rose_chi: jungkook engellemenin çocukça olduğunu düşünüyor bu yüzden engelini kaldırdım.co_okie: yani artık konuşabilecek miyiz?
rose_chi: hayır.
rose_chi: hâlâ konuşmamamız gerektiği kanısındayım.
co_okie: saçma.
co_okie: çünkü hallettim.
rose_chi: hallettin?
co_okie: evet hallettim.
co_okie: bebek meselesini.
rose_chi: eee, neymiş?
co_okie: bebek doğmadan bir dna testi yaptıramayacağımı söylediler.
co_okie: ben de bir arkadaşıma uğradım.
co_okie: bana yardım etti ve aslında ortada bir bebek bile olmadığını öğrendik.
co_okie: yani baba falan olmuyormuşum.
rose_chi: bundan yüzde yüz eminmişsin gibi gelmedi nedense.
co_okie: eminim çünkü kendisi hamile olmadığını söyledi.
rose_chi: neden hamileymiş gibi davrandı
o zaman?rose_chi: ayrıca onu nasıl konuşturdun?
co_okie: kendi yöntemlerim var diyelim.
co_okie: zaten bana takıntılı birisiydi, başkalarıyla olmamı istemiyordu.
co_okie: bu yüzden uydurdu herhalde.
rose_chi: ama babanla evliydi.
co_okie: evet...
rose_chi: sen bir şerefsizsin.
co_okie: bunu duymak iyi hissettirdi, teşekkürler.
rose_chi: bunu duyacak şeyler
yapmasaydın o zaman.rose_chi: babanın haberi olmadığına sevinsen keşke.
co_okie: duysa da önemi yok.
co_okie: aslında duysun diye yapıyordum zaten.
co_okie: birbirimizden pek hoşlanmayız.
rose_chi: jungkook'la çok benziyorsunuz.
rose_chi: o da babasından pek hoşlanmıyor ama onu sevdiğini biliyorum.
rose_chi: uçurumdan atlayacak olsa
elinden tutar mesela.co_okie: çok yazık.
co_okie: ben tutmazdım.
rose_chi: bence tutardın.
rose_chi: değer verdiğin insanların elini tutarsın.
rose_chi: üstelik ona değer verdiğin için bir şeyleri gözüne sokarak yapmaya çalışıyorsun.
co_okie: ona bir gram bile değer
vermiyorum rose.co_okie: atlasa tutmazdım, emin ol.
co_okie: çünkü o da aynısını yapardı.
rose_chi: biraz kendi düşüncelerinle hareket etmeyi denemelisin.
co_okie: her neyse,
co_okie: bana bir fotoğraf at.
co_okie: sanırım moralim bozuk.
rose_chi: sana konuşmamızın bile uygun olmadığını söylüyorum ve bir fotoğraf mı istiyorsun?
co_okie: artık konuşmamız uygun çünkü ortada baba olacağım bir mesele yok.
co_okie: ayrıca sapık da değilim.
rose_chi: önce sen atarsan atarım.
co_okie: önce ben istedim.
rose_chi: bu adil değil.
co_okie: fazlasıyla adil.
co_okie: istiyorum, at hadi.
rose_chi: sen de atacağına söz ver.
co_okie: söz.
rose_chi: bak inanıyorum.
co_okie: sonuçta beni engellemeyeceksin, değil mi? :d
rose_chi: hayır, engellemek çocukça.
co_okie: ben de öyle düşünmüştüm.
rose_chi: umarım güvenim boşa çıkmaz.
rose_chi:
(Görüldü 00:30) ✔️✔️
rose_chi: sıra sende.
—
bir önceki bölümde 1'i tuşlamış olanları mutlu edecek bölümü yazmaya gidiyor veee sizleri düşüncelerinizle yalnız bırakıyorum. :)
oy sınırı: 76 ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
god knows how i loved • rosékook ✓
Fanfictionco_okie: beyaz tişörtün altına siyah iç çamaşırı giyilmez. start: 30.07.20 finish: 02.04.21 texting.