Bir Pazartesi günüydü
Tarihler belli,
Günün önemini anlamışcasına yağan şiddetli bir gündü.
Bardaktan su boşalırcasına yağmur yağarken kendimi yine balkonumda buldum.
Sadece yağmurun bana huzur verebileceği düşüncesi için üşümeyi göze aldım
Bilirsin senden sonra huzuru her şeyde aradım.
Yağmurun sesi uzun zaman sonra bana bir şeyler katmaktan çok almayı hedeflemişti.
Seni unutamıyorum...
Benden gitmeni isteyen yanım diğer yanıma çok kırgın,
Pes edip unuttuğumu sandığım günler çok acımasız,
Seni bana hatırlatan her şey fazlasıyla kinci,
Mantığım duygularımı es geçmeye o kadar alışmış ki
Duygularımın bittiği son yerde biz doğuyoruz
Yani ben, sadece ben bizi tekrardan yaşatıyorum.
Bu kışta gelip geçicek,
Yağmur dinicek,
Şemsiyeler ardiyadaki yerini alıcak.
Ve sen,
Sen beni çoktan unutmuş olucaksın.
Ben mi?
Ben mutluluğun zirvesinde yaşadığım günleri Dillendirmeye korktuğum her an gibi
Sadece susucam.
Yine gülücem
Bu sefer suskunluğum mutluluğumdan olmamak için olmayacak
Bilirsin acını en güzel gülerek saklarsın.Zamanında üzülmemem için çözümler üretirdin.
Şimdi beni en çok sensizlik yıpratıyor
Ve senin bu konuya dair hiçbir çözümün yok değil mi?
Unut beni, ben unutamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir KELEBEK Kadar Mutlu Musun?
PoetryBilinen bir gerçek vardır ki yara yarayı tanır. Belki daha önce hiç tanımadığım sizlerin yarasına dokunabilecek belki de biraz olsun hayatınıza yön verebileceğim. Ben buraya yazdığım her bir cümle sizin sesiniz olsun istiyorum. Umarım yaranızı tanı...