Bölüm 10

85 30 10
                                    

Hacı Hamit kapıya iki kere tıkladı;

' Müsade var mı? ' diye seslendi.

' Olmaz mı amcam buyur gel hoş geldin. ' dedi Bekir

' Nasılsın evladım? '

' Çok iyiyim. Amca sen nasılsın? '

' Allah'a şükür. Hayırdır evladım ne oldu da gözlerin parlıyor, nedir sebebi bunun.' diye sordu.

' Hiç be amca ne olacak.' dedi Bekir ama saatlerce düşündüğü, aklının takıldığı mevzuyu açