Fuck you, Teacher! (Chanbaek)

Paintball

     Baekhyun

    Koltukta sırtımı devimin göğsüne yaslamış bir şekilde otururken etrafımdaki gerizekalıları izliyordum. Yine bir tatil günü maalesef bu apaçilerle bir aradaydım. Bir de artık 6 değil 10 tanelerdi. Bakteri gibi ürüyordu şerefsizler.

"Chanyeol o sikici bakışlarını üzerimizden çeker misin? İntikamını almadın mı şerefsiz, senin yüzünden yürüyemedim kaç gün." diye konuşan Suho hyungla kahkaha atmıştım.

Devim beni kandırmalarının intikamını onlardan çok kötü almıştı. Hepsini merdaneyle dövmüş, üstüne üstlük benden tek tek önümde diz çöktürüp özür diletmişti. Onun sayesinde kendimi, Mario'daki prensesten bile daha değerli hissediyordum. Ehehehe

"Sizi bir kez daha dövsem yine doymam orospu çocukları. Bebeğimin gözünden akıttığınız her damla yaşa kurban ederim sizi."

Sözleriyle eriyip yanağına dönerek bir öpücük kondurduğumda gülümsemişti. Amına koyayım, ben zamanımı boşuna sürtüklerle harcamışım. Bilseydim en başından gay olup Chanyeol'u yoldan çıkarmaya çalışırdım.

Çocuklar da kusar gibi ses çıkardığında Chen, çiğ yumurta sarısını kafasını dikip konuşmaya başlamıştı. Yaptığı harekete iğrenerek baktığımda arkadaşlarımın hepsinin neden böyle değişik olduğunu düşünüyordum. Midesiz orospu çocukları.

"Enişte kusura bakma ama sabahtan beri peşinde pervane olduğun bu çocuk, 3-4 hafta öncesine kadar seni amına koyduğumun şerefsiz Park Chanyeol'u diye anıyordu. Yani bence bu durumu bir kez daha gözden geçir. Ayrıca bana da öyle uzaylı görmüş gibi bakmayın. Sesimin güzel kalması için yapıyorum bunları."

Amına koyduğumun keçi seslisi niye açıyorsun şimdi eski defterleri?

Sahte bir kahkaha atarak Chanyeol'a döndüğümde "Aşkım boş ver, dinleme sen onları. Sonuçta geçmişimiz değil, bugünümüz önemli." diyip bana gözlerini kısarak bakmasına neden olmuştum. Sanki sen de bilmiyordun senin hakkındaki düşüncelerimi.

Bana sinsice sırıtıp elini belimden indirip kasıklarıma getirdiğinde parmakları yüzeysel olarak da olsa penisime değmişti. Yaptığı hareketle gözlerim şokla aralanırken çocuklar da oolamıştı. Amına koyduğum porno mu çekecekti milletin önünde?

"Ee biz kalkalım o zaman?" diyerek Sehun ayaklandığında Kai de ona eşlik ederek ayaklanmıştı. "Enişte intikamını yatakta alacak sanırım. Bu sesleri bir daha duymak istediğimden emin değilim. Tao'nun çığlıkları bile hâlâ kulağımda. Kabuslarımın ana konusu oldu amına koyayım."

Söyledikleriyle hepimiz kahkaha atarken Tao sinirle mırıldanmıştı, tabii sevdiceği Kris hyung onu kendine çekip alnından öpene kadar. "Sevgilim, sen dinleme onları. Sanki kendileri yapmıyor. Soo'nun görüntülü aramalarındaki sesleri odama kadar geliyor"

  Ne?

Söylediğiyle ben hunharca gülmeye başladığımda Tao da Kai'ye dönüp Arka Sokaklardaki Mesut'un ğığığı gülüşüyle yüzüne doğru hönkürmüştü. Gerizekalılar...

"Vay anasını Soo hocam, siz de yere bakan yürek yakanmışsınız..." diyerek Sehun konuşmaya başladığında Kai elindeki yastığı kafasına geçirmişti. "Penguenimi utandırmasana sarı bok!"

Kahkahalarla Kai'nin yanından kaçarak kendini Luhan hocanın yanına attığında saçlarını kedi gibi göğsüne sürtmüştü. "Sevsene beni."  Iy, iğrenç.

Bu hareketiyle Luhan hoca yiaa diye bir ses çıkarırken Chanyeol'la ikimiz göz devirmiştik. Bunları daha fazla görmek istemiyordum.

Birden ayağa kalktığımda bakışlar bana döndü. Suho hyungun neredeyse kucağında oturan kaşar Lay, "Ne oldu?" diye sorduğunda "Sıkıldım. Hadi bir şeyler yapalım." diye cevaplamıştım. Sabahtan beri evde bu sürüngenleri izlemekle geçiyordu zamanım. Daha fazla belgesele katlanamazdım.