Selam kuzular ben geldim.Yorum atmayı ve oy vermeyi unutmayın sizi seviyorum .
~~~~~~[
Sabah uyandığımda yanımda Barış'ı görmeyi beklerken koskocaman bir boşluk buldum.İçeriden gelen kızarmış ekmek kokusu ise kahvaltı hazırladığını gösteriyordu.
Dolabını açıp üzerime güzel bir şeyler giyerek odadan çıktım.Güzel şeyler seçsem de komik gözüküyordum çünkü Barış kilo almış ve ben de onun aksine oldukça zayıflamıştım.Doğal olarak kıyafetlerin içinde kayboluyordum.
"Barış nerdesin?"diye seslenmemle anında cevap verdi.
"Mutfaktayım sol tarafa dön."
İçeri girdiğimde mavi bir önlüğün içinde yumurta pişiriyordu.
Arkasından sarılarak boynuna bir öpücük kondurdum.
"Can uslu dur.Emma içeride sabah erkenden geldi."demesiyle kollarımı çözerek sandalyeye oturdum.
"Yardım edilecek bir şey var mı?"diye sordum usulca.
"Bebeğim kahvaltı işi bende sen gidip bir Emma'ya baksan çok iyi olur.Şuan kıyafet seçiyordur kendine.Eğer onu beklersek kahvaltıyı yarına anca ederiz."demesiyle odanın yerini öğrenip Emma'ya bakmaya gittim.
Bu ev kocamandı.
Kapıyı tıklayarak bana gel demesini bekledim.
"Baba,gelme lütfen.Karar verirken üzerimde baskı oluşturuyorsun."demesiyle kıkırdadım.
"Emma,benim Can abin."dedikten biraz sonra kapı açıldı.İçeriye göz atmak için kafamı soktuğumda gördüğüm şeyle hayretler içinde kaldım .
Küçük bir çocuk için bu kadar kıyafet fazla değil miydi?
Ayrıca burası neden bu kadar dağınıktı?
"Şey Emma ben çok acıktım da ne zaman biter işin?"dedim.
İşi bitecekmiş gibi gözükmüyordu.
"Şey üç seçeneğe düşürdüm zaten.Sence elbise mi giysem?"dedi kararsız bir şekilde.
Kız çocukları bu kadar süslü oluyor muydu gerçekten?
"Bence şuradaki etek daha güzel."dememle eteği eline alarak aynanın karşısına geçti.Üzerine tuttuktan sonra beğendiğini belirten bir ses çıkardı.
"Tamam ben giyinip geliyorum.Sen çıkabilirsin."demesiyle ayaklandım.
"Çabuk ol ama."diyerek odadan çıktım.
Hızlı adımlarla mutfağa geçtim ve çay koyan Barış'ı görmemle bir ıslık öttürdüm.
"Karizmam karşısında kendini engelleyememen normal ama kızımın yanında sarkıntılık yapma bana."dedi.Sesinden dalga geçtiğini anlıyordum.
"Hadi ya ben sana onun yanında şaplak atmayı planlıyordum oysaki."dememle kahkahasıyla doldurdu mutfağı.
"Baba çok açım."diyerek mutfağa giren Emma ikimizinde susmasına sebep olmuştu .
"Bebeğim hazırladım kahvaltını gel otur bakalım."diyen Barışla gözlerimden kalpler çıkmıştı.
Babalık ona çok yakışmıştı.
Tam hayal ettiğim gibi sevgi dolu ve merhametli bir baba olmuştu.
"Harika olmuş baba."diyerek iştahla yiyen kıza bakarak gülümsedim.
Ben de onlara katılıp kahvaltımı yaparken Emma'nın sorusuyla duraksadım.
"Artık Can abi bizimle mi kalacak baba?"
Barışla göz göze geldik ve konuşmaya başlayan o oldu.
"Hayır bebeğim maalesef.Çalışmak için Türkiye'ye dönmek zorunda."
"Anladım.Keşke bizimle kalsaydın.Moda konusunda zevkli birisin.Babam biraz zevksiz."demesiyle kahkaha atmaya başladım.
"Baban önceden benim yanımdayken kırmızı şortun üzerine pembe tişört giyerdi.Onu suçlama zevksiz doğmuş."demesiyle kafama zeytin fırlatılması eş zamanlı gerçekleşti.
Kızgın bir şekilde bana bakan Barışla yutkundum.
"Can o zaman neden pembe tişört giydiğimi anlatmamı ister misin?Bence istemezsin."
Aklıma gelen şeyle gülümsedim.
Barış ve ben sabah annem tarafından baskına uğramış ve hızlıca giyinmek zorunda kalmıştık.
Barış o zaman kırmızı şortun üstüne giydiği pembe tişörtle moda camiasının kanayan yarası olmuştu.
Acele etmeseydik çıplak basılacaktık.Yine de annem gittikten sonra onunla saatlerce dalga geçmiştim ve annemden de evimin anahtarını uygun bir dille geri istemiştim.
"Anlatmana gerek yok."diyerek kapattım konuyu.Emma meraklı gözlerle bize bakıyordu.
Ne konuştuğumuzu anlamaması güzeldi.
Barış'ın yerinde ben olsam ona asla Türkçe öğretmezdim.
Ben Barış'a dalmışken dikkatimi masanın üzerinde titreyen telefonum dağıttı.
Elime alıp açtığımda gördüğüm şeyle gözlerimi devirdim.
Çisem'den bir yeni mesaj.
"Can,merak ediyorum seni.İyi misin?"
Cevap vermeden telefonu yanıma koydum.Barış tam kim olduğunu soracaktı ki bu sefer de ekranda annemin adı belirdi.
Hızlıca cevapladım.Annem merakta bırakılmayı sevmezdi çünkü.
"Anne,efendim?"
"Ne zaman dönüyorsun Can?"
"Anne halimi hatırımı sorsaydın keşke.Henüz belli değil .Bir de sesin kötü geliyor iyi misin?"
Çatallı gelen sesi ağladığının kanıtıydı.Endişelenmeme sebep olmuştu.
"Gayet iyiyim ben.Babanı boşuyorum.Destek olmak istersen yanıma gel diye haber verdim.Nedenini geldiğinde anlatırım."diyerek telefonu kapatmasıyla neye uğradığımı şaşırdım .
İfademden beklemediğim bir şey olduğu anlaşılıyordu tahminen.Koluma değen Barış'ın eliyle kendime geldi.
"Can noldu iyi misin?"
"Barış ben eve dönüyorum.Annem babamı boşayacakmış."
"Ne?Yani isabetli bir karar olmuş.Annen gibi tatlı bir kadının baban gibi bir canavarla evli olması haksızlık.Ama neden?"
"Nedenini bilmiyorum.Öğrenmek için gidiyorum zaten.Bana bilet alabilir misin lütfen?"diyerek masadan kalktım.
Biran önce eve gidip neler olduğunu öğrenmeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEEL ALİVE | CEMBAR (TAMAMLANDI)
Teen Fiction"Yaranı yok edemeyiz belki ama güzel anılarla acısını hafifletebiliriz Can."