2am: BIG BIG fail

987 165 82
                                    



"Chanyeol." Sakince seslendim ve bir süre cevap gelmesini bekledim, hiç yoktan bir tepki.

"Chanyeol..." Sabırlı biriydim. İçimden 10'a kadar saydım.

Olmadı, kısık sesle bağırmayı denedim. "Chanyeol!"

Yine olmadı, sabrım da bir yere kadardı.

"CHANYEOL!"

Çığırdığımda, irkilerek uyandı.

"Kalk, uyuyamayız. Çıkmadan uyumak yok."

"Ama uykum var, Baekhyun." Mırıldandı. "İzin ver, beş dakika sadece."

İsmimi yine Beakhyun şeklinde söyleyecek diye çok korktum çünkü sanki son anda oradan döndürmüş gibi çıkarmıştı harfleri. Zaten uyku sersemliğiyle peltek konuşuyordu, eliyle beş işareri yaparken de pek komikti. Başı tekrar omzuma düştü. Sıkılıp bırakmadan önce aldığım iki gram futbol dersinde öğrendiğim kadarıyla omzumla başını aynı top sektirir gibi dürttüm, sıçrayarak doğruldu ama zor ayakta duruyordu.

"Chanyeol!"

Bu son uyarışımdı, zaten uflayarak doğruldu ve gözünü ovaladı bir müddet. Ardından kalktı, bir bana, bir omzuma bakmaya başladı. Azıcık yakınına girmeme devasa tepkiler veriyordu.

"Tamam," dedim. "Ne ben seni yedim ne sen beni, sakin ol."

Söylediğime tepki vermek yerine koca koca esnedi. "Uyumak istiyorum."

"Yaptığım iyiliği kakmayı sevmem ama bunu kendine borç bil ve beni buradan çıkart."

Biraz çekilip yüzüm ona dönecek şekilde oturdum ve söyledim.

"Uykum geldi."

Gözlerimi irileştirdim. "Gelmesin! Chanyeol! Korkmuyor muydun, nasıl uyuyacaksın?"

Bunu yapmak istemezdim ama çıkmam gerekiyordu artık, uyumakla kaybedecek vaktimiz yoktu. İsterse korksundu, vicdanımı bencilce duygularımın gerisinde bırakmıştım.

Söylediğimde boş boş suratıma bakmaya başladı, yüzümde bir şey varmış gibi hissettiriyordu bakışları. Bir süre sonra gözlerini odaya çevirdi ve rahat bir nefes alabildim.

"İlk başta, seni tanımıyordum, hırsızdın ve oda ufacıktı. Şimdi, seni tanıyorum, hala hırsızsın ve oda o kadar da ufak değil. Başka şeylere odaklanmaya çalışıyorum, uyumak gibi. Çünkü belli ki dışarıdan bir müdahale gelmedikçe buradan kurtulamayacağız."

Belki de yaptığı en uzun konuşmayı yaptığında, tekrar canımı sıkmaya başlamak üzere olduğunun sinyallerini çakıyordu. Takılacağım son yere takılarak "Beni tanımıyorsun," dedim ve çıkamayacağımızı düşündüğü gerçeğini görmezden geldim.

"İsmini biliyorum ya, Baekhyun."

"Hırsız değilim."

"Hırsızsın." Dilini dudaklarında gezdirip çatlaklarına şifa olmayı amaçladı.

"Siktir git."

"..."

"Sorunlu."

"Öyleyim." Başını ağır ağır salladı ve öyle olduğuna inandığı bir sesle söyledi.

Ümitsizliğim sesime yansırken "Uyuyamazsın," dedim.

"Öyle de bir uyurum ki."

"Lütfen..."

Sakinlik de bir yere kadardı, cevap vermediği her saniye ağlayasım geldi. Yaşlar gözlerime, sümükler burnuma dolmuştu. Kapısında yattığım orkestra sanki Sahra Çölü'ndeymişim de, yalnızca bir seraptan ibaretmiş gibi gelmeye başlamıştı ve bu his, ağlama isteğimi kuvvetlendiriyordu; yardımcı olduğunu söyleyemezdim.

yelkovana takılı öpücüklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin