İyi okumalar 💛
Önceki bölümü atlamayın lütfen...
Bartu
Bütün günü Tuğkan'la evde geçirmiştik. Bol bol film izledik ve bu benim en güzel doğum günümdü. Gerçi Tuğkan hatırlamamıştı doğum günümü ama yine de sabah kahvaltı hazırlamıştı benim için. Bu bile yeterdi bana. Çok mutlu olmuştum mutfakta o kahvaltı masasını görünce. Tuğkan, yumurtayı bilr zor kırardı normalde ama sabah çok güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. Kahvaltıdan sonra evde takılmaya karar vermiş, bütün günü evde geçirmiştik. Şu an ise sevdiğim kişi dizimde yatıyordu film izlerken. Benim ellerimde saçlarında geziyordu. O şekilde sadece film izledik.Bir süre sonra, siyah ekranda beyaz yazılar akmaya başladı. Tuğkan yüzünü hemen bana döndü. Bende ona baktım.
"Sen olsaydın ne yapardın?" dedi birden. "Filmdeki adam gibi düğünü basar, gelini alıp kaçar mıydın?" dedi. Gülümsedim ve cevapladım sorusunu.
"Yok, benim tercihim damat olurdu. Damadı alır kaçardım." dedim gülerek. O da güldü ama ne güzel güldü.
"Keşke herşey filmlerdeki gibi kolay olsa. Mesela ne bileyim, yurtdışında olsak şu an, sana çoktan nikahı basmıştım." dedi. Yüz ifadesi bile ciddiydi.
"Sen ciddi misin?" diye sordum inanamayarak. Dizlerimden doğruldu ve bana doğru dönük bir şekilde oturdu.
"Ciddiyim. Hemde çok. Ömrümün geri kalanını seninle geçirmek istiyorum." dedi. Aslında farkında olmadan bana çok güzel bir doğum günü hediyesi vermişti bile. Bunu Tuğkan'dan duymak için yıllarca beklemiştim. Gözlerim dolarken cevap verdim.
"Sen benim hayatımda başıma gelen en güzel şeysin." dedim ve derin bir öpücük bıraktım dudaklarına.
"Sen de benim kabul olmuş duamsın sanırım. Kime, nasıl bir iyilik yaptım bilmiyorum? Allah seni bana nasip etti." dedi gülümseyerek. Ben de gülümsedim ve dayanamayarak sevgilimin kollarının arasına girdim. Sıcaklığındaki huzura bıraktım kendimi.
Tuğkan
Bartu kollarımın arasında uyuyup kalmıştı. Yüzüne baktığımda, çok güzel ve huzurlu olduğunu fark ettim. Ah o kadar güzel bir yüzü vardı ki ömür boyu izlesem doyamazdım. Telefonum cebimde titremeye başlayınca mecburen kalkmak zorunda kaldım yanından. O kadar yavaş kalkmıştım ki telefonum susup yeniden çalmaya başlamıştı. Hızlı kalksam uyanabilirdi. Bu yüzden yavaş kalkmam gerekiyordu. Mutfağın balkonuna çıkıp telefonu açtım."Efendim annem." dedim. Annem şen sesiyle konuşmaya başladı.
"Oğluşum işini bölmedim ya. Geç açtın biraz." dedi alaylı bir şekilde. Annem görmese de gözlerimi devirdim.
"Hayır anne. Bartu göğsümde uyuya kalmıştı. Onu uyandırmamak için yavaş kalktım yanından. O yüzden geç açtım." dedim.
"Eh inanalım bari. Neyse oğluşum herşey hazır. Akşam oldu. Artık gelebilirsiniz." dedi.
"Oh be. Tamam annecim. Çok teşekkür ederim." dedim sevinçle.
"Ne teşekkür eşek sıpası? Hadi hazırlanın gelin artık." dedi annem ve kapattık telefonu. İçeri girdim ve Bartu'nun yattığı koltuğun kenarına oturdum.
"Sevgilim... Hadi uyan bakalım." dedim şakağından öperek. Huysuzca mırıldandı. "Hadi güzelim uyan." deyip yanağından öptüm. Bu kez tepki vermedi. Sonraki durağım dudakları oldu. Dudaklarına öpücük bırakınca, öpücüğüm karşılık buldu ve uzun bir şekilde öpüşmüş olduk. "Uyanıktın demek. Seni kandırıkçı." dedim çocuk gibi ve yüzünün her noktasına öpücük kondurmaya çalıştım. Bartu ise kahkahalar eşliğinde bana karşı koymaya çalışıyordu sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKADAŞIM (BxB)
RomanceTuğkan'ın annesi Esra, oğlunu, manevi oğlu olarak gördüğü, aynı zamanda da oğlunun en yakın arkadaşı olan, Bartu'yla shipliyordur ve ikisinin arasini yapmaya kararlıdır. ... "Duygularımı bastırmaya çalışırken aslında sana daha çok aşık oldum..." ...