Bölüm-16 Beklenen Ölüm

19 9 17
                                    

Marquis'un sözleri karşısında grup çok mutlu oldu.
Marquis öncelikle bayan Walker'ı öldürmek için onu tuzağa düşürmeleri gerektiğinden bahsetti.
Marquis:
- Çocuklar söyleyeceklerimi iyi dinleyin.
Plan şu; İlk önce Margaret'ı buraya çağırmam lazım.
Şeytanın hançerinin bende olduğunu onu bulduğumu ancak cehenneme geri dönemediğimi söyleyeceğim.
O da hâliyle hemen buraya gelecek.
Ben cebimden bir şey çıkarıyormuş gibi yapacağım ve aranızdan herhangi biri arkadan Margaret'a hançeri saplayacak.

Leo öne atıldı.
-İzin verirseniz onu ben öldürmek istiyorum.

Grup başını anlayışla sallayınca Leo sevindi.
Şimdi sırada planı uygulamak vardı.

Marquis dediğini yaptı. Walker'a belirli sinyaller gönderdi.
Yaklaşık 5 dakika sonra Hançerin haberini alan Bayan Walker mutlulukla ormanda bitti.

Grup ağaçların arkasına saklanmıştı.
Leo doğru zamanı  bekliyordu.
Tam bu sırada Dorothy geldi.
Dorothy
-Efendim,onlara inanmayın sizi kandırıyorlar Adrian da işin içinde!
Diye bağırmaya başladı.Eleanor dayanamayıp Dorothy'in yüzüne yumruk attı.
Dorothy ve Eleanor kavgaya tutuşunca Bayan Walker fırsat bilip son sözlerini söyledi ve gitmeye hazırlandı.

-Oh, Marquis yaptığın büyük bir hataydı. Yüce Lucifer kendisine yapılan bu saygısızlığı asla affetmez!

Tam kollarını açıp gidecekken Leo hançeri Walker'ın sırtına sapladı.

Sessizlik

Eleanor durup anlamaya çalıştı.
Bu sırada Dorothy fırsattan istifade Eleanor'un ellerinden kurtulup Betsy'nin yanına gitti.

Gözlerinden nefret akıyordu.

Dorothy:
- Sizi aptal insanlar! Arkadaşınızı özleyeceksiniz! Ama bir kan bir kanla ödenir!

Betsy'nin kolunu sıkıca tuttu ve anında ikisi de ortalıktan kayboldu.

Leo hançeri bırakıp yere düştü.
Eleanor ne yapacağını bilmiyordu bir anlık elini gevşetmesi neleri beraberinde getirmişti.

Morgan Leo'nun yanına koştu.
Leo'nun kafasını kaldırıp
"Üzülme, biz her şeyin yolunu buluruz.Daha önce bulduk ona bir şey olmayacak!"
Leo konuşamıyordu.

Adrian ve Eleanor da yanlarına geldi.
Bu sırada bir şeyi fark ettiler.

Marquis hançerle birlikte yok olmuştu.

Leo ayağa kalkıp ağır küfürler etmeye başladı.
Eleanor kendini sorumlu tutuyordu.
Bu sırada arkadan bir ses duyuldu.
Marquis:
-Betsy'nin yerini tespit ettim.

Grup şaşırmıştı.Marquis'un onlara ihanet ettiğini düşünmüşlerdi ancak böyle bir durumun hiç gerçekleşmediğini görmüşlerdi.

Marquis:
- Bana niye öyle bakıyorsunuz ki?
Morgan:
- Hançer nerede?
Marquis cevap verdi.
- Burada işte cebimde. Bende kalmasının daha uygun olacağını düşündüm. Sonuçta bu hançer benim sayılır.
Morgan şüpheci bir tavırla söyledi.
- Onu bize karşı kullanmayacağını nereden bilebiliriz?
Marquis:
- Bilemezsiniz ancak başka çareniz de yok gibi gözüküyor. Deyip herkesin perişan yüzlerini işaret etti.
Morgan bu sözlü savaşı kaybedeceğini anlamıştı ve daha fazla bir şey söylememeye karar verdi.

Eleanor oturduğu yerden kalkıp Marquis'a bir soru sordu.
- Betsy'nin yerini tespit ettim demiştiniz. Nerede?
Marquis:
- Sakın panik yapmayın. Şu durumda mantıklı düşünmemiz gerek.
Betsy, cehenneme götürülmüş.
Leo'nun üzgün suratının yerine sinirli bir ifade geldi.
Leo:
- Ne demek cehennemde?!
Diye bağırmaya başladı.
Daha sonra Morgan "Sakin ol! Marquis'un ne dediğini duydun."
Leo umursamaz bir tavırla Morgan'ın suratına bakmadı bile.
Eleanor:
- O kız, Dorothy midir nedir? Bir kan bir kanla ödenmeli dedi. Bizden Walker'ın canına karşılık Betsy'yi mi aldılar?
Son cümlesini söylerken yüzünü  buruşturup korkmuş bir tavırla söylemişti.

Eleanor da dahil herkes bu sorunun cevabını biliyordu.
"Evet,öyleydi"

Marquis konuşacak kelime seçemeyip bir kaç dakika sessiz kaldı.
Daha sonra söze başladı.
-Siz cehenneme giremezsiniz. Oraya sadece ben ile Adrian gidebiliriz.
Morgan ve Eleanor anlayışla başını salladı. Oraya girmek onlar için imkansızdı.
Ancak Leo onlarla aynı düşünceye sahip değildi.
Leo:
- Ne demek siz giremezsiniz? Oraya ben de gideceğim!
Marquis Leo'nun bu tavrını fazla ciddiye almadı ve şunları söyledi.
-Oraya gidip normal ateşten 1900 kat daha fazla yakıcı lavlarda yüzüp derinin yok olmasını istiyorsan buyur gidelim.
Leo herşeye razıydı ve kabul edecekti ancak bu sırada Adrian ve Marquis kayboldu.

Daha sonra bir rüzgâr geldi ve ardından Brian ve Phill gözüktü.

Leo:
- Arkadaşınız herşeyi mahvetti!
Brian ve Phill suçlu bir tavırla birbirlerine baktılar.

Brian:
- Özür dileriz. Size yardım etmek istiyoruz.
Leo kızıp bağıracakken Morgan onu durdurdu.
Morgan:
- Leo! Yeter bu kadar. Brian ve Phill'di değil mi?
Brian ve Phill başını onaylarcasına hareket ettirdi.
Morgan sözünü devam ettirdi.
- Walker'ın cesedinden kurtulabilir misiniz?
Brian ve Phill birbirlerine şaşkın şaşkın baktı.
Phill sessiz bir biçimde.
-Tabii
Dedi.
Aynı zamanda ikisi de cesede bakıyordu.
Phill ile Brian gidip cesedi aldılar ve yok oldular.

Bu sırada Cehennemde

Marquis ve Adrian cehennemin ortasına düştüler.
İhanetleri Dorothy sayesinde çoktan duyulmuş olmalıydı ve Bütün iblisler onlara karşı gelecekti.
Marquis:
- Adrian, asla benden ayrılma.
Adrian kafasını salladı.
- Tamam.
Marquis ve Adrian ürkek fakat cesaret dolu adımlarla ilerliyorlardı.
Marquis
- Onu Lucifer'ın yanında tutuyolar. İnsan kanının kokusunu buradan alıyorum.
Adrian:
- O halde şansımız hiç yok.
Marquis:
- Umudunu kaybetme. Şans her zaman vardır.

Marquis ve Adrian Lucifer'ın tahtına arkadan geldi.
İçeriye girmiyorlardı ve konuşmalardan orada kaç kişi olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

Lucifer:
- Dorothy olmasaydı felaket olabilirdi.
Yanındaki birine seslenerek;
- Ona cehennemin bir bölgesini hediye ediyorum. Yaptıkları karşılıksız bırakılmamalı.
Marquis'a gelince ondan kaç zamandır bu hareketi bekliyordum. O benim uzun zamandır kölemdi. İhanetin bedelini biliyorsunuz. Derhal onu buraya getirin!

Adrian'ın gözüne Betsy'nin zincirlenmiş bedeni ilişti.
Adrian:
- Aman Tanrım! Şu hâle bak! Böyle devam ederse ölecek.
Marquis:
- Tamam, pekala. Bir şeyler düşünmeliyiz.
Biraz bekledi ve sözüne devam etti.
-Adrian, iblisler arasında kavga çıkarabilir misin?
Adrian başta şaşırmıştı fakat daha sonra plan kafasında canlanmaya başladı.
Adrian:
- Hemen geliyorum.
Diyerek iblisler arasında kavga çıkarmaya gitti.
Yaklaşık on  dakika sonrasında aşağıdan kavga sesleri gelmeye başladı.
Başta Şeytan hariç diğerleri o bölgeye gittiler. Daha sonra Dorothy gelip durmadıklarını hatta cehennemdeki Şeytanın heykelini ateşe verdiklerini söyleyince Lucifer öfkeden çılgına döndü.
Tahtından kalktı ve aceleyle kavganın olduğu kata yürümeye başladı.
Marquis ve Adrian birbirlerine baktı.
Aynı anda "Ya şimdi ya da hiç" deyip Betsy'ye koştular.
Betsy'yi zincirlerden çıkardılar ve Marquis Betsy'yi kucağına aldı.

Tam bu sırada Adrian'ın sırtına aynı anda yaklaşık elli tane ok saplandı.

Marquis ne olduğunu anlamak için döndüğünde kendisine ve Betsy'ye de ok saplandı.
Marquis yere yığıldı.
Betsy ve Adrian'ın elini tutarak son nefesinde dünyaya ışınlandı.

Şeytanın ElçisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin