3.Bölüm 💛

4.4K 299 106
                                    

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

İyi okumalar💛

Tuğkan
Kahvaltıdan sonra ben iş için hazırlanırken Bartu, annem ve Volkan'la kahvaltı sonrası çay içiyordu beni beklerken. Ortak çalışıyorduk Bartu'yla. Babamın işini devam ettiriyordum ben. Bartu'nun babasıyla benim babam ortaklardı. Babam da o araba kazasında ölünce bir süre sonra annem işlere el koydu ve o yönetti şirketi biz büyüyene kadar. Büyüyünce biz de Bartu'nun hakkını verdik ama o ortak kalmaya devam etmek isteyince beraber çalışmaya devam ettik. Volkan'da bizimle birlikte çalışıyordu. İyi idare ediyorduk.

Takım elbisemi giyip aşağıya inecekken telefonum çalmaya başladı. Seda arıyordu. Trip zamanının geldiğini anlayarak istemeye istemeye açtım telefonu.

"Efendim?" dedim. Demez olsaydım.

"Efendim mi? Birde efendim diye açıyorsun telefonu pes artık sana bir şey demiyorum Tuğkan!" dedi trip kokan bir ses tonuyla. Gözlerimi devirip konuşmaya başladım. Şu an benu görmediği için çok şanslıydım gerçekten.

"Ne demeliyim Seda? Hep böyle açıyorum telefonu."

"Farkındaysan dünden beri aramız açık. Hem annenin yüzünden hemde akşam konuşurken uyudun!"

"Seda ne yapabilirim? Bende insanım biliyor musun? Uykum gelebiliyor. Ayrıca aramız açık değildi sen açtın."

"Suçlu yine ben oldum. Sana inanamıyorum Tuğkan. Beni yine ve yine şaşırtmıyorsun."

"Ortada bir suç yoktu ki Seda. Suç olmadığına göre suçlu aramak mantıksız. Ama sana söyleyeyim ben bu kadar baskı altında bu ilişkiyi yürütemiyorum. Sürekli diken üstünde gibiyim. Acaba bugün neden trip yiyeceğim? Acaba bugün neye darılacak? Ne desem yanlış anlamaz diye düşünmekten sıkıldım. Içimden geldiği gibi davranamıyorum sayende. Çünkü yine yanlış anlıyorsun." dedim. Böyle içimden geldiği gibi konuşmak beni rahatlatmıştı.

"Ne kadar dolduysan artık sonunda döktün eteğindeki taşları."

"Seda bence bitsin artık. Cidden, artık 25 yaşına geldim trip çekmek istemiyorum tamam mı? Yoruldum. Hoşçakal." deyip kapattım telefonu. Yatağımın ucuna oturup elimi saçlarıma geçirdim sinirle. Odamın kapısına vurulduğunu duydum ama ses vermedim. Çünkü konuşmaya bile halim yoktu. Tek kelime bile diyemiyordum. Kapım yavaşça aralaırken oraya doğru baktım. Bartu gelmişti. Onu görünce bedenim acayip bir şekilde tepki vermeye başlamıştı. Hep annemin imaları yüzünden. Midem kasılıyordu ve bu neden oluyordu bilmiyorum?

"Gelebilir miyim Tuğkan" diye sordu masum bir ses tonuyla. Nasıl bu kadar tatlı o- ne diyorum ben ya?

"Gel tabi girsene." dedim ve gelip yanıma oturdu.

"İyi misin? Bir değişiksin." dedi. Yüzümde anlamsız bir ifade oluştu.

"Nasıl değişik?" diye sordum.

"Bilmiyorum seni her zaman böyle görmediğim için anlam da veremiyorum açıkçası." dedi öylece bana bakarken.

"Seda..." dedim ve yutkunup devam ettim. "Seda'yla ayrıldık az önce." dedim. Yüzünden belli oluyordu şaşırdığı. E doğaldı şaşırması. Sonuçta iki gün bile olmamıştı evlerine tanışmaya gideli.

"Ama siz... Yani neden?" diye sordu bu kez.

"Artık yoruldum Bartu. 25 yaşına geldim ve trip çekmek yoruyor. Tamam herkes trip atar ama bu tatlı bir şekilde sonlanır. Seda günlerce devam ediyor ve bu da kabak tadı vermeye başladı. Yapamıyorum dedim ve ayrılmak istedim." dedim.

"Anladım." deyip sustu ve birkaç saniye sessizlikten sonra ayaklandı. "Hadi madem hazırsan çıkalım artık." deyip ayaklandı ve odadan çıktı. Bende peşinden çıktım.

Bartu duygularını o kadar güzel saklıyordu ki, ne hissediyor kesinlikle anlamıyordum. Annemin onca imasını anlıyor muydu? Farkında mıydı? Aslında sormam gereken asıl soru şuydu sanırım; annem neden durduk yere Bartu'yla beni shipliyordu?

Eveeet sizin bir düşünceniz var ? Tuğkan'ın annesi sizce de durduk yere mi shipliyor?

Yorumlarınızı bekliyorum 🤗

Umarım beğenirsiniz 🙏

Sizleri seviyorum 💜



AŞKADAŞIM (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin