and you've been filling this hole since you were born

6.2K 580 447
                                    

Bana sarılmak yerine alkole sarılıyorsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bana sarılmak yerine alkole sarılıyorsun.

Ne kadar doğru bir cümleydi? En azından içimde kalacağına bir şeyleri açıklığa kavuşturma hevesiyle yazdığım şeyden pişmanlık duyuyor muydum? Kesinlikle hayır. Belki de evet, bilemiyordum. Fakat gidip de gerçekten bunu yapacak değildik. Sonuçta hislerime karşılık vermiyordu ve bir şeyler hissetmediğin birisine sarılamazdın, değil mi?

Lavabonun üzerinde duran tarağı ellerim arasına alıp ıslak saçlarımı taramaya başladım. Şampuanımı değiştirme konusunun tamamen yalan olduğunu elbette biliyordu. Üstelik o konuşmadan sonra hâlâ hindistan cevizi yağlı şampuanımı kullanmaya devam etmiştim ve yıllardır da onu kullanıyordum. Eğer sevdiği koku kirazlı olsaydı onunla değiştirecektim ancak sanki kokumu biliyormuş gibi hiçbir değişiklik istememişti ve bu sebepsizce umutlandırıyordu beni.

Saçlarımı iyice kuruttuktan sonra üzerime bir hırka geçirip yatağıma uzandım. Saat gece yarısını geçmişti. Telefonumdaki bildirimlerde Jungkook'un ismini görünce yavaşça doğrulup mesajı okudum.

jeonkook: gelsene.

Yalnızca birkaç dakika önce atılmış bir mesajdı ve muhtemelen içmekten ölüyor olsa da her zaman düzgün yazabiliyor olması beni çoğu zaman şaşırtıyordu.

rose_chi: şimdi mi?

Başka ne zaman olacak? Elbette şimdi çağırıyordu. Babaannem yatağında mışıl mışıl uyurken Jungkook'a gitmek beni kötü bir torun yapar mıydı?

jeonkook: hm hm.

rose_chi: ne yapacağız ki?

jeonkook: ne yapmak istediğine bağlı.

Pekâlâ. Bu sorumun bu cevapla alakası yüzde sıfır olduğuna bakılırsa, fena hâldeydi. Endişeyle yatağımdan kalkıp odamda turlamaya başladım. Bu kadar içmesini istemiyordum, yani kim isterdi ki? Bu ondan hoşlanmamın da ötesinde bir şeydi. Arkadaş olarak düşündüğümde bile bunu istemezdim çünkü ona değer veriyordum ve değer verdiğim birisinin kendisine eziyet ediyor olması hoşuma gitmiyordu.

Saçlarımı ensemde hızlıca toplayıp dolabımın önüne geçtim. Yanına gidip içki şişelerini toparlarsam yapacak hiçbir şeyi kalmaz ve belki de uyuyup kalırdı ki bu işimi kolaylaştırırdı. En azından güvenli bir şekilde uyuduğundan emin olur, böylece ben de rahatlardım.

rose_chi: sadece kapıyı aç ve sesini çıkarma tamam mı? Geliyorum.

jeonkook: sarhoş değilim, sarışın.

Sarışın. Bu kadar tanıdık gelmek zorunda mısın? Sadece her şeyi batırmadan önce yanına gidip onu uyutmak istiyordum. Hepsi bu.

Odamdan çıktım, ayakkabılarımı giydim ve kapıyı yavaşça örterek karşı kaldırıma koşturdum. Evin önüne geldiğimde kapıyı tıklatacaktım ki zaten aralık olduğunu fark ederek içeri girdim ve kapıyı kapatarak karanlık salona geçtim. Işıkları açmaktan nefret ediyor olduğunu bildiğim için ona ters tepecek şeylerden kaçınarak yanına adımlamıştım.

god knows how i loved • rosékook ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin