5am: ex's & oh's

1K 151 462
                                    

🎵ex's & oh's - elle king / chase holdfelder(cover)🎶

hayattaki en büyük başarım yazdığım şeyle bu kadar uyumlu bi şarkıdan haberdar olmak mdwlrkqw düşündükçe gülesim geliyo iyi okumalarr sürpriz sonlu 2.7k<33

**

"Chanyeol! Bak ne buldum."

Arada Chanyeol'ün gerçekten kötü öpüşüp öpüşmediğini düşünmek dışında iyiydim şimdi, elimde tuttuğum kabarık Victorian tarzı elbiseye bakarken de hala aynı şeyi düşünüyordum.

Bacağımla bacağını dürttüğümde, kafasını kurcaladığı maskelerden kaldırıp bana doğru baktı. "Güzelmiş."

"Güzel güzel," diyerek elbiseyi üstüme tuttum. Yeşil eteklerinin uçları kirlenmiş, iplerinin bazıları kopmuştu fakat yine de iyi sayılırdı. "Nasıl? Gitti mi bana?"

"Aynen, açtı seni bu ama biraz kilolu mu gösterdi sanki?"

Omzuna vurdum. "Kilolu senin babandır."

"Öyle harbiden. Hem, istersen yüz kilo ol bu arada, hiçbir şey önemli değil."

Gülümsedim, "Öyle tabii."

Hakkında düşündüklerim için ayaklarına kapanıp özür dileme isteğimi her dakika güçlendirecek şeyler yapsa da bunları zihnimde ötelemeye çalışarak başka bir elbise aldım elime.

"Bak, bu tam senlik." Askısıyla koyulmuş benimkine kıyasla (hemen de sahiplenmiştim) daha yeni duran elbiseyi aldığım gibi boynundan geçirdim ve nasıl durduğuna bakmak adına bir iki adım geri gittim.

Ellerini beline koyup parmaklarını elbisenin kemer yerinden geçirerek onu vücuduna oturtmaya çalıştı. Bir elini eteğine götürüp aynı o zamanlardaki gibi eğilerek beni selamladığında, ağladıklarımın acısını çıkartmak istercesine güldükçe güldüm ve o da seni çıkarmadan beni izledi.

Gülmem geçtiğinde ileri gidip elimi eline uzattım, biraz keyif almaya başlasak fena olmazdı. "Dans edelim mi Chanyeol?"

"Olmaz."

Hıçkırdıktan sonra bir çırpıda söylediği net cevap, beni boynundaki askıdan faydalanarak onu kendime çekmeye itti. "O zaman bana Bay Oh'dan bahset."

Göz bebeklerinin titreştiğini yakaladığımda ellerini ellerime değdirmemeye özen göstererek askıya götürdü ve onu boynundan çıkardı. Yutkunduğunu rahatlıkla duymuştum. Sonra geri çekildi ve yere oturdu. "Sanırım, sandığı kurcalamaya ara verebiliriz...biraz."

Heyecanla oturdum ben de karşısına, merakla söyleceklerini bekledim ki neredeyse ağzının içine düşecektim. Şükürler olsun ki bu gereksiz ilgimin üstünde çok durmadı ve anlatmaya başladı.

"Bay...Oh," dedi. "Eski erkek arkadaşımın babası."

"Oh Sehun..."

"Ta kendisi."

"Yani Jongin'le aldattı seni, ha?" Normal konuşma tonumu alçaltarak söylediğimde yeşil ışığın yansıdığı biçimli kaşlarını çattığını gördüm, omuzları çöktü üstümüze çöken kara bulutlar gibi. Sehun denilen herif şanslı olmalıydı, çok şanslı. Saat beşi bulduğunda buna tam anlamıyla emin olmuştum artık. Enayilik derecesinde seviyordu.

yelkovana takılı öpücüklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin