chapter twenty nine

2.7K 238 45
                                    

aceleyle yazdım bölümü, yazım yanlışı falan varsa paragraf yorumu yapın düzelteyim 💖

"Ne yaptınız, ne yaptınııız?" Jennie, kulaklarına inanamıyormuş gibi ağzını kocaman açarak sordu.

Şirketin deterjan kokulu kafeteryasında, artık gelenek haline gelmiş olan kaos sonrası toplantımızı elde olan üyelerin katılımıyla gerçekleştiriyorduk.

"Öpüştüler! Hehe." Bariz şekilde bu konuda konuşmaktan zevk alan Taehyung, çok komik bir şey söylemiş gibi kıkırdadı. Bu tavırları bana Lisa'yı hatırlatıyordu. İkisinin birlikte yaşadığımız dönemde yakın olduklarını biliyordum ama Lisa'ya göre herkes en yakın arkadaş adayıydı o yüzden özel bir anlam yüklememiştim. Yine de şu an olduğu gibi bazen birbirlerini çok andırıyorlardı ve çöpçatan teyzelere dönüşüp ikisinin arasını yapasım geliyordu.

"Bunu sen nasıl yakalamış olabilirsin ya? Ne işin var senin bizim şirketin binasında?" Her zamanki gibi mantık abidesi olan Jisoo, hiç şaşırmış görünmüyordu. Arkadaşımın, sahte sevgilimin dudaklarına yapışmamı bu kadar olağan karşılaması konusunda ne düşünsem bilemiyordum.

Taehyung bir cevap veremeden, beş dakika kadar önce hepimizin siparişlerini alıp giden Jungkook ve Lisa, ellerinde kocaman birer tepsiyle geri döndüler. Şirketin kahve makinesinden resmen bulaşık suyu akıyordu ancak o anda kafeine o kadar ihtiyacım vardı ki sorgulamadım.

Ben kıkırdamakta olan Lisa'nın elindeki tepsiye uzanırken, belli ki Jisoo'nun sorusunu duymuş olan Jungkook yanıtladı. "Geçen ay bi' trafik cezası yediğimden beri şirket araba kullanmama izin vermiyor. Taehyung şoförlüğümü yapıyor bir süredir, beni de buraya o getirdi." Arkadaşına tip tip baktı. "Özellikle arabada beklemesini rica etmiştim."

"Kardeşim Kaniş miyim ben arabada bırakıp işini halletmeye gidiyorsun? İnsanız biz de, yalnızlık çekiyoruz." Taehyung'un son cümlesini söylerken Lisa'yı süzmesi gözümden kaçmadı.

Öksürerek konuyu değiştirmeye çalıştım. "Ee, yokluğumuzda evinize yeteri kadar besin maddesi almayı öğrenebildiniz mi?" Onların evinde kalırken kusana kadar hazır ramen yemek zorunda kaldığımız günlere atıfta bulundum. Gruptaki herkesin ilgisini Jungkook'la benim öpüşmemden daha fazla çekecek tek konu buydu.

Jungkook'la benim öpüşmem. Mis gibi isim tamlaması.

"Bi' kere o eve biz de neredeyse sizinle bir girdik!" Taehyung, tam tahmin ettiğim gibi savunmaya geçti.

O sırada Jungkook herkese kahvelerini uzatıp yerine otururken, ne yapmaya çalıştığımı fark etmiş olacak ki bana bakıp sırıttı. Elinden kahvemi alırken ben de ona sırıttım. Her daim bir suç ortağına sahip olmak böyle bir histi demek ki.

Popomda bir şeyin titreşmesiyle gözlerimi Jungkook'tan çekip popoma indirdim. Jungkook'un gözleri de benimkini takip etti, nereye baktığını fark ettiğinde boğazını temizleyip önüne döndü ve hararetle tartışmakta olan Lisa ve Taehyung ile ilgileniyor gibi yaptı.

Titreşimin telefonumdan geldiğini fark edince el yordamıyla çıkarıp bildirimlerime baktım. İtiraf etmek istemesem de Maknae Line grubuna olan ilgimi, Jungkook gruptan çıktığından beri kaybetmiştim. Zaten çok mesajlaşmayı seven bir tip değildim, onlarla konuşacak vakti de bir türlü yaratamamıştım.

