Olcay
Kerem'in sözleri ortama bomba gibi düşerken gözlerimiz, mıknatısın metali çektiği gibi birbirini çekti. Sertçe yutkunduğumda gözleri adem elmamı takip etti.
“Bu hâliniz ne?” diyen Kerem'e döndük ama çok geçmeden bakışlarımız tekrardan birbirini buldu.
“Siz böyle Hint dizilerindeki gibi bakışıp duracak mısınız?” Kerem'in yavşak sesini duyunca “Siktir git, Kerem!” diye bağırdım. Ses tonum, Balın'ı hoplatırken “Siktir!” diye homurdandım.
Ona olan bakışlarımı gören Kerem, iki elini kaldırıp “Tamam, gidiyorum. Siz iki aşık baş başa kalın.” dedi sırıtarak. O geri geri adımlarken ben de içimden sabır çekmekle meşguldüm.
Elim enseme gitti Balın'a dönünce. “Kerem'in söyledikleri-”
İtiraz edercesine kafasını iki yana salladı hızla ve defalarca. Kısa saçları dalgalanırken şampuan kokusu etrafa yayıldı. Bitkisel bir şampuan olduğunu anlayabildim sadece.
Sözlerine aniden ayağa kalktıktan sonra başladı. “Önemi yok. Senin öyle hissetmediğini biliyorum. Ergenliği de patavatsız arkadaşları da... Sıkıntı etme.” Sözlerini bitirip başını eğerek yürümeye başladı.
Hemen ardından gidip kolundan tuttum nazik olmaya özen göstererek.
“Ben öyle mi dedim? Belki...” Yutkundum. Bunu demezsem tüm şanslarımızı kaçıracağımı düşünüyordum. Bakışlarımız birbirini buldu. “Belki benim için dedikleri çok önemliydi.”
İkimiz de aynı anda yutkunduk. Kalbim bok varmış gibi hızını arttırırken Balın'ın yüzü kızarmaya başlamıştı. O kafasını eğerken ben onun bu tatlı hâline gülümsüyordum, kalbimi daha da hızlandırarak.
“Sen...” Sesi titriyordu. “Beni sevmiyorsun.” Yutkundu. “Bunu sen de ben de biliyoruz.”
Haklıydı.
“Ama seni tanımak istiyorum. Balın'ın utangaç ama garip şekilde sosyal, zeki, güzel ve tatlı bir kız olmasının dışında nasıl biri olduğunu görmek, bilmek ve deneyimlemek istiyorum.”
Bir de utanınca kıpkırmızı kesilmesi dışında...
Bir de şaşırınca gözlerini kocaman açması dışında...
Bir de kalbi deli gibi atarken minik elini kalbine koyması dışında...
Bir de bu hâlinin kalbimi ısıtırken ritmini altüst etmesi dışında...
_______________________________________
Okuyan var mi, bilmiyorum ama merhabaaaa!
Bu seferlik boyle olsun. En kisa zamanda bitirmeye calisacagim bu hikayeyi de.
Sevgi, huzur, mutluluk ve saglik ile kalin. 🎈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klavye Delikanlısı | Texting
Short StoryBilinmeyen Numara: İyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta benimle evlenmeyi kabul ediyor musun Olcay Ozan? Olcay: Hayır. Bilinmeyen Numara: Kestik, kestik. Bilinmeyen Numara: Napıyosun, Olcay? Burada evet demen gerekiyordu. Bilinmeyen Numara:...