Bölüm 14 & 2. Kısım

70 28 2
                                    

Şeyma gelmişti; abisini dalgın bir şekilde görünce dürttü.

' Abi orada mısın? '

Bekir kendine geldi; ' Heh, Şeyma hoş geldin.'

' Sultan'ın tahlil sonuçları iyi çıkmamış yarın bir daha bakacaklarmış.' Dedi ve devam etti.

' Bahçeye çağırdım gelmedi. Akrabaları ziyarete gelecekmiş, akşam yanınıza uğrayacağım dedi.'

Bekir, biraz da olsa rahatlamıştı. Bu haberden sonra Bekir hareketlendi, bahçede bir tur daha attıktan sonra Bekir ve kardeşi odalarına geçtiler. Bekir, Sultan'ı göreceği akşamı iple çekiyordu.

...

Aysun hemşire ilaçlarını vermeye geldiğinde, Bekir bacağının durumunu anlattı aradan bir saat geçmemişti ki Aysun hemşire, Doktor Suat ile birlikte tekrardan odaya gelmişti. Bu gelişme Doktor Suat'ın hiç hoşuna gitmemişti. Tahlilleri iyiydi, düzelme var gibi görünmüştü ama hastalık ileri seviyeye geçmişti. Felç başlamış olabilirdi artık başladıysa bir kere durdurmak çok zordu.

Doktor Suat, ' Bekir istersen seni evine taburcu edelim.' Dedi.

Bekir bunu hiç beklemiyordu. Şuan hastanede kalabilmek için her şeyini feda ederdi.

' Neden doktor bey? ' dedi şaşkınca.

' Sana demiştim ya Amerikan'dan makine gelecek diye onun gelmesi ve kurulması desen bir hafta var daha. Tahlillerin iyi ama hastalığında ilerleme olabilir. Ortam değişikliği sana iyi gelecektir. ' Dedi.

Bekir isteksizce, '  Yarın mı çıkış yapalım.?' diye sordu.

' Yarın olmaz tahlil sonuçlarına bakıcağız. Birde Doktor Erhan kontrol etsin bacağını, rahatsızlığın başka bir sebepten de olabilir.' Dedi doktor.

' Tamamdır. Bizde duruma göre eve haber veririz. Dedi Bekir
...

Akşama kadar Bekir kah oturmuş kah kalkmıştı. Bir pencerenin oradaydı bir yataktaydı. Şeyma ise evden getirdiği örgüler ile uğraşıyordu. Abisine istediği renklerden atkı yapıyordu. Saat akşam beş olmuştu. Bekir iyice heyecanlandı. Ya gelmezse, unutursa veya işi çıkarsa diye kafasında kuruyordu. Mesnevi'yi elini aldı Hacı Hamit gibi yaparak ortadan her hangi bir hikaye açtı. Çıkan hikayeyi seslice okudu.

Sevgilinin Cevabı

Bir gün bir aşık sevgilisinin kapısına gidip kapıyı çalınca

içerden seslendi.

"Kapıyı kim çalıyor, kim o!"

Aşık cevap verdi:

" Yüce sevgili kapına gelen benim, ben zavallı sadık kölen." dedi.

Sevgili kızarak bağırdı.

"Çekil git kapımdan sen daha olgunlaşmamışsın. Bu sofrada hamlara yer yok, bu ev küçük iki kişi sığmaz." dedi.

Zavallı adam çaresiz oradan ayrıldı tam bir yıl o sevgilinin ayrılığıyla yanıp dolaştı kavrulup pişti. Bir sene sonra sevgilinin kapısına geldi kapıyı çaldı. Sevgili içeriden seslendi.

"Kimdir o, kim kapımı çalıyor?"

Çaresiz aşık perişan bir halde cevap verdi:

"Ey cana can katan sevgili ey bir bakışıyla binlerce aşığı perişan eden, gönlümü alan sensin." dedi.

Sevgili seslendi:

"Madem ki sen bensin ey ben gel içeriye, gönül evi dardır oraya iki kişi sığmaz." dedi.

Bekir sayfanın ucunu kıvırdı, kitabı güzelce kapatıp komidinin üstüne koydu. Kapı iki kez tıklanmıştı. Bekir'i bir heyecan kapladı.

Şeyma kapıyı açmaya gittiğinde Sultan'ın geldiğini gördü.

' Abi sen geldin bak.' Dedi muzurca.

Bekir anlamıştı ne demek istediğini belli etmeden güldü.

* Mesnevi'den Hikayeler Kitabından alıntı yapılmıştır.

AKÇAAĞAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin