Umarım beğenirsiniz 🙏🏻
İyi okumalar 💛
Önceki bölümü atlamayın lütfen...
Tuğkan
Bugün hem Volkan hemde Bartu yoktu şirkette. İkisinin birden olmaması içimde bir şeyleri uyandırsa da bir yanım, 'Yok canım olur mu öyle şey?' diyordu. Içimdeki aptal seste 'Neden olmasın ikisi de gay.' diyordu. Bedenimdeki sesler susmuyordu. Zaten bocalayıp duruyordum birde içimde bu şüphe tohumları belirmişti. Eve gelince anahtarlarımı unuttuğumu farkedip zile bastım. Kapıyı annem açtı ve epey neşeli görünüyordu. Her zamanki gibi."Hoşgeldin oğluşum." diyerek sulu bir öpücük bıraktı yanağıma.
"Hoşbuldum anne. Çok yoruldum bugün. Volkanla Bartu yoktu işler bana kaldı. Volkan geldi mi?" diye sordum.
"Geldi bebeğim geldi. Içeride." dedi annem ve bende oturma odasına geçtiğimde başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Bartu koltukta oturur vaziyette uyumuş, Volkan'da onun dizine yatmış uyuyordu. VOLKAN BARTU'NUN DIZINDE UYUYORDU!!! Içimdeki volkan da patlamak üzereydi. Önümdeki manzaraya daha fazla dayanamayacağımı anladım ve odama çıktım. Midemdeki kasılma artmış, kalbimdeki sancı da çoğalmıştı. Bu olanlarda neydi böyle? Niye aldatılmış gibi hissediyordum ki? Odamda biraz sinirle volta attıktan sonra kendime hakim olmaya çalıştım. Gidip öz kardeşimi dövmek istedim. Aklıma Bartu'nun dizimde uyuduğu gün geldi. Tarlası yanmış köylü gibi yatağa oturup o günü düşünmeye başladım.
Flascback
"Hadi Bartu. Film seçelim gel de." diye seslendim Bartu'ya. Her hafta mutlaka film gecesi yapar, kendimizi ödüllendirirdik. Bu gece de onlardan biriydi. Ikimizde, film keyfimizi kesecek bir şey istemediğimiz için telefonlarımızı kapattık. Artık dış dünyayla bağlantımızı kesmiştik."Geldim geldim." diye odaya girdi Bartu. Elinde tepsi vardı ve tepsinin içinde büyük bir kapta cips ve büyük bir şişe kola vardı. Tepsiyi önümüzdeki sehpaya bıraktıktan sonra yanıma oturdu. "Ne izliyoruz?" diye sordu kolaları doldururken. Sorusuyla ona döndü bakışlarım. Saçları önüne düşmüştü. Hafif bir baş hareketiyle geri atmaya çalıştı ama yine düştü öne. Elim benden bağımsız olarak saçlarına gitti. Öne düşen tutamı alıp arkaya doğru bıraktım. Ama elimi çekmedim saçlarından. Bu hareketimle Bartu'nun bakışları beni bulmuştu. Bende ona bakıyordum öylece. Hafifçe öksürerek kendine geldi. Beni de kendime getirdi. Elimi çektim saçlarından. Yumuşacıktı, ipek gibi.
"Önüne düşüyordu da. O yüzden." dedim. Başıyla onayladı beni. Yanakları al al olmuştu. Benimde yüzüm yanıyordu. Ondan farksız değildim eminim. Kendimi iyice toparlamak için televizyona çevirdim bakışlarımı. Internetten film aradıktan sonra bir film seçtim ve onu açmaya karar verdim. Romantik komedi bir film açmıştım. Ben daha önce izlemiştim ve beğenmiştim. Bu yüzden Bartu'nun da izlemesini istiyordum. Bartu kolanın birini benim önüme koydu birini de kendi önüne koydu. Cipsi de ortaya koydu, ışıkları kapattı ve yanıma oturdu. Bende filmi başlattım.
Filmin sonlarına doğru Bartu'ya gözüm kaydığında uyukladığını gördüm. Başı öne düşmüştü. Boynu ağrıyacaktı böyle uyursa. Hafifçe omuzundan dürttüm.
"Bartu. Bartu." diye seslendim düşük desibelde ve yumuşak şekilde.
"Hım? Noldu? Bitti mi film?" dedi boynunu tutarak.
"Bitmek üzere. Hadi yat istersen. Boynun ağrıyacak böyle." dedim.
"Filmin sonunu görmek istiyorum." dedi ve kolasından bir yudum alıp filmi izlemeye devam etti. Dakikalar sonra tekrar ona baktığımda tekrar uyukladığını gördüm. Bartu da uykusu geldiği halde uykusu olmadığını iddia edenler kulübünden olduğu için onu ikna edemeyecektim yerine yatırmaya. Bende tekrar uyandırdım.
"Bartu yerine yat. Uyuyorsun." dedim sakin ve yumuşak şekilde.
"Uykum yok. Filme bakıyorum ben." dedikten sonra kocaman esnedi. Bu hareketten sonra kesinlikle inandım uykusu olmadığına.
"Tamam uykun yok. O zaman gel dizime yat. Hadi." dedim ve bunu bekliyormuş gibi dizime yattı hemen. Dakikalar içinde uyudu yine. Bende onun bu çocuk gibi hâline gülümsedim. Elim istemsizce saçlarına gitti. Ipek gibi, yumuşacıktı saçları. Parmaklarımın arasından akıp gidiyordu. Bir süre saçlarıyla oynadım öylece yüzünü izleyerek.
Televizyona baktığımda film çoktan bitmiş, yazılar akıyordu ekranda. Filmi kapatıp, müzik açtım ve Bartu'nun yüzünü izlemeye devam ettim. Çok güzel bir yüzü vardı. Daha önce de söylemiş miydim? Küçük ve güzel bir burnu vardı ve bu yüzden hayata 1-0 önce başlamıştı. Kırmızı, şekilli ve güzel dudakları vardı. Biraz dudaklarında takılı kaldım. Gözlerimi yavaşça yukarılara kaydırdım. Uzun kirpikleri uyuyunca daha bir belli oluyordu. Kaşları da çok güzeldi. Bir süre daha yüzünü izledikten sonra yavaş yavaş uykumun geldiğini hissettim ve başımı koltuğun baş kısmına bıraktım ve gözlerimi kapatıp uyudum.
Flashback SonuOturduğum yerden kalkıp üstümü değiştirdim hızla ve odadan çıktım. Alt kata indiğimde ikisi de uyanmıştı ama çok şeylerdi... Yakın... Volkan'ın birini sevdiğini biliyordum ama kim olduğunu bilmiyordum. Onları yakın görünce gözümü bürüyen öfkeyle içeriye girdim. Bartu'yla dip dibe duran Volkan'ı kolundan tutup odama sürükledim. Merdivenlerden çıkarken annem bize şaşkın bir şekilde baksa da şu an bir şey anlatacak durumda değildim. Odaya girince kapıyı kapattım. Volkan da odanın ortasında durmuş şaşkınca bana bakıyordu. Konuşmam gerekiyordu ama ne diyeceğimi bilmiyordum. Bu yüzden birkaç dakika düşünüp kelimeleri kafamda toparlamaya çalıştım. Volkan benden önce davrandı ve o konuştu.
"Hayırdır ne bu böyle odaya atmalar falan? Derdin ne senin?" dedi sinirle. Dediğini dikkate almadan başka bir şey söyledim.
"Sevdiğin biri olduğunu sanıyordum. Bakıyorum da Bartu'yla çok yakınsın. Asıl sana hayırdır?" dedim ima ederek. Sahte olduğu belli olan bir şekilde güldü kısaca.
"Bundan Sanane Tuğkan. Bartu seni ne ilgilendiriyor?" diye sordu. Ne diyeceğimi bilemeyerek baktım yüzüne birkaç saniye.
"Hani sevdiğin biri vardı senin? Bartu'yla neden yakınlaştın böyle?" diye sordum yine dediğini es geçerek.
Yüzüne bir gülümseme yerleştirip cevap verdi. Verdiği cevap beni öyle bir duruma soktu ki diyecek hiçbirşeyim kalmamıştı. Ne diyebilirdim ki? Sonuçta ikisi de gaydi. Belki mutlu olurlardı. Ama bu düşündüklerimle kalbimdeki sancı hiç birbirini tutmuyordu.
"Evet sevdiğim biri var. Ama bunun Bartu olmadığını nereden biliyorsun?"
Ayayayayay kıskandıııı 🤗🤗
Nasıl gidiyor?
Yorumlarınızı bekliyorum
Bu arada, ara sıra böyle flashback gelsin mi Tuğkan ve Bartu'dan? Yorumlarda belirtirseniz sevinirim.
Sizleri seviyorum 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKADAŞIM (BxB)
RomanceTuğkan'ın annesi Esra, oğlunu, manevi oğlu olarak gördüğü, aynı zamanda da oğlunun en yakın arkadaşı olan, Bartu'yla shipliyordur ve ikisinin arasini yapmaya kararlıdır. ... "Duygularımı bastırmaya çalışırken aslında sana daha çok aşık oldum..." ...