Herkese merhaba!
Nasılsınız?
Ben çok iyi olmaya çalışıyorum!
Sınır: 40+vote 60+yorum
Bölüm şarkısı: Hande ünsal, iyi misin?
*
İnsanın kalbi kırılırdı, ama kırılmamış gibi yapmak zorunda kalırdı. İnsanın canı yanardı, yanmamış gibi yapmak zorunda kalırdı. Bazen mutlu olduğunda bile belli edemez insan, üzüntüsünü nasıl dile getirsin ki?"Ben dışardayım." diyerek hızla oradan ayrıldım. Kartal peşimden gelmedi. Zaten bende gelmesini beklemiyordum.
Sadece sorguluyordum, sevgili olduğumuzu söyleyen ben değildim. O'ydu. O bana ümit vermişti. Şimdi neden? Hande'yle mi ilgiliydi?
Yarım saat oluyordu ve Kartal hala gelmemişti, sıkıntıyla ayağımı yere vurdum o sırada telefonumun çalmasıyla çantamdan çıkarıp telefonu açtım.
"Efendim anneciğim?" dedim tatlı bir ses tonuyla.
"Âlâ," dedi sakin ses tonuyla, bir şey olmuştu.
"Anne ne oldu?" dedim gergin bir şekilde.
"Sakin olmanı istiyorum, sakin bir yere geç." dediğinde kaşlarım çatılı dövmecinin olduğu sokaktan aşağı indim.
"Çimenlik bir yerdeyim. Oldukça sakinim." dedim sakinleştirdiğim sesimle.
"Canım kızım, baban geldi." dedi annem sakince. İçinde fırtınalar koptuğunu biliyordum, içimde fırtınalar kopmuştu.
"Babam mı?" dedim sorgulayan bir sesle, "Nasıl yani, nereye gelmiş?" diye ekledim gergince.
"Seni görmek için gelmiş." dedi annem sıkıntıyla.
"Anne," dedim ve duraksadım. "Ben O'nu görmek istemiyorum."
Tutuyorum kendimi yine zar zor ama bak aramadım. Sen kim bilir kaçıncı uykundasın, rahat mısın?
"Biliyorum anneciğim aynı bu şekilde söyledim ama diretiyor." dedi durumu izah etmek üzere. "Gelip onu görmek istemediğini ona göstermen gerekiyor. Her zaman istiyordun bir gün psikolog olup sana yakışır bir kız olacağım diye, senin bana yakışır olman için psikolog olmana gerek yok. Sen her zaman bana yakışan tek şeysin canım kızım." dedi şefkat veren sesiyle.
"Geleceğim, on dakika ver bana. Ona Fezin Altınkaya'nın kızı kimmiş göstereceğim." dedikten sonra telefonu kapattım. Dolan gözlerimi sildim.
"Âlâ Sezen!" diye bana seslenen Kartal ile duruşumu dikleştirdim.
Yoksa benim gibi berbat mısın?
Onu da soramadım
Sadece merak ettim
İyi misin? diye"Evet?" diyerek ona döndüm, ses tonum ve bakışlarım aynı oranda uzaktı, uzaktım. Kartal'ın yüzündeki gülüş soldu, benim gülümsememi de o soldurmuştu oh olsundu.
Bi kırık kalem, bi yarım satır
Ağır geliyor ya sabır"Nereye kayboldun? Kapıda göremeyince gittin sandım." dedi nefes nefese.
"Buradayım işte, geleceğimi söylediğimde gitmek için gelmemiştim neden gittim sandın?" dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Sadece gittin sandım." dedi ellerime uzanmaya çalıştı, ellerimi çektim.
"Gittiğimi düşüneceğin bir şey mi söyledin yoksa? Yoksa gittiğimi düşündüğün halde gelip bir şeyleri düzeltmek istemedin mi? Beni bilerek kırdığını bu kadar belli etmeseydin keşke." dedikten sonra kafamı iki yana sallayıp arkamı döndüm. Kolumdan tuttuğunda kolumu hızla çektim.
"Refleks olarak söyledim, öyle düşündüğümden değil." dedi kendini açıklamaya çalıştı.
"Kartal ben sana bana bir şey söyledin demedim?" dedikten sonra alayla güldüm: "Ve lütfen daha güzel bir yalan bul, en azından inanıyor gibi yaparım." deyip arkamı döndüğümde yüreğim sıkışmıştı.
"Seni seviyorum!" diye bağırdığında duraksadım.
"Sence de bunu söylemek için bir saat kadar geç kalmadın mı Kartal?" dedim bende onun gibi bağırarak.
Ve gittim.
Kalbim çığlık çığlığa
Yar sağır mısın aşka?
***
Bölüm sonu arkadaşlar nefes alalım.Of of neler oluyor neler?
Âlâ'nın babası hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ediyorummm
Bir daha ki bölümdeki yüzleşmeler çok büyük bir merak konusu açıkçası
görüşmek dileğimle!
"Seni seviyorum, çünkü bütün evren sana ulaşmam için işbirliği yaptı."
- Paulo CoelhoAile güçtür.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖVMECİ || TEXTİNG
Short StoryT A M A M L A N D I Nokta: Beni de o çizdiğin, ince ince ayrıntılarını düşündüğün dövmelerin gibi çizer misin? Nokta: Beni de dövme yapmayı sevdiğin gibi sever misin? Nokta: Çünkü ben sana aşık olmak üzereyim.