Bölüm 19-Giz Perdesi

30 6 2
                                    

Ellerim çamura değmiş gibi ,kirli ...
Güneşe bakan pencerelerim,kapalı.
Yarına kalkacakmış gibi ,uyukluyor bedenim.
Sanki biri ,kovalarcasına  kaçmak ,
Uyumak , uyumak istiyorum.
Soluklaşıyorum.
Ten rengim, giderek ağırlaşıyor.
Saatleri sayamıyorum.
Sadece üzülmemek , anlaşılmak istiyorum.
Dünyam köreliyor sanki,
İçim,içime çığlık gönderiyor...
*******

Ayla'nın Ağzından:
Elimdeki kutu bagaja konmuştu. Kimse ne olduğunu sorgulamamıştı.
Çocuğun,bana son kez bakışını hatırladım. Sanki ,bu kutuyu açınca bütün sır perdesini aralayacak gibiydim.

Denizin dibine oturdum ,cenin pozisyonuna geçtim. Ellerim ile yüzümü kapattım. Uzun süre o şekilde kaldım. Kimse ile ne konuşacak, nede laf anlatacak dermanım vardı.

Doktor Kerim yanıma yaklaştı. Oturdu. Sorgulamasına rağmen, ağzımdan tek bir laf alamayınca, Ali Abime döndü.

Annem yanıma geldi.

"Ayla neyin var?"

Yüzüm ,hala ellerim ile gizliydi.
Durmak bilmeyen gözyaşlarımı saklamak istemiştim o gün . Güçlü sanılan kızın , yenik düştüğünü görmesinler istemiştim. Ellerimi yüzümden çektim ve ayağa kalktım . Kimseye cevap vermeden kızarık gözlerimi ve burnumu saklayarak, sessizce arabaya bindim.

Annem, cevap alamayınca çok kırılmıştı biliyordum. Ama şuan kimsenin öğrenmemesi gerekiyordu.

Hastaneye vardık.
Kutuyu arka bagajdan aldıktan sonra, kendi odama çıktım.

Kutuyu yatağımın üstüne koydum.
Kutunun üstünde yazılanlara göre, önce şifreyi girmem gerekiyordu. Ama şifrenin ne olduğu belli değildi.

Uzun uzun düşündüm ve kutunun etrafını inceledim. Şifre ne konmuş olabilirdi ki?

Teker teker annemin, benim,anneannemin doğum gününü denedim ama olmadı. Aklıma babamın doğum günü geldi. Girdiğim halde yine olmadı. 
Oflayarak kutunun önünden kalktım ve yere çömeldim.

Bildiklerimi uzun süre aklımdan geçirdim ama yine bir şey çıkmıyordu. Saçlarımı çekiştirerek, odanın içinde bir ileri ,bir geri yürümeye başladım.

Yalnız kalacağım için, şifreyi rahatça çözebilirdim. Çünkü Ali Abime rica etmiş ,odaya kimseyi almamasını söylemiştim.

Aklıma acıklı bir an geldi , ya evi terk ettiği günü şifre yapabilirdi , ya da babamın ölüm tarihi ...

Bu düşünce , tüylerimin ürpermesine yol açmıştı. Zaten titremekte olan vücudum,bu düşünce ile tamamen alarma geçmişti.

Elimden bulduğum son destek ile, yatağın başına tutunarak kalktım. Yatağın içine tekrar oturdum ve ayaklarımı bağdaş kurdum.

Kalan son gücüm ile ilk terk ettiği günün şifresini denedim.

"22/02/2000"- 22 Şubat 2000 -
Şifre yanlıştı.

Gözlerim hala yaşlı iken , aklıma gelen son tarihi denedim.

"24/07/2005" -24 Temmuz 2005 -
Kutudan "Trink" sesi duyulunca ,yerimde irkildim.

Ne yani , kutunun şifresi babamın ölüm tarihi mi ?
Kutuyu anında camdan fırlatıp ,atasım geldi o an aklıma.

AylaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin