LGBT Bireyi Olmak,Yaşamak ve Anlamak

Tarz Değişikliği

Eve siz göremeyeceksiniz ancak bugün saçımı kestirip boyatacağım hoş bir tarz değişikliğine gidecek ve hoşuma giden benliğime döneceğim.

Saçlarım çok uzun değil ancak fark ettim ki ben aslında kısa saç insanıymışım. Toplumda herkes beni erkek sanma gibi bir durum da söz konusu. Halbuki tomboy tarzından bir tarza sahip değilim.

Kafama göre istediğim gibi giyinirim genelde ancak insanlar cidden şaşırtıcı şekilde önyargılı. Ne desem boş ancak toplumdan bir birey olarak bu yargıların yıkılmasını çok isterim. Yapılan bu muameleyi ben veya bir başkası hak etmiyor ki¿ Lan sadece giydiğimiz kıyafet üzerinden saçma salak bakış ve düşüncelere katlanmak zorunda değilim ben.

Son cümlede baya sinirlenmiş olabilirim. Ancak durum böyle ve sinirlenmekte haklıyım. Hani önüne bakıp hayatına devam et fikrini kimsenin benimsememiş olması aşırı büyük bir eksiklik ve toplumsal kusur. Sizin hayatınız ve benim hayatım arasında kalın bir çizgi var ne ben size karışırım bakarım ya da herhangi bir şey yaparım ne de siz.

Sadece yaşamak bu kadar zor olmamalı diyeceğim de gereksiz kıskançların dünyasında yaşıyoruz. Kendilerini bir bok sanan her şey onlarınmışçasına yaşayan şu insan moronlarından bahsediyorum. Duygularına hakim ol kimse onları görmek veya çekmek zorunda değil. Bunlara aşırı kızıyorum işte.

Lütfen siz siz olun hayatınızı kendinize göre başkalarının yargılarının dışında(Çünkü öyle yaşarsanız benliğiniz kalmayacaktır) insanlar sahip olamadığı şeyleri de yapmak görmek isterler. Böyle de yüzsüzüz işte amq.

Bu yüzden tek yapacağınız önünüze bakmak ve dilediğiniz hayatı yaşamaktır. O ne demiş şu ne demiş diye yaşarsanız yaşamanın anlamı kalmaz. Yaşamayı anlamak başlı başına bir öğretidir.
Size Nazım Hikmet'in en çok sevdiğim şiirini koyuyorum buraya umarım size de ilham olur kendisi.

YAŞAMAYA DAİR

Yaşamak şakaya gelmez,
Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
Bir sincap gibi mesela,
Yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
Yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
Yani o derecede, öylesine ki,
Mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
Yahut kocaman gözlüklerin,
Beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
Insanlar için ölebileceksin,
Hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
Hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
Hem de en güzel en gerçek şeyin
Yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
Yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
Yaşamak yanı ağır bastığından.

Sevgiyle kalın...💜