Önceki mesajları okumaya zahmet etmeden yeni gelenlere göz attım.

nancy: acaba rosé geçen ay o ara sokaktaki adam tarafından kaçırıldı da

yerine ikizini mi koydular

gruba bir aydır bakmamasının başka bi sebebi olamaz çünkü

ren: online şu an

ama yazmıyo

yugyeom: neyi

neden

ne

nancy: ROSSSSSSSIIIIEEEEE

KAPTAN PİLOTUNUZ KONUŞUYOR ÇIKARIN BENİ BU KAPTAN

@rosé NERDESİNNNN

Ne cevap versem diye düşündüğüm iki saniyelik duraksamada, Jungkook'un masanın üstünden ekranıma baktığını gördüm. Yazıları tersten okuyabilecek kadar kabiliyetli olmasına saygı duydum ve sırf çabasından ötürü ekranı hafifçe eğerek okumasına izin verdim.

"Nerede olduğunu soruyorlar, söylemeyecek misin?" dedi aniden. Neye uğradığımı şaşırarak kafamı kaldırdım. Başkasının telefonunu gözetlemesi hadi neyseydi de, yazışmalarına yorum yapacak kadar ayı olduğunu da düşünmemiştim. Kaşlarım havalandı.

"Şirketin kafeteryasındayım, yanımda da sahte sevgilimle arkadaşı var mı diyeyim?" diye sordum, telefonu elimden bırakıp ortamıza koyarken.

Bir an için alınmış gibi göründü, ardından kendine geldi. "E tabii sahte demeyeceksin." dedi, yüzünde kendini beğenmiş bir sırıtış vardı.

"Diyeceğim tabii ki. Beni buna-" Elimle ikimizi işaret ettim. "-ikna eden onlardı. Aslında, ergen gibi gruptan çıkıp durmak yerine onlara doğru dürüst teşekkür etmelisin."

Tek eliyle çenesini kaşıdı. Aklından ne geçtiğini bilebilseydim keşke. "Öyle mi?"

"Öyle."

"Peki." dedi ve ortamızda açık duran telefonumu eline aldı Jungkook. "Onlara bu şekilde teşekkür edelim o zaman." Şaşkın bakışlarım arasında ön kamerayı açtı ve şak diye bir fotoğrafımızı çekti.

Telefonumu elinden çekip alırken, "Ne yapıyorsun?" diye ciyakladım. Galerime el yordamıyla girip fotoğrafı tereddütle açtım ve tam da tahmin ettiğim gibi berbat çıktığımı gördüm. Yanaklarım beş yüz kilometreydi. Kollarım kapkalındı. Sol gözüm sağ gözümden daha mı büyüktü ne?

Fotoğrafta kendime zoom yaptığımı fark etmemiştim, gözyaşlarım birbiri ardına ekrana düşünce ancak dikkatimi çekti.

Boştaki elimin parmakları arasına başka parmaklar girdiğini hissettim. Yaşlı gözlerle kafamı kaldırıp kim olduğuna baktım.

"Şşş, sil bakalım gözyaşlarını." dedi Jungkook, bir yandan gözyaşlarımı silerken.

Ne ara dolduğunu anlamadığım burnumu içime çektim. Evet, iğrençti ama ne yapayım. Ellerim Jungkook'la doluydu.

"Kay bakayım biraz yana." dedi Jungkook. Masadaki muhabbetten artık tamamen kopmuştuk, o yüzden diğerleriyle aramıza mesafe girmesine aldırış etmeden masada ona yer açtım. Karşımdan kalkıp yanıma otururken bana göz kırptı.

"Aç ön kamerayı, mis gibi fotoğraflar çekileceğiz şimdi."

Normal şartlar altında bana emir vermesi tepemi attırırdı fakat bu sefer gülümseyip kameramı açarak karşılık verdim.

Normal şartlar altında bana emir vermesi tepemi attırırdı fakat bu sefer gülümseyip kameramı açarak karşılık verdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
the Goddess ☬ rosékook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin