Evet normalde bölüm gelmeyecekti ama ağlayarak odamda yatmak çok sıkıcı geldi.
Sizi de bölümsüz bırakmak istemedim.
kitap 500 vote olunca 2 yeni bölüm.
______Merdivenden gelen ayak seslerini umursamadan yerimde durdum. Yanıma oturan bedene döndüm. En korktuğum şey başıma gelmişti. Çağan kollarıyla bacaklarını sarmış kafasını bacaklarına yaslayıp beni izliyordu.
Ben kalkmak istedim.
Ona bağırıp, sövüp kaçmak istedim.
Ama öyle olmadı ve kalbime giren ağrıyla göz pınarlarımdan yaşlar süzülmeye başladı. Çağan bana bakan gözlerini kaçırıp homurdandı.
"Seni bu kadar üzeceğini düşünemedim." diye mırıldandı. Hiçbir şey demedim çünkü dersem yine birileri kırılacaktı ve o kırılan kişi ben olmayacaktım.
"Bilinmeyen olmak mı önemli olan?" diye sitem ettiğinde artık ayağa kalkmıştı. "O sana her gün yazdığı için mi farklı?" Saçma sapan sorular soruyordu ve bunu kendi de biliyordu. Gözlerimi kapadım ve nefes alıp verdim.
Hiç gitmek istemesem de çantamı omzuma atıp ayağa kalktım. Çağan iki elini açıp önümde durduğunda yüzümü buruşturdum.
" Çekil. "dedim.
" Asla. "dedi. Gözlerimi ona dikip bekledim. Beni bu şekilde kandırıp umutlandırmaya hakkı yoktu. Hem bu kadar üzüp, hemde karşıma geçip saçmalama hakkı da yoktu.
" Ne istiyorsun? "dediğimde ağzını açmak için cevap verecektim ki arkadan bir ses yanıt verdi." Dayak istiyor. "Arkamda Fatih ve Arda belirdiğinde biraz olsun rahatladım.
Cevabı veren Fatihti. Arda genelde susup sadece etrafı izliyordu. Sanki bal rengi gözlerinin istediği şeyi elde etme gücü vardı da konuşmuyordu. Hoş bunu diyende bendim. Okulda hiç konuşmayan kız.
Çağan "Bu sizi ilgilendirmez." dedi. Geriye doğru birkaç adım atıp Arda'nın arkasına geçtim. Normalde kimseden güç almayı sevmezdim ama en doğru olan bu gibi gelmişti.
Arda'nın siyah saçlarının hafifçe gidip sonra bittiği ensesini inceledim. Soluk teni üstünde hafif mavilikte damarlar vardı. Boynu uzun ve inceydi. Boynunda sol koluna doğru bir ben vardı. Kolları, vücudu ve parmakları basketbol takımında olan herkes gibi uzundu.
Başımı sağa sola sallayıp ilgimi konuşmaya çektim. Birçok şey konuşulmuş gibiydi. Fatih Çağan'ı kolundan tutuyordu. Kavga ortamı olmasına rağmen Arda yerinden bir milim bile kıpırdamamıştı.
Yüzüne baktığımda oldukça hissizdi. Ne öfke ne de adrenaline dair bir kırıntı aradım ama bulamadım. "Bunları senin iyiliğini düşünerek söylüyorum arkadaşım." dedi Arda. Sanki küfür etmiş gibi Çağan sinirden kasıldığında yeşil gözleri doldu.
Kalbim acıyla büzüldüğünde Arda'nın kolunu tuttum. Bana ne kadar kötülük yaparlarsa yapsınlar değer verdiğim insanların üzülmesine dayanamıyordım. Arda'nın yüzü bana dönmedi. Sadece kolunda olan elimi tutup, bedenimi sağa doğru çekti ve kapıya ilerlemeye başladı.
Hiçbir şey demeden Çağana baktığımda Fatih ile tartışıyordu. Başımı sağa sola salladım ve kolumu tutan Arda'dan ayrılıp kendim yürümeye başladım.
Bir süre beraber yürüdükten sonra otobüs durağının önünde durduk. Hiçbir şey demeden önüme baktım sadece. Arda bir anda önüme telefonumu tuttuğunda şaşkınlık nidaları döküldü dudağımdan. Kısaca teşekkür edip telefonu elinden aldım.
Bilinmeyen Numara: Arda olaya müdahale etmeseydi ben geliyordum
Bilinmeyen Numara: Şerefsiz
Ayşe: Deme öyle
Bilinmeyen Numara: Neyseki Arda yetişti
Bilinmeyen Numara: İyi çocukmuş
Ayşe: Öyle
Bilinmeyen Numara: Aranız nasıl?
Ayşe: Bilmem
Bilinmeyen Numara: Ne demek bilmem
Ayşe: Bilmiyorum demek
"Otobüs geldi." diyen Ardaya bakıp sonra otobüse baktım. Normalden farklı olarak bugün ayrı bir kalabalıktı. Bıkkınca üfleyip otobüse binenlerin arkasına geçtim. Arda'da yanımda durduğunda kaşlarımı çattım. Bindiğimiz otobüslerin farklı olduğunu biliyordum.
Yüzüne bakıp bekledim. Bana bakmamakta ısrar ediyordu. Hiçbir şey demeden otobüsün en ücra noktasına ilerledim. İnsanların arasından rahat rahat süzülüp arkaya geçtiğimde ayakta camın kenarındaydım. Ardanın bedeni ile aramda bir milim kalmıştı. Kollarını iki yanımdan uzatıp cama koymuştu.
İlk defa bu kadar yakın olmanın etkisinden mi bilmiyorum ama bedenim titriyordu. Kafamı yukarı kaldırıp yüzüne baktım. Ne düşündüğünü tahmin etmek istedim ama imkansızdı.
Ne düşündüğünü bilememek beni deli ediyordu. Burnum tanıdık bir kokuyla dolduğunda kaşlarımı çattım. Bedenim kokuyu tanışın gibi kasılırken zihnimde hiçbir hatıra yoktu.
Bal rengi gözlerini aniden bana çevirdiğinde gözlerim büyüdü. Gözünün üstünde ki yara hala oradaydı. Yere düşüp kaşını yardığı gün aklıma doluyordu.
Ne diyeceğimi bilemezken Ardanın arkasından geçen bir adam sertçe bedenine vurdu ve Arda öne doğru yalpaladı. Anlım sertçe göğsüne vurduğunda inledim. Kokusu bu sefer her yanımı sarmıştı. Sadece bir an tek algılayabildiğim kokusu oldu.
Bu kadar heyecanı kaldıramayan kalbim hızla atmaya başladı. Nefesim daraldığında elimi kalbimin üstüne koydum. Kafam hala göğsündeyken kıpırdamadan durdum.
Sonra bir şey fark ettim.
Kalbi benden de hızlı şekilde göğüs kafesine çarpıyordu.
______Bölüm nasıldı?
Siz nasılsınız?
Ben bok gibiyim tşk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kusursuz | texting
ContoBilinmeyen Numara: Seni yakaladım, kalbime sakladım. Bilinmeyen Numara: Şimdi geldim güzelim. Bilinmeyen Numara: Sende beni yakala, gülüşüne sakla. Numarayı engellediniz. "Saçmalık." diye mırıldandım. Tamamlandı.