Bilgisayar çantamı koluma takarak masama son defa göz gezdirdim.Eve almam gereken herhangi bir şey kalmamıştı.Işığımı kapatarak kapımı kapattım.
Şirkette son kalan ben gibiydim.Karanlık koridorda hızlı adımlarla yürümeye başladım.Kapıdan çıkarken güvenliğe başımla selam verdim.Çağırdığım taksiyi beklemeye başladım derken kulağıma dolan motor sesiyle başımı sağ tarafa çevirdim.
Bu Barış'ın motoruydu.Motorunu durdurdu ve yavaş hareketlerle kaskını çıkardı.Saçlarını yine ağır hareketlerde savurdu.
Neden bilmiyordum ama çok güzel gözüküyordu.Hareketleri,duruşu bir bütün olarak tapılacak cinstendi.
Saçları ipek gibiydi.
Dişleri inci gibi.
Dudakları...ah, pespembe yumuşacık gözüken dudakları...
Gerçekten gözüktüğü gibi yumuşaklar mıydı?
Neyse konumuz bu değildi.Konumuz burda ne işi olduğuydu.
"E hadi neyi bekliyorsun?Al bu kaskı." diyerek motorun arkasından çıkardığı kaskı bana uzattı.
Şaşkın bakışlarımı onum gözlerine sabitleyerek konuşmaya başladım.
"Pardon da ben ne olduğunu anlayamadım tam olarak."
"Can,yemeğe gidicez demiştim ya sana.Nerenle dinliyorsun sen beni?"
"Ben ciddi olduğunu düşünmemiştim.Hem motora binmek istemiyorum."
Bıkkınlıkla verdiği nefesin ardından ellerini saçlarına daldırarak ağzını araladı.
"Birincisi gayet ciddiyim.Arkadaşımla yemek yemek istiyorum.İkincisi korkularından kaçarak yaşayamazsın.Sıkıca tutun bana dikkatli süreceğim söz veriyorum.Hem yemekte bu korkunun nedenini anlatacaksın bana.Anlaştık mı?" dedi gözünü kırparak.
Korkunun ecele faydası yoktu.Ayrıca nedense onun gözünde korkak bir herif imajı çizmek istemiyordum.Onun beni cesur ve korkusuz birisi olarak tanımasını istiyordum.
"Tamam ama nolur yavaş sür olur mu?"
"Söz." dedi ve kaskı bana uzattı.Uzattığı kaskı titreyen ellerimle alıp kafama geçirdim.Önceden motorumuz olduğu için bağlamayı biliyordum.Hızlıca hallederek beni bekleyen Barış'ın arkasına geçtim.
Sarılıp sarılmamak arasında kalmışken motorun hareket etmesiyle sımsıkı sarılarak gözlerimi yumdum.
Beş dakikanın sonunda motorun durmasıyla gözlerimi araladım.Nefesimi düzenlemeye çalışırken kollarım hala beline sıkıca sarılıydı.
"Can,biliyorum bana sarılmak muhteşem bir şey ama çok acıktım da kollarını açsan da yemek mi yesek?" der demez kollarımı çözdüm.
"Korkudan sarıldım herhalde meraklısı değilim yani."
"Bak ama korktuğun kadar yokmuş değil mi?"
"Fena değildi."dedim ve önümde yürüyen uzun adamı takip etmeye başladım.
İçeri girer girmez yüzümü ekşittim.Beni getire getire sushi yemeye mi getirmişti?En azından ramen yiyebilirdim ama o iğrenç şeyden yemezdim.Aklıma ilk kez sushi yediğim gün gelince yüzümü buruşturdum.Tam o sırada Barışla göz göze geldik.
"O kadar da kötü değil Can.Hiç mi sevmezsin?"
"Sushi yemem ama noddle vari bir şeyler yiyebilirim hadi geçelim." dedim ve boş olan bir masaya ilerledim.
Gelen garsona siparişlerimizi verip yemeklerimizi beklerken sohbet etmeye başladık.Öyle havadan sudan konuşurken malum konuyu açtı.
"Can,şu motor korkunun sebebini anlatsana bana.Çok merak ettim."
Derin bir.nefes aldım.O bana hayatıyla ilgili çok özel şeylerini anlatmıştı.Benden bu konuyla ilgili bri şeyler duymayı hak ediyordu kesinlikle.
"Biz aslında iki kardeştik .Gökçe çok çılgın bir kızdı.Ben yüksekten korkardım o paraşütle atlardı.Ben hızdan korkardım o motor sürmeye bayılırdı.Ben karanlıktan korkardım o dağlara tırmanıp içlerindeki mağaralarda elinde fenerle gezerdi.Hep yaşamak için doğduk Can her saniyesini değerlendirmemiz gerek derdi.Bu hayata olan bağlılığı ve enerjisinin onu hayattan koparacağını hiç tahmin etmemiştik.Birgün telaşlı telaşlı beni aradı.Ağva'da oda kiraladım hazırlan geliyorum diye.Motoruna atlayıp geldi hemen.Ben çok sevmiyordum motora binmeyi ama o motor aşığıydı resmen.İşte o gün beraber son motora binişimiz oldu.Yolda giderken kontrolünü kaybetti.Kaza yaptık bana şu kolumda gördüğün yara izi kaldı.O da aramızdan ayrıldı." diyerek konuşmamı tamamladım.Ağladığımı fark edince gözyaşlarımı silmek için ellerimi yanaklarıma götürdüm.Barış'ın konuşmasını beklerken o yerinden kalkıp usulca yanıma geldi.
Kolumu tuttu ve sıcak dudaklarını yaramın üstüne bastırdı.Ardından elleri hala akmaya devam eden gözyaşlarımı silmek için yüzümdeki yerini aldı.
Sessizce konuştu.
"Yaranı yok edemeyiz belki ama güzel anılarla acısını hafifletebiliriz Can."
Gözleri gözlerimdeyken söylediği şeylere odaklanmak imkansızdı.Ne dediğini umursamadım.Sadece kafamı göğsüne yasladım ve öylece bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEEL ALİVE | CEMBAR (TAMAMLANDI)
Teen Fiction"Yaranı yok edemeyiz belki ama güzel anılarla acısını hafifletebiliriz Can."