Ben Fiore Bianch nam-ı diğer Ajan: Duygusuz. Dünya'nın en ünlü aynı zamanda da en gizli ajanlarından biriyim. Herkes beni Ajan: Duygusuz olarak tanır ama şimdiye kadar çalıştığım birlik dışında kimse beni görmemiştir. Türk olmama rağmen babam yüzünd...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
* Kendimi herhangi bir yere ait hissetmiyorum. Ne bir şehre, ne bir ülkeye, ne de dünyaya.*
—
İçimdeki hissizlikle beraber birkaç saatlik bir uçak yolculuğu yapmıştım. Yolculuk boyunca da yıllardır düşündüğüm şeyi düşündüm;
Hiçbir şeye ait olmadığımı, ya da hiçbir yere ait hissedemediğimi... Genel olarak hiçbir şey hissedemediğimi desek daha doğru olur aslında.
İçimdeki düşüncelerle beraber geçirdiğim sıkıcı yolculuk sonunda sona ermişti. Uçaktan iner inmez babamı aradım ve hastanenin ismini öğrenip hemen yola çıktım. Şu an hastane koridorunda Tina'nın olduğu odaya doğru ilerliyorum. Tina'yla ne konuşabileceğimi düşünürken babam kapıdan çıktı ve bana sarıldıktan sonra beni Tina'nın olduğu odaya soktu.
Tina aşırı kötü gözüküyordu. Sürekli pozitif ve enerjisi yüksek birisinin bu halde gözükmesi kötü bir şeydi galiba. Yanına yaklaştım ve sandalyeye oturdum. O sırada Tina gözlerini açtı ve anında ağlamaya başladı.
"Fiore... Mi manchi tanto... Mi manca davvero... E Fiore così spaventato. Ero così spaventato che non ti rivedrò mai più."
"(Fiore... Seni çok özledim. Seni gerçekten çok özledim. Çok korktum Fiore. Seni bir daha göremeyeceğim diye o kadar korktum ki...)"
"Ok, sono qui Tina, rilassati."
"(Tamam, buradayım Tina, sakin ol.)"
"Türkçe konuşmayı da özledim sen yokken. İyi ki geldin Fiore. Buraya gelir misin? Sana sarılmak istiyorum."
"Tamam." Yavaşça Tina'nın yanına yaklaştım ama Tina pat diye sarıldı.
"Keşke sende bana sarılmak istesen... Off Fiore, bazen gerçekten sinir bozucusun."
"Yapabilecek bir şeyim yok. Bu arada herhangi bir problem yok değil mi? Doktor ne dedi?"
"Ameliyat iyi geçmiş. Zaten gördüğün gibi gayet iyiyim. Bir hafta hastanede kaldıktan sonra çıkabilirmişim. Ama bebeğim mahvoldu Fiore." Bebeğim diye bahsettiği arabasıydı.
"Yenisini alırız Tina."
"Ama hiçbir araba benim bebeğimin yerini tutmaz ki."
