BÖLÜM 13: HASTANE

102 43 94
                                    


Bu bölüm ithafı denizzzlen. Teşekkür ederim. Kitabıma yaptığın yorumlar ve beni desteklediğin için.

Herkese iyi okumalar dilerim.

Bu arada satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

(Hatırlatma)

Arka cebimde olan telefonumun titremesi ile hemen elime aldım ve tuş kilidini açıp gelen mesajı okudum. Ama okumam ile büyük bir dumura uğramış ve gözümden akan yaşı durduramamıştım.

Eda intihar etmişti!

---------

Ne ara hastaneye gelmiş ve ne kadar zamandır ameliyathanenin kapısında bekliyorduk bilmiyorum. Ama tek bildiğim, içimde kol gezen Eda'yı kaybetme korkusuydu.

Belki de ona neredeyse hiç benimle yakınlaşması için şans vermediğinden de olabilirdi bu korku.

Onu sürekli kendimden nedensizce uzak tutmaya çalışır ve bunun onu ne denli üzebileceğini de hiç düşünmeden her türlü hareketi yapar, her sözü söylerdim.

Ama şimdi ameliyathane kapısının önünde, onun hakkında gelecek iyi bir habere muhtaç olmak yüzüme ve tokat gibicesine çarpmış ve yaptıklarımın onun gözünden hiç de iyi olmadığını anlamamı sağlamıştı.

O yeter ki uyansın ve iyi olsundu.

Bir daha asla ve asla ona ters cevap verip, ters harekette değil bulunmak; ters bir bakış bile atmayacaktım.

İnsan, bir şeyleri kaybetmeye yakın iken onların değerini anlıyordu.

Ve ben de galiba bazı şeyleri anlamakta çok geç kalmıştım.

Umarım Eda o ameliyathanenin kapısından sapasağlam çıkardı, yoksa hayatım boyunca kendimi yer bitirirdim.

Omzuma dokunan el ile saatlerdir akan gözyaşlarım yüzünden gerilmeye başlayan yüzümü elimdeki peçeteyle sildim ve elin sahibine döndüm.

"Gel, biraz dışarı çıkalım. Hava almalısın kendini perişan ettin." Biraz endişe, biraz da hüzün ile bu sözleri söyleyen Emir'den başkası değildi.

Aslında hiç istemesem de onun kararlı ifadesini görünce, itiraz etme isteğim bir cam misali tuzla buz olmuş ve belli belirsiz kafamı onaylarcasına sallamıştım.

Saatlerdir oturduğum koltuktan bir anda kalkınca, başım dönse de buna aldırmayıp önden ilerleyecektim ki gözüm de kararmaya başlayınca Emir'e tutunarak yürümeye başladım.

Normalde üzerimdeki bakışlardan rahatsız olur ve bunu da dile getirirdim. Çünkü genelde bakanlar hep beğeni dolu bakışlar ile bakarlardı ama onun bakışları bir beğeniden çok endişe dolu olduğu için beni rahatsız etmemişti.

Bahçeye çıktığımızda boş olan banklardan birine oturduk.

Birkaç dakika ne o konuştu ne ben.

MERDÜMGİRİZ (Tamamlandı-Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin