Anne...
Baba...
Ne olmuş, iyiler mi?
Hayır... bu doğru değil!
...
İhtiyar ' Evladım. Kabus görüyorsun... ' diyerek Bekir'i omuzlarından hafifçe sarstı.
' Evladım rüya görüyorsun kan ter içinde kalmışsın. '
Bekir bir anda irkildi ve uyandı. Başı fena ağrıyordu, kalkmak istedi ama vücudu onun sözünü dinlemiyordu. Gözlerini açmak istedi ama baş ağrısı ve yorgunluk buna izin vermiyordu.
Sadece; ' Su ' diyebildi.
İhtiyar adam, ona hemen komidinin üstünde ki sürahiden bir bardak su doldurdu ve sandalyede asılı duran gömleği alıp Bekir'in başının altına destek yaptı. İhtiyar yavaşçana Bekir'e suyu içtirdi. Bekir çok terlemişti, ihtiyar cebinden mendilini çıkartıp Bekir'in alnındaki terleri sildi. Sonrasında ihtiyar hemen nöbetçi hemşireye gidip durumu anlattı. İhtiyar ve hemşire koşar adım Bekir'in odaya doğru geldiler. Hemşire odaya girdiğinde Bekir'e hemen ilacını verdi ve ateşini ölçtü, değer çok yüksekti yine o nöbetlerden birini geçiriyordu.
İhtiyar adam, hemşireye ' Çocuğun hali nedir? Baya zayıf baksana ' diye hastalığını ve durumu öğrenmek için sordu.
Bekir bir süre sonra ilacın etkisiyle tekrar uykuya daldı. O gece, gececi Sema Hemşire ve ihtiyar her yarım saate bir Bekir'i kontrole geldiler.
...
Sabah Doktor Fuat Bey ve Aysun Hemşire, Bekir'in odada güne başlamışlardı. Gelen tahlil sonuçlarını ve dünkü geçirdiği nöbetten dolayı durumunu merak etmişlerdi.
' Nasılsın Bekir Bey? 'Diye sordu doktur.
' İyiyim biraz başım ağrıyor ama vücudumu hareket ettirebiliyorum şuan. ' dedi Bekir yorgun bir sesle.
' Nöbetlerinde artma var ama kan değerlerinde iyileşme var. Normalde nöbetlerininde azalması gerekiyor. Hastanede seni rahatsız eden bir şeyler mi var Bekir? '
' Yok, doktor bey gece kabus gördüm ondandır. '
' Peki, ilaçların dozunu azaltıyorum. İlaçlar tetikliyor olabilir. ' dedi doktor sonrasında tahlillere tekrardan bir göz gezdirdi. ' İyi, iyi ' diye kafasını salladıktan sonra odadan çıktı.
Bekir, Aysun hemşireden onu banyoya kadar götürmesi için ricada bulundu. Hemşire ona yardım ederken kapıdan ihtiyar seslendi.
' Müsait midir? ' dedi.
Aysun hemşire ' buyurun ' diye yanıt verdi.
' Hoş geldin amca ' dedi Bekir.
İhtiyar ' Müsaade varsa kızım ben evladıma yardımcı olurum senin işin yoğundur şimdi. ' dedi.
Bekir refakatçisinin olmamasının verdiği suçluluk içinde başı ile onayladı. Bekir banyoda ki tabureye oturduktan sonra hemşire odadan çıktı. İhtiyar eşyalarını Bekir'e verdi ve Bekir'in pencerenin karşısına koyduğu, Akçaağaç'ı izlediği sandalyeye oturup, Bekir'in bayodan çıkmasını bekledi.
Bir süre sonra Bekir seslendi. İhtiyar ona bastonunu verip, koluna girerek yatağına yatırdı.
Bekir mahcup bir halde ' Allah razı olsun amca zahmet ettin. ' dedi.
' Estağfurullah evladım. Eminim ki sende benim yerimde olsan aynısını yapardın. ' dedi ve Bekir'i daha mahcup etmemek için konuyu değiştirmeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKÇAAĞAÇ
Short StoryTek nefeste okuyabileceğiniz bir kısa roman ile kendimi sizlere tanıtmaya karar verdim. Bekir karakterimizin hastanede yaşadıkları, hastalığının zorlukları ve aşık olmasını konu alan hikayede; beklenmedik bir son bizi beklemektedir. Saf aşk nedir? S...