerini, burunları ve son durak olarak da dudaklarını.
Zaten yeterince bekleyen dudaklar daha fazla sabredemeden yerini ezbere bilirmiş gibi birbirini buldu.
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
catgirl, dahsé ✓
FanficRosé marketten geldiğinde kapısında Dahyun adında bir kedi kız bulur. ilk dahsé kurgusudur. düzyazı ©rozeixs | 19.05.20 - 20.07.20