Hastane koridorları soğuktur. Ölü bedenlerin soğukluğu, umutsuz bekleyişlerin soğukluğu ve morgun soğukluğu yüzünden ancak en önemlisi de kayıpların buz gibi telaffuzu yüzünden hastane koridorları soğuktur.
Saeran kaçmadı. Herkesten ifade alınmadan önce hastanedeki duvara sırtını yasladı ve yavaş yavaş yere çökerken dudağının kenarındaki kanı bileğine sildi. RFA'dakilerden 3 metre kadar uzakta duruyordu. Universe vurulduktan ve ambulans çağırıldıktan sonra Yoosung ve Zen, Saeran'ın üzerine atlamış ve yüzüne birer yumruk geçirmişlerdi. Jumin ve Saeyoung onları ayırırken, Jaehee de çaresizce Universe'ün karnına bastırarak kan akmasını önlemeye çalışmıştı.
Şimdi Universe ameliyattaydı. Bir kere ölümden dönmüştü, bir daha dönebilirdi. Dönmeliydi çünkü daha Jaehee ile birlikte kahve içip, Yoosung ve Saeyoung'ın bilgisayar bağımlılıklarından yakınmamışlardı. Jumin'in limuzininde milkshake içerek son ses rock müzik de dinlememişti. Zen'in oyunlarından birine gidip onu utandırmak ve aynı zamanda mutlu etmek için tezahürat etmemişti. Saeran'ı kardeşine kavuşturmamış, başarısız olmuştu.
Dönmeliydi çünkü Saeyoung ile bir uzay istasyonunda evlenmemişti.
Saeyoung duvara yaslanıp yere çöktü, tıpkı kardeşi gibi. Jumin, Saeyoung'ın yanında ayakta dururken kollarını bağdaştırdı ve derin bir iç çekti. Yapabilecek bir şeyi yoktu. Universe'ü kendi hastanelerine getirmişti. Han ailesi için özel olarak en iyi doktorlar ve en iyi cihazların bulunduğu bir hastaneydi burası.
Yoosung, Zen'in yanındaki koltukta, başını elleri arasına almış ses çıkarmadan bekliyordu ancak Zen öfkeliydi. Tüm suçu Saeran'da buluyordu ki tetiği çeken Saeran olduğuna göre, pek de haksız sayılmazdı.
Saniyeler dakikalara, dakikalar saatlere, saatler günlere döndü. Ancak gerçekten sadece 25 dakika beklemişlerdi. Hastane koridorlarında izafiyet geçerli miydi?
Ameliyathanenin kapısı açılınca Saeran hariç hepsi korku dolu bir heyecanla doktora baktılar. Doktorun yüzünden ne diyeceğini anlamak zordu. Jumin bir adım öne çıktı, "Durumu nasıl, Doktor Kang?"
"Kritik durumda, Bay Han. Kurşun bir organını zedelememiş ancak kan kaybetmiş. Kan takviyesi yaptık, önümüzdeki 3 saat çok kıymetli. Ancak ondan sonra kesin bir şey söyleyebiliriz." Saeyoung duyduklarından sonra doktorun eline yapıştı ve gözlerinde yaşlarla adeta yalvardı. “Onu görebilir miyim? Lütfen, söz veriyorum dokunmayacağım. Sadece görmek istiyorum. On saniye olsa da olur.”
Saeran, Saeyoung'a göz ucuyla baktı. O da Universe'e zarar gelsin istemiyordu. Doktorun söylediklerini büyük bir dikkatle dinlemişti ve şimdi Saeyoung'ı böyle görünce tüm intikam söylemlerinin değerini yitirdiğini gördü.
“Üzgünüm ancak göremezsiniz. Eğer her şey yolunda giderse 5 saat içerisinde yoğun bakım ünitesine alacağız. O zaman birkaç dakika görme fırsatınız olabilir.” Saeyoung acıyla gözlerini kapadı. Koluna giren Zen olmasa, dizlerininin üstüne düşmesi muhtemeldi.
Doktor yanlarından ayrılıp yeniden ameliyathaneye girerken Saeyoung başına bir şey düşmüş gibi doğruldu ve Saeran'a doğru dönerek Zen'in kolundan kurtuldu. Saeran onun kendine yaklaştığını görünce başını kaldırdı. “Neden yaptın?” Kaymak üzere olan gözlüklerini itti ve bir daha sordu “Neden yaptın?”
“Ben seni vurmak istedim. Onu değil.” Saeran başını çevirdi ve bir kısmı omzundan düşmüş olan ceketini tekrardan omzuna koydu. “Madem seni ben terk ettim, neden intikamını sadece benden almadın?”
Saeran 'hah'ladı ve sağ elinden kuvvet alıp ayağa kalktı. O sırada koridora gelen Jaehee ve V'yi gördü. Tüm RFA onu izliyordu. Başıyla V'yi işaret etti. “Neden kurtarıcımın, Rika'nın sevgilisine sormuyorsunuz? Rika bana senin beni terk ettiğini ve sizin, hepinizin ne işler çevirdiğinizi anlattı.”
Saeyoung'ı göğsünden itekledi. “Onu öldürmeye kalkan da sizmişsiniz.” Kafasını yana eğerek şok içinde kendisine bakan Yoosung'ı hedef aldı. “Söylesene, Rika'ya sarfettiğin o kelimeler neydi? Hepiniz bunca zamandır RFA adı altında kendi çıkarlarınız için bir şeyler döndürüyordunuz.”
V'ye tekrardan bakarak, “Söyle, Rika'ya saldırırken görme yetinin bir kısmını kaybettiğini de anlat.” diye bağırdı. Yoosung, Saeran'ın üzerine doğru atıldı ve onun sırtını duvara çarptı. “Rika hakkında yalan söylemeyi kes, onun bu olanlarla hiçbir alakası yok.”
“Aslında tam olarak da bunlarla alakası var.” V ikisinin karşısında, Saeyoung'ın kurumamış gözyaşları ve geriye kalan herkesin şaşkın bakışları eşliğinde gözlüklerini çıkardı. “Sanırım bir şeyleri açığa kavuşturma vakti geldi.”
Hastane koridorlarının itiraflara ve en acı gerçeklere de ev sahipliği yaptığını söylemiş miydim?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOLOL: It's Okay [texting]
Kısa Hikaye707: Uzay istasyonunda evlenelim. ' 16.06.18 20.24