Şeytanın Elçisi

Bölüm-20 Cehennem (Final)

Bayan Walker...
Liza'nın ölümü...
Victor'un evine yerleşmeleri...

Her bir anı ince ayrıntısıyla birlikte gözlerinin önünden geçiyordu.
Bu onların kinini arttırıyordu şeytana karşı. Ve o elçi. Onu öldürmenin verdiği cesaretle cehenneme gitmenin yolunu tuttular.
Ayin yaptıkları ormanın o alanına ulaşınca açıkçası hiç biri ne yapacağını bilmiyordu.
Cehenneme oradan gidebilirlerdi ancak nasıl gidileceği akıllarındaki tek soruydu. Ne Adrian ne de Marquis vardı. Sorunun cevabı onlardaydı fakat o cevabı veremezlerdi.
Bu sırada şimşek çaktı.
Mor bir duman etrafı kapladı.
Eleanor bir silüeti gözüne kestirince herşeyi anladı.
O silüet Dorothy'ye aitti. Belki de arkadaşlarının hepsinin ölmesine parmağı olan Dorothy'e Eleanor hemen kılıcı ona doğru doğrultu. Morgan büyük bir kızgınlık ve acıyla o kıza bakıyordu. Leo'nun kendini zor tuttuğu ise gözlerinden belliydi.

Dorothy: "Kesin şu saçmalığı bir bildiğimiz var da o yüzden geldik herhalde."

Eleanor: "Saçmalık mı?" Histerik  bir gülümseme yaratıp devam etti " Saçmalık ha? Evet haklısın gerçekten ne de olsa Betsy, Adrian Marquis bile senin yüzünden ölmedi değil mi?"

Dorothy: " Tamam, tamam haklısınız işte. Ama bu sefer ben onların tarafında olamam... Brian ve Phill onlar benim arkadaşlarım. Cehennemde işkenceye maruz kalıyorlar. Aslında bunu onlar değil siz hak ediyorsunuz ama rolleri değiştirmeye çalışmayacağım merak etmeyin. Onları daha fazla tehlikeye atamam. Hazır siz de şeytana başkaldırmak için yola çıkmışken. Uzun lafın kısası sadece Brian ve Phill için altını çizerim yardım edeceğim."

Leo: " Senin yardımına ihtiyacımız yok defol git buradan"

Dorothy gülümsedi. "Pardon yardımıma ihtiyacı olmayan arkadaş buradan cehenneme bir çukur mu kazmayı düşünüyordun acaba?"

Leo susup kaldı. Aslında gerçekten yardımına ihtiyaçları vardı cehenneme başka türlü gidemezlerdi.

Morgan: " Tamam, bizi cehenneme götüreceksin ama şeytana yapacağımız hiçbirşeyi sabote  etmeyeceksin Brian ve Phill'i kurtar yeter. Gerisine karışma."

Dorothy: " Tatlı şey seni zaten ben karışsam da karışmasam da siz şeytanı yenemezsiniz o gibi yüce bir varlığı yenmek için Dolunay Tılsımına ihtiyacınız  var zeki şeyler. E o da sizde yok. Ama merak etmeyin cehennem hapishanesinde en iyi şartlar altında yaşamanızı sağlayabilirim."

Morgan tam ağızını açıp kendilerinin o tılsıma sahip olduğunu söyleyecekti ancak  Leo fark edip hemen onu susturdu.

Eleanor " Hadi ne duruyoruz? Başlayalım artık."

Dorothy elini uzattı. Herkes birbirlerinin elini tutup bir çember oluşturdu. Dorothy çok odaklanmıştı gözleri kapalıydı. Sessizce birşeyler mırıldanırken birden bağırmaya başladı.

"Igneum Gehennae ignis volumus. Me et amicis meis epularer vis ad diabolum damnaret. Deum habemus bonum ad petere auxilium tuum."

Bunu bir kez daha söyledikten sonra kendilerini cehennemde buldular. Dorothy hemen kendisini takip etmelerini söyleyip kayaların arasına girdi. Dar alanlardan geçerek sonunda bir eve geldiler.
Dorothy " Burası benim evim hemen girin."
Grup dediğini yaptı.  Dorothy mutfağa geçip turuncu renkli birsürü mantar çıkardı. "Şu an ne yaptığımı anlamıyor olabilirsiniz ama biraz bekleyin ve sakın yerinizden kıpırdamayın. "

Dorothy bunları söyledikten sonra yukarı kata çıktı. Kırmızı deri kumaşlı giysiler ile birlikte geri geldi. "Bunlar cehennem ateşine dayanıklı giysiler. Bunları giyin ve giydikten sonra  çıkardığım mantarları kollarınıza ellerinize sürün."