rose_chi: hey.(İletildi 00:47) ✔️
(Görüldü 08:13) ✔️✔️co_okie: günaydın sarışın.
co_okie: okula geliyor musun?
rose_chi: günaydın.
rose_chi: geliyorum, sen?
co_okie: evet.
co_okie: dün mesajını görmemişim, üzgünüm.
rose_chi: fark ettim.
rose_chi: bütün gece yoktun.
co_okie: işlerim vardı.
co_okie: alındın mı sen?
rose_chi: hayır, neden alınayım ki?
co_okie: bilmem, öyle hissettim.
rose_chi: bugün 2 dersim boş.
rose_chi: eğer sen de dersten kaçabilirsen spor salonunda buluşmak ister misin?
co_okie: buluşmak mı istiyorsun?
co_okie: bu çok ani oldu, sorun ne?
rose_chi: seni görmek istiyorum. Aksi takdirde konuşmayı sürdüremeyiz.
co_okie: bir şeyler kafanı karıştırmış gibi.
rose_chi: evet karıştırdı.
rose_chi: ve emin olmam gereken bir
şeyler var.co_okie: bu ani buluşma teklifinin altında yatan gerçeği sorabilir miyim?
rose_chi: soramazsın çünkü dün gece gerçekten çok tuhaf bir olayla karşı karşıya kaldım ve çözmem gerekiyor.
rose_chi: belki de sadece aptal bir tesadüftü ama delirecek gibiyim.
co_okie: rose, iyi misin?
rose_chi: sadece jungkook olup olmadığını öğrenmek zorundayım tamam mı?
rose_chi: lütfen sorma.
co_okie: pekala.
co_okie: jungkook'sam ne olacak?
co_okie: değilsem ne olacak?
rose_chi: jungkook olmana ihtimal bile vermiyorum aslında ama yine de kontrol
etmek zorundayım.rose_chi: bütün gece sadece 3 saat uyudum bunun yüzünden.
co_okie: nedenini söyle, rose.
rose_chi: sorma demiştim.
co_okie: görüşeceksek bilmeye hakkım
var bence.rose_chi: peki ama aptalca gelebilir ve yargılamanı istemiyorum.
co_okie: evet?
rose_chi: dün gece jungkook deli gibi sarhoştu.
rose_chi: onunla yolda karşılaştım ve zar zor yürüdüğü için bizim eve götürdüm.
rose_chi: yağmurdan ıslanmıştı, saçlarını kuruladım, kuru bir tişört verdim ve sonrasında da uyudu.
rose_chi: ben de bir şekilde onun uyuduğu koltuğun dibinde sızmışım işte.
rose_chi: saat 4 gibi uyandığımda gitmişti.
co_okie: kıskandım.
co_okie: peki burda sıkıntı ne?
rose_chi: sıkıntı, ben sızıp kalmadan önce telefonuna gelen bildirimden kaynaklanıyor.
rose_chi: sana mesaj attığım gibi onun telefonu titredi ve mesajın kimden geldiğine bakmak için fazla korkak olduğumdan ona dokunamadım bile.
rose_chi: yani mesajına bakmadım
ve yanına çömelip uyudum ama
şimdi çok huzursuzum.rose_chi: anlıyor musun?
co_okie: anlıyorum.
co_okie: dediğin gibi, belki de sadece bir tesadüftür.
rose_chi: başka bir teorin yok mu?
co_okie: ben o hoşlandığın adam
değilim rose.co_okie: jungkook olmam ihtimaller
arasında bile yokken teori üretmem
pek bir işe yaramaz.rose_chi: hiç yardımcı olmuyorsun.
co_okie: neden gidip jungkook'a sormuyorsun?
rose_chi: yapamam...
co_okie: bana sormaktan daha iyi ama.
rose_chi: aptal olduğumu düşünecek.
co_okie: düşünmez.
co_okie: hatta her şeyi gün yüzüne çıkarıp senin o küçük bedenine sarılmak için can atıyordur bence.
rose_chi: bu biraz 2. jungkook'un
düşünceleri gibi...co_okie: sanırım öyle.
co_okie: ama sonuçta ben de
jungkook'um,co_okie: ve sana gerçekten sarılmak istiyorum park rose.
(Görüldü 08:20) ✔️✔️
çok tatlısın be adam :')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
god knows how i loved • rosékook ✓
Fanfictionco_okie: beyaz tişörtün altına siyah iç çamaşırı giyilmez. start: 30.07.20 finish: 02.04.21 texting.