Giriş & Bölüm 1

345 44 25
                                    


Bölüm 1

   Bekir yatağından yavaşça kalktı, hastalığının ilerlemesinden dolayı ağır ağır hareket edebiliyordu. Hastane odasında ki beyaz ahşap pencereye doğru yürüdü. Yağmur yeni çiselemeye başlamış olmalıydı, pencerenin üzerinde bir kaç tane yağmur damlası vardı. Hastanenin bahçesine göz gezdirdi. Ortalık sessiz sakindi. Bekir pencereyi açıp ormanın havasını içine çekti ve ormanın sessizliğini seyre daldı.

     Yağmur sonrasında oluşan ormanın temiz havası, toprağın kokusu ve o sararmış hatta kızıllaşmaya başlamış Akçaağaç yapraklarının dökülüşünü sanki ilk defa görüyormuş gibi izliyordu. Bulunduğu eski Rum hastanesinin çevresi ormanlıktı, sonbaharın doğaya kazandırmış olduğu yeşil, mavi sanatı tüm zerafeti ile sergiliyordu. Kendine tek bir soru soruyordu; 'Sonbahar hep mi böyle güzeldi?'

...

Oda kapısı tıklanıldı. Bekir düşüncelerinden bir anlık koptu ve hastane odasına geri döndü,

''Girin'' diye seslendi.

İçeriye elinde, parlak metal gri tepsi ile birlikte Aysun hemşire girdi.

' Bugün nasılsınız Bekir bey '' diye hafif alaylı bir sesle seslendi.

Bekir, hastalıktan sonra sessiz ve içine dönük biri olmuştu. Doktoru tarafından bey lakabı takılmış ve bu tüm hastanede de kabul görmüştü.

Bekir hemşirenin sorusunu duymamazlıktan gelerek.

'Son bahar hep mi böyle güzeldi Aysun hemşire?' dedi,

Hemşire bu beklemediği soru karşısında istemeden güldü.

Biraz alınmış gibi yaparak ' İyiyim Bekir bey sağ olun. Sonbaharı mı? Bilmem belkide hep böyle güzeldi. ' Dedi.

     Hemşire elinde ki tepsiyi göstererek, Bekir'den kolunu sıvamasını istedi. Bekir yavaşcana kolunu sıvarken, hemşirede şırıngayı kontrol ediyordu. Hemşire, iğneyi yaptıktan sonra önlüğünün cebinden ateş ölçerini çıkartıp Bekir'in ateşini ölçtü sonrasında yatağın ayakucunda ki masaya doğru yöneldi. Oradaki kağıtlara değerleri yazdıktan sonra tepsiyi alıp kapıya doğru yöneldi ve Bekir'e dönüp seslendi.

' Var mı bir isteğin Bekir Bey? '

' Yoktur Aysun Hemşire düşünmen yeterli. '

Aysun hemşire odadan çıktı.

     Yandaki hasta odasından sesler geliyordu, Bekir odayı boşaltıyorlardır diye düşündü. Sabah odada kalan çocuğun babası ile konuşmuştu, bugün taburcu olacaklarını öğrenmişti. Bir hafta boyunca ona komşu olmuşlardı. Çok ses yapmışlardı ama Bekir bundan rahatsızlık duymamıştı. Çocuk, annesi ile birlikte kalıyordu. Babaları ise akşam ziyaretlerine gelir bir eksikleri varsa tamamlardı. Bekir'in çocuğun babasına içi ısınmıştı. Sabah onun ile yarım saat muhabbet etmişti, belkide hastanede en çok konuştuğu süreç bu süreçti. Adamın tarih öğretmeni olduğunu ve parkta oynarken çocuğunun ayağını kırdığını öğrenmişti. Adama kalsa bir şeyi yoktu çocuğun; nede olsa herkes gibi oda bir yerlerini çarparak büyüyecekti. Adamın çok gülümsemesi Bekir'in dikkatini çekmişti. Demek ki mutlu insanlar böyle oluyor diye düşündürmüştü. Adam ona hastalığını da sormamıştı halbuki hasta yakınlarından gün boyunca en çok duyduğu soru buydu... 

AKÇAAĞAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin