Yorumlarınızı bekliyorum.///////
Dudaklarını dudaklarımdan soluklanmak için ayırdığında kendimi boşluğa düşmüş gibi hissettim.
Sanki dudakları kendimi tamam hissetmem için eksik olan son parçamdı.Utancımdan kafamı kaldıramıyordum zaten.Daha demin cesaret dolu olan çocuk uçup gitmişti.Şuan korkak bir kedi gibiydim.
Çenemde hissettiğim elle gözlerimi daha sıkı yumdum.Eliyle yere eğik olan başımı yukarı doğru kaldırdı ama hala gözlerimi açamamıştım.
"Can,gözlerini aç lütfen.Güzel gözlerine bakmak istiyorum."
"Şuan açmasam." dedim hala kapalı olan gözlerimle.
"Gözlerine bakamadıktan sonra yanında olmamın ne anlamı var?" demesiyle gözlerimi hafifçe araladım.
"Heh,bak ne güzel oldu.Hiç böyle güzel gözler benden saklanır mı?" dedi çenesindeki elini yanağıma taşırken .
"Utanıyorum da şey ben gitsem iyi olur ya." diyerek duvardan aşağı indim.Arkama baktığımda onun kollarında ne kadar güvende hissettiğimi fark ettim.Normalde o kadar yüksek bir duvarın üzerine asla oturamazdım.Arkası boşluktu üstelik.
"Can,kaçman ne işe yarayacak?Yarın sana kahvaltıya gelmeyi düşünüyorum da çünkü."
"Bana mı?Kahvaltıya mı?Gel tabi canım.Yani canım derken gel yani.Gidiyorum ben hadi görüşürüz." diyerek saçma bir el hareketiyle ordan ayrıldım.
Titriyordum.Heyecandan olsa gerek ağzım kurumuştu.Odama gidip masamın üzerinde duran suyu tek dikişte bitirdim.
Şuan içim alev alev yanıyordu.Sanırım bu su o yangını söndürmeye yetmeyecekti.
Hızlıca çantamı topladım.Eve gidip hızlıca bir duş almalı ardından uyumalıydım.
Çünkü uyursam düşünmezdim.Taksiyi odadan çıkmadan aradım ki aşağıda beklemek zorunda kalmayayım.Bilgisayarımı çantama koydum ve çantamı koluma takarak hızlı adımlarla asansöre ilerledim.Aşağı inip beni bekleyen taksiye bindim ve eve geçtim.
Sıcak bir duş alsam rahatlarım diye düşünüyordum ama duştayken de duştan çıkınca da aklım hep ondaydı.
Öpüşü aklıma geldikçe sırıtıyor ve ellerimi dudaklarıma götürüyordum istemsizce.
Midemde kelebekler uçuşuyordu sanki.Bu kelebek muhabbetine hep çok gülerdim ama sanırım gerçekti.
Sonra yatağıma geçtim aptal bir sırıtışla uyuyakalmışım.
Sabah gözlerimi zil sesiyle açtım.Baş ucumdaki saate baktığımda normalde utandığım saatten yarım saat geciktiğimi fark ettim.Telaşla yataktan kalktım ve kapıya doğru resmen uçtum.
Delikten kim olduğuna bakmamla Barış'ı gördüm.
Dün kahvaltıya gelmeyi düşünüyorum derken ciddi miydi?
Üstümü başımı düzelterek kapıyı açtım.Şuan aşırı paspaldım.Aslında üzerimi değiştirip açsam daha iyi olurdu ama çocuk kapıda bekliyordu.
Kapıyı açtım.Elinde poşetlerle bekleyen iki metrelik adamı görünce içim ısındı.Günüm aniden güzelleşmişti sanki.
"Can, ağaç oldum burda ya.İnsan bi hazırlık yapar.O kadar söyledim dün sana." dedi yapmacık bir kızgınlıkla.
"Alarmımı duymamışım çok özür dilerim.Sen geç ben üstümü değiştirip geliyorum hemen."
Birden beni süzmeye başladı.Dudaklarından ufak bir kahkaha saldı.Üzerimde unicorn baskılı tişört ve şort vardı.Komik bir şey göremiyordum.
"Çok tatlısın ona gülüyordum.
Öldürecekmiş gibi bakmana gerek yok.Ayrıca ilk uyandığında hep bu kadar güzel misin?"Vücudumdaki kanların yanaklarıma pompalandığını hissediyordum şuan .
"Beni utandırmayı kes.Bir şeyler giyip geliyorum şimdi.Sen de çay suyu koy bir de poşetleri masaya bırak." diyerek odama geçtim.
Üstüme siyah bir tişört geçirerek hızlıca yanına döndüm.Çay suyunu koymuş ve bulduğu tabaklara aldığı simitleri koyuyordu.
"Barış çok acıktın galiba."
"Ölüyorum açlıktan hadi sen de peynir,domates ,salatalık falan çıkar.Beni doyurmak zordur."dedi göz kırparak.
"Doyururum ben seni sen rahat ol."
Umarım burdan fesat bir şeyler anlamamıştır diye düşünürken göz kırparak kurduğu cümle tam anlamıyla fesat anladığını kanıtlamıştı.
"Doyur bakalım." dedi ve çayı demlemek için arkasını döndü.
Sırtını izliyordum.İnsanın sırtı nasıl bu kadar güzel olabilirdi?
"İnsanın sarılası geliyor değil mi?İzlemek yerine gel sarıl Can."
Bu adam ne düşündüğümü nerden biliyordu?
"Ne alakası var şimdi?Kimseye sarılmak istemiyorum.Şuan tek isteğim karnımı doyurmak."
Cevap vermedi hızlıca sofrayı hazırladık.Çayları dökmek için ayaklandığı sırada çalan telefonuyla duraksadı .
"Baban arıyor Can.Neden acaba?"
Bilmem dercesine dudak büzdüm ve telefonla konuşmasını izlemeye başladım.
"Buyrun."
"Tabi gelebilirim."
"Hemen şuan mı gelmem gerek?"
"Tabi anladım efendim çıkıyorum yola."diyerek kapattı telefonu.
Soran gözlerle bakıyordum ona.
"Şey baban hemen yanına çağırdı.Aceleymiş.Gidiyorum ben yani."
"E , ağzına lokma koymadın ama doyuramadın karnını."diyerek kapıya kadar ona eşlik ettim.
Sallamak için kaldırdığım elimi tutarak beni kendine çekti.Yanaklarımı öptükten sonra burnumun ucuna ufak bir öpücük bıraktı.Şaşkın bakışlar eşliğinde onu izliyordum.
"Can şöyle bakmayı kes.Karnımı doyurmaya çalışıyorum şurada." dedi.Sonda gözünü kırpmasa iyiydi.Her an bayılabilirdim çünkü.
Gideceğini sanarken dudaklarını dudaklarıma değdirip geri çekti.Ufacık bir öpücük bıraktı.Sonra da gitti.
O an başına gelecek şeyi bilsem onu asla bırakmazdım.Ama hayatta nelerle karşılaşacağımızı genelde tahmin edemiyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEEL ALİVE | CEMBAR (TAMAMLANDI)
Teen Fiction"Yaranı yok edemeyiz belki ama güzel anılarla acısını hafifletebiliriz Can."