Baekhyun"İstemiyorum tatil falan ya. Bu ne biçim hayat amına koyayım. Nerede benim geyiğim? Bana geyiğimi verin ulan!" diye elindeki telefona bakıp tam yüz ikinci söylenmesini gerçekleştiren Sehun yüzünden kendimi Lol'e veremiyordum. Hafta sonu olmasını sırf bu amına koyduğumun kertenkelesi yüzünden istemiyordum. Geyiğinden ayrı kalmanın acısını bizden çıkarıyordu orospu çocuğu.
"Oğlum kafamı karıştırmasana! Oyunun en kritik yerindeyim. Eğer ölürsem sikerim seni!" diye sinirle konuştuğumda pezevenk, yerinden kalkarak "Aa ne oynuyorsun, ben de oynayayım mı lütfen, lütfen!" diyerek kolumu çekiştirdiğinde ölmüştüm. Şimdi siktim belanı!
Ayağa kalkıp tam üstüne atlamak için atak yapmıştım ki Usain Bolt'a bağlayıp hızlıca kaçmıştı benden. Amına koyduğumun kuş beyinlisinde misafir çocuğu gıcıklığı vardı. Ağzını yüzünü dağıtsam yine de doymazdım.
Peşinden koşmaya başladığımda "Kaçmasana orospu çocuğu, elimdeki mouseu götüne sokacağım, gel ulan buraya!" diye bağırıyordum.
"Ulan n'oluyor akşam akşam? Ne bu gürültü?" diye tek gözü açık bir şekilde pijamalarıyla merdivenden inen Lay yüzünden dikkatim dağılmış ve Sehun'u tam tişörtünden yakalamışken bırakıvermiştim. Hay amına koyayım Lay, bu tip ne?
Tavşanlı pijama takımı ve bandanasıyla o kadar komik gözüküyordu ki dayanamayıp kahkaha patlatmıştım. Şu an bu haliyle aynı, anne kakam bitti diye bağıran veletlere benziyordu. Bir de anlam veremediğim olay, akşam akşam güzellik uykusuna yatmak da neydi? Gidip tamamen uyusana. Aşktan hepsi delirmiş miydi ne olmuştu amına koyayım ya...
Bana kocaman sırıtıp üzerindeki tavşanları göstererek "Çok güzeller değil mi? Suho'yla ikimizin yavruları." dediğinde kafamı sallayıp hızlıca yanından uzaklaşmıştım. Delilerle anlaşmanın tek yolu buydu. Ulan koskoca evde tek sağlam bir ben, bir de Xiumin hyung mu kalmıştı?
"Sen Chen'sin, ben de Cedric'im. O yüzden sana artık üzümlü kekim diyeceğim!"
Az önce söylediğimi geri alıyorum...
Amına koyayım, nasıl kurtulacaktım bu akıl hastanesinden? Girişi vardı ama çıkışı yoktu.
"Baek hepimize niye hortlak görmüş gibi bakıyorsun? Gelsene yanımıza. Birkaç lokma bir şeyler ye." diye konuşan Kai'yle hepsine temkinli bir bakış atıp ben de yanlarına oturmuştum. Ne olur ne olmaz bunların yanında hem götümü hem de aklımı sağlama almalıydım. İkisini de kaybedersem ne yapardım? Özellikle de götüm önemliydi. Sonuçta ben, artık genç bir uke adayıydım. Eheheh.
"Baek bak, seni erittim bugün." diyerek önüme eritilmiş kaşarı itekleyen Tao'ya sinsice sırıttım. "Ohh K-kris harikasın bebeğim... ımmmhhh daha hızlı, diyenler bence kaşar olmaya daha müsait." dediğimde Tao'nun gözleri kocaman açılmış, diğer şerefsizler ise hunharca gülmeye başlamıştı.
Sen kiminle kaşık atıyorsun Tao efendi? Karşında yılların laf sokucusu duruyordu. Gerçi artık sokma işini de sadece laflarla yapabilecektim. Ehehehe
"Ahahahah. Ulan yemin ederim o gece aynen böyle inliyordun Tao. Sesiniz tüm evde yankılanıyordu." diye gülerek konuşan Kai'yle gözlerimi kısarak ona baktım. O gece bu şerefsizin kafası uçmamış mıydı? Uçmadıysa Soo hocanın kulaklarını bilerek mi vakumluyordu? Amına koyayım, artık delilerle değil yamyamlarla da mı savaşacaktım ben!?
Çalan kapıyla düşüncelerimden sıyrıldığımda Sehun yerinden kalkarak açmaya gitmişti. Akşam akşam kimdi ki bu?
"GEYİĞİMM!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fuck you, Teacher! (Chanbaek)
Fanfic12/A Me: Siktiğimin yoda kılıklı pezevengi 31 vermiş bana sınavdan. ULAN OROSPU ÇOCUĞU 31 NE LAN 31 NE!? Ne mesajı vermeye çalışıyor bu puşt bana? .... Me: Ne? Amk Çinlisi...