final chapter: forty three

2.8K 219 60
                                    

son defa, iyi okumalar 💖

Yılbaşı konseptinin bir numaralı sevdalısı olarak büyük bir hevesle yaptığım zencefilli kurabiyeleri, çam ağacı işlemeli tabağa özenle dizdim. Henüz tadına bakmamıştım ama ne kadar kötü olursa olsun bahçede beni bekleyen adamın 'Senin yaptığın hiçbir şey kötü olamaz, Rosie.' diyerek hepsini yiyeceğini biliyordum.

Aklımın Jungkook'a kayması istemsizce gülümsememe neden oldu. Birlikte bu eve yerleşeli daha birkaç ay olmuştu ama şimdiden neden bunu daha önce yapmadığımızı merak ediyordum. Birbirimizin yanında elli yıllık çiftler gibi rahat hareket ediyorduk ve her özlediğimde yanına gidip kokusunu içime çekebilmek cennetten gönderilmiş bir hediye gibiydi.

Fakat değildi. Ne Jungkook ne de sahip olduğum diğer güzel şeyler birer hediye değildi. Ben hepsi için büyük bedeller ödemiştim.

Birkaç saniyeliğine geçmişi hatırlamak için kendime izin verdim.

"Hazır... Üç, iki, bir, kayıt!"

Titreyen ellerimi masanın altına sakladım ve yüzümde bir gülümsemeyle direkt olarak kameraya baktım.

"Herkese merhaba, ben BLACKPINK'ten Rosé..."

Masanın altına sakladığım ellerimi, sıcak ve tanıdık bir çift elin sarmasıyla bakışlarım yanımda oturan figüre döndü. Aynı benim biraz önce yaptığım gibi kameraya gülümseyerek bakıyordu.

"Ve ben BTS'ten Jungkook. Öncelikle böyle bir video çekmek zorunda kalmamız karşısında ne kadar büyük bir üzüntü duyduğumuzu belirtmek isterim." İzleyiciler göremese de, cesaret almak ister gibi elimi sıktı Jungkook. "Bir açıklama yapmak zorunda değildik, fakat hayranlarımızın yalan haberlere inanarak daha fazla kendilerini üzmelerini istemedik."

Kameranın arkasında dikilen Wendy, eliyle beni işaret etti. Böylece sözü ben aldım. "Bildiğiniz gibi birkaç gündür medyada dolaşan bir görsel var. Jungkook ve benim şirketlerimizin imzaladığı ve bizim de uymak zorunda kaldığımız bir anlaşmanın görseli."

Evet. Chaewon bunu da yapmıştı. Onu tehdit ederken yeterince korkutucu olamamış olacağım ki, kafede yaptığımız küçük konuşmadan birkaç saat sonra hepimiz gündeme bomba gibi düşen ilişki anlaşmasıyla sarsılmıştık. Kaybedecek hiçbir şeyi olmadığına karar vermişti Chaewon; hiçbir şey artık ona zarar veremez sanıyordu.

Yanılıyordu.

Boğazımı temizledim. "Bu görsel, bir zamanlar benim bireysel menajerliğimi yapan Kim Chaewon tarafından çekildi ve izinsiz şekilde basın mensuplarına sızdırıldı. Bu konuda kendisine zaten bir yasal yaptırım uygulanacak."

Jungkook araya girdi. "Şunu bilmenizi istiyoruz ki; bu şahıs güvenilmez ve tehlikeli biri. Hakkındaki diğer bir suçlama kasıtlı adam öldürmeye teşebbüs içeriyor."

"Evet, çoğunuz saldırıya uğradığım o talihsiz gecenin kayıtlarıyla karşılaşmışsınızdır. O gece bana saldırması için bir kiralık katil tutan kişi Kim Chaewon'dur. Bu konuya ilişkin gerekli açıklamayı avukatlarımız zaten yapacak." Sesimin titremesine engel olamadım. "Böyle birinin ithamlarına körü körüne inanmadan önce bir de bizi dinlemenizi istiyoruz."

Aslında konuşmaya devam etmem gerekiyordu fakat Chaewon'dan ve bana yaptıklarından böylesine açık açık bahsetmek boğazıma bir yumru oturmasına sebep olmuştu. Yutkunarak gözlerimi kameradan kaçırdım.

Jungkook ruh halimdeki değişimi fark etmiş olacak ki, Wendy'den işaret gelmeden konuşmaya başladı.

"Gördüğünüz belge tamamen gerçek. Rosie ve ben henüz birbirimizi tanımıyorken şirketlerimizin arasında imzalanmış, kısa süreli olması planlanan bir anlaşma." Bakışları beni buldu. "O anlaşmayı imzalarken yalnızca şirketinin istediklerini yapan aptal bir çocuktum. Ama şimdi geriye dönüp bakınca sadece iyi ki diyebiliyorum. İyi ki bana söyleneni yapmışım. Yoksa hayatımın aşkıyla yollarımızın kesişmesi biraz zor olacaktı."

the Goddess ☬ rosékook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin