BÖLÜM 24 YA GERÇEKLER GERÇEK DEĞİLSE?

103 24 80
                                    

YENİ KAPAĞIMIZ NASILL? KİTAP KAPAĞINI YAPAN @zeynepkuter77'ye TEŞEKKÜR EDERİM.

Bilinmeyenin Sertaç olmasına şaşıranlar?

' Hayır, ben zaten başından beri biliyordum.' diyenler?

Bu bölümü Rosabella_7160'a ithaf ediyorum.

Herkese iyi okumalar dileyip, finale bir adım daha yaklaştığımızı belirtmek isterim.

Aslında siz benim pek böyle dediğime de bakmayın. Evet, şu an en fazla beş veya altı bölüm sonra final yapmayı düşünüyorum ama bir bakmışız kitap elli bölüm olmuş.
Tabi, bu biraz da oy ve yorumlara bağlı. Hiçnoy ve yorum olmayınca okunma sayısına göre beğenilmediğini düşünüp yazasım gelmiyor.

O yüzden lütfen bu bölümden itibaren hayalet okuyuculara da ortaya çıkabilir mi?

Herkese iyi okumalar .

-------------


" Ser-sertaç! "

Hızla iki elim ile göğsünden iterek uzaklaştırmaya çalıştırdım onu kendimden. Fakat, o kadar güçlüydü ki, tüm çabalarıma rağmen önümde yıkılmaz bir dağ gibi olduğu yerde duruyor ve bir milim bile kıpırdamıyordu.

İçimde beliren endişe her saniye daha da artıyor ve vücudumu ele geçirmeye başlıyordu.

" U-uzaklaş, çabuk! " Kendimi zorlayarak da olsa nihayetinde sesimi çıkarmıştım. Nefes almakta zorlanıyor ve titrememi de durduramıyordum.

O da bunu anlamış olacak ki hızla benden birkaç adım uzaklaşıp " Ne oluyor Masal? " dedi hem biraz korku hem de endişe ile.

Ben ise o an elim boğazımda, bir yandan nefes almaya çalışıyor diğer yandan ise kendimi ondan uzaklaştırmaya çalışıyordum.

Boşta olan elim ile, çantamı işaret ederek " İ-ilaç! " demeye çalışırken onun beni dinlemeden hızla uzaklaşmaya başlaması ile kendimi iyice salmıştım.

Çünkü, beni böyle dar olan bir sokakta birinin bulacağını düşünmüyordum. Bu sırada düşündüğüm tek şey Emir'di.

Daha ona, onu bir kez bile sevdiğimi söyleyemeden ölüyordum işte. Sanırım en büyük pişmanlığım bu olacaktı.

Düşüncelerimin sonunda, artık gücüm tükenmiş ve gözlerimin önü küçük küçük siyah noktalar ile bezenmişti.

Geçen her saniye artan noktalar, en sonunda beni koca bir karanlığa çekmeden hemen önce, algılayabildiğim tek şey, uzaklardan gelen " Masal! " diye bir yakarıştı.

------------

Ağzımdaki acı tat ve alnımda ara ara kendini belli eden sızı ile yavaş yavaş, gözlerimi açtım.

Bulunduğum yer, bir hastane odası değildi. Tam tersine içinde bir gardrop, bir yatak ve yatağın yanında minik, üç çekmeceli bir komidini ve de, küçük bir masa ile iki sandalyesi olan, küçük bir odaydı.

MERDÜMGİRİZ (Tamamlandı-Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin