“Saeran.” Rika buyurgan ve rahatlığa alışık ses tonuyla siyahlar içindeki beyaz saçlı genci kendine çağırdı. “Universe neden iki gündür ayinlere katılmıyor ve neden halen iksiri içmedi?” Oturduğu tahtta arkasına yaslandı ve parmaklarını çenesine koydu.
Saeran başı öne eğik bir biçimde birkaç saniye bekledikten sonra başını yukarıya kaldırıp büyük, özel bir ağaçtan yapılmış olan altın işlemeli tahta baktı. “O hastaneden yeni çıktı ve hala yarası var. Nasıl bir etki oluşturur bilmiyorum.” Gözlerini yeniden aşağı indirdi çünkü Rika'nın yüzündeki perdelenmiş siniri görebiliyordu.
“Seni annenin yanından alıp hastaneye götürdüğümde de iksiri içmiştin.” Sarı saçları omuzlarından dökülüyordu. Çenesindeki elini çekip ayağa kalktı. Tahttan inmek için kullandığı siyah, parlak merdivenlerden bir adım attı. “Şu an gayet iyisin, değil mi?” Birkaç adım daha attı, Saeran sadece tıkırtılar duyuyordu. Başını kaldıramıyordu.
Daha sonra kendi çenesini sıkıca tutan eli hissetti. Rika onun başını bir hışımla kaldırdı ve gözlerinin içine baktı. Saeran'ın gözünün altında ceza verildiği günden kalma ufak bir morluk vardı. “Ona iksiri içir ve ayinlere katılmasını sağla. Daha sonra onunla ne istersen yapabilirsin.”
Rika güldü, Saeran'ın yüzünü bıraktı ve cebinden çıkardığı iksiri Saeran'ın eline koydu. “Varisim sensin. Onunla beraber cennetimin gelecek efendileri, özel çifti olabilirsiniz.” Bir anda ciddileşti. “Unutma. Ben hep senin iyiliğini düşünüyorum. Saeyoung ya da bir başkası sizi almaya çalışırsa, onları benim için yok et. Planlarımızı yakında yeniden yürürlüğe koyacağız.”
Arkasını döndü ve tavana kadar uzanan camların yanına doğru yürüdü. “O zamana kadar Universe'ü kontrol altında tut. Nasıl yapacağın beni ilgilendirmiyor. Hayatta kalsın yeter.”
Saeran hiçbir şey söylemedi. “Şimdi gidebilirsin.” Elindeki iksire bakıp kapıya yöneldi. Odanın dışına çıkıp derin bir nefes aldı, birkaç dakika orada kaldı. Rika'nın şu an kendisini kameralar aracılığıyla izlediğini biliyordu.
Odasına çıkmak için asansöre bindi. Tamamladığını sandığı yapboz parçalarının bazılarının yerine oturmadığını fark etti. Parçalar doğru değildi ve ortaya çıkan resim hiç de umduğu gibi değildi.
