7|Düşman

690 86 22
                                    

***

Eve geldiğimde dediği aklımdan çıkmıyordu.

"Her şey geçmişte mi kaldı Suzy? Yoksa bir ihtimal... var mı?''

Ne demeye çalışmıştı acaba? Benden nefret etmiyor muydu?

Ama ben nefret ettiğini sanıyordum. Belki de nefret ediyordu. Sadece öylesine sormuşta olabilir. Olamaz mı?

Kendine gel Suzy! Ne zamandan beri Myungsoo'nun senden nefret edip etmemesiyle ilgilenir oldun?

Ahh! Birazdan kafayı yiyeceğim. Banane ya!? Niye düşünüyorum ki ben? Zaten sonrada ''Neyse...Seni eve bırakayım.'' dedi ensesini kaşıyarak. Sonrada eve geldik. Bu kadardı yani.

Ama öyle içten söylemişti ki... Anlatamam. Sanki bir umutla sormuştu. Geçmişte telefonu ders çalışırken aldığımı da unutmamıştı. Zaten hatırlayıp bunu sormuştu.

Ne düşünüyorum ben yaa!

Saate baktığımda çok geç olduğunu farkettim. Neredeyse 1 buçuk saattir düşünüyordum. Ondan öncede biraz ders çalışmıştım.

Pijamalarımı giyerek kendimi uykunun ellerine teslim ettim.

***

Sabah alarmın sesiyle gözlerimi açtım. Okul. Okul. Ve yine okul! Biraz daha uyusam ne olur ki sanki?

Zar zor yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Kısa bir duştan sonra saçımı kuruttum ve yandan ördüm. Odama geçerek kıyafetlerimi giydim.

Mutfağa giderek bu sefer doğru düzgün kahvaltı yapacağıma söz verdim.

Masaya kahvaltılıkları koydum ve buzdolabından meyvesuyunu alarak bardağa koydum.

Sonrada oturup kahvaltımı yapmaya başladım.

Bir insan yalnız başına nasıl yaşayabilir ki? Yanınızda mutlaka bir eş olmalı bence.

Ben burda tek başıma nasıl kahvaltı edebilirim ki? Benden bunu beklememeliler.

Ben boşuna mı okula bir şeyler atıştırıp gidiyorum. Bir nedeni var ve bu da yalnızlık.

Yalnız değilim. Asla yalnız değilim. Çünkü ailem, arkadaşlarım var.

Sadece... sadece masada tek başıma yemek yemeyi sevmem. Bu konuda ki yalnızlıktan bahsetmiştim. Yalnız bir şeyler yapmayı da sevmem.

Evet. Tek başıma gezebilirim, alış veriş merkezine de gidebilirim. Ama evde tek kalmayı sevmem. Gezerken en azından yanınızda insanlar da var. Ama evde tek başınıza kalıyorsunuz.

Kahvaltımı bitirdikten sonra çantamı alıp evden çıktım. Yolda yürürken telefonum çalmaya başladı. Arayan Se Na'ydı.

''Günaydın canım! '' diye bağıran Se Na'nın yüzünden kulaklarımdan olacağım.

''Günaydın canım.''

''Ben okuldayım. Geliyor musun?''

''Geliyorum. Yoldayım.''

''Çabuk gel. Çok önemli bir şey oldu.''

''Ne oldu? Merak ettim.''

''Sen okula gel. Anlatırım. Hadi görüşürüz.''

''Görüşürüz.''

Merak ettim yaa. Ne oldu ki?

Ne olabilir ki? Yine okuldaki saçma olaylardır.

Okul görününce biraz daha hızlandım. Çünkü cidden merak ettim. Okula girerek sınıfıma girdim.

Se Na'yı görünce 'Ne oldu?' dercesine baktım. Anlamış olacak ki koluma girerek dışarı çıkardı.

Ne oluyordu ya? Dışarı niye çıkıyoruz? Çok mu özel?

Se Na durunca arka bahçeye geldiğimizi gördüm.

''Ne oldu Se Na? Niye burdayız? Çok mu özel? ''

''Tamam. Sakin ol. Çok önemli bir mesele. Anlatıyorum. İyi dinle. Bizim okulda Kris diye biri var ya.''

''Hangi Kris yaa?''

''İyi misin Suzy sen? Popüler olan, gıcık, tehlikeli olan Kris. Bilmem anlatabildim mi?''

''Tamam. Tamam. Hatırladım.''

Cidden kendimde değilim ben ya. Tehlikeli, gıcık Kris'i tanıyamadım. Nefret ediyorum o çocuktan.

''Kris'le Myungsoo bu sabah kavga ettiler. Biraz daha erken gelseydin görürdün. Nedenini kimse bilmiyor. Bazıları geçmişle alakalı şeyler diyorlar. Geçmişte ikiside aynı kişiyi sevmiş filan. Sonra araları açılmış. Ama sanmıyorum. Olabilir mi sence?''

Ne!? Gerçekten mi? Kavga mı etmişler? Hem de aynı kişiyi mi sevmişler? Yok canım. Myungsoo mu? Ya da kalpsiz Kris mi? Peki ben neden bilmiyorum? Sonuçta önceden Myungsooyla çıkıyordum. Bana neden demedi!?

Ne diyorum ben yaa? Geçmiş geçmişte kalmıştır. Myungsoo beni hiç ilgilendirmez. Bana ne kavga ettilerse?

"Iyi de Se Na'cım burda beni ilgilendirecek bir şey bulamıyorum." dedim sakin görünmeye çalışarak.
Tabi becerebildiysem.

"Suzy cidden bugün iyi değilsin. Myungsoo diyorum. M.y.u.n.g.s.o.o" dedi Myungsoo'nun isiminin üstüne basa basa.

Bu kız beni tanıyor yaa. Ama maalesef ben artık değiştim. Myungsoo'yla ilgilenmiyorum.

"İ.l.g.i.l.e.n.m.i.y.o.r.u.m Se Na. Banane ondan veya Kris'ten yaa!?"

"Peki. O zaman sana diğer kötü haberi de söyleyeyim. Kris Myungsoo'nun inadına bizim sınıfa geldi."

"Ne!? Gerçekten mi!? Şaka de lütfen yaa! Off !"

Ya olamaz. Kris bizim sınıfa gelmesin. Sürekli kavga eden, gıcık, kendini beğenmişin teki. Ve ben öyle insanlardan nefret ederim!

Saate baktığımda geç kaldığımızı gördüm. Bittik şimdi biz yaa! Ders edebiyat ve o hoca asla içeri almaz.

"Se Na asıl şimdi bittik biz! Dersi kaçırdık. "

"Ne güzel işte yaa. Boş ver. Hiç o edebiyatçıyı çekecek halde değildim. Hele bir de Kai'yi hiç çekemem."

Beraber okulun içine girdik ve kantine gittik. Masalardan birine oturduk ve sıkılmamak için konuşmaya başladık.

Ta ki o gıcık, nefret ettiğim sesin sahibini görene kadar...

"Ooo... Kimler varmış burada! Merhaba Suzy ve Se Na. Ben Kris. Bende ne kadar üzülmüştüm, Suzy ve Se Na'yla tanışamayacağım diye. Derse gelmediniz ya o yüzden. Haa... Birde Myungsoo'yla baya yakınmışsınız. Sizin adınıza çok üzüldüm. Hele ki Suzy en çokta senin adına..." dedi alayla konuşarak.

Sonra da kulağıma yaklaştı. Sıcak nefesini kulağımda hissediyordum.

Ve şu sözleri ekledi. Korkmama neden olacak sözler...

" Yeni düşmanına 'Merhaba' de. Büyük bir düşman kazandın küçük hanım. Benden korkmalısın."

***

Biliyorum, kısa oldu. Bu kadar yazabildim. Umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin. :)

Okunma sayısını görünce o kadaar mutlu oldum ki... :) :) Çook teşekkür ederim. 1,89 K okunma olmuş. Oylar ve yorumlar içinde teşekkürler.

Keşke her okuyan beğense... ;) 1,89 K da oy olurdu. :) Ama yine de oy sayımız az değil.

Bu arada Kris hakkındaki düşünceleriniz neler? ;)

Tekrardan teşekkür ederim her şey için.

SibelKRC1


Aşk Mı? Nefret Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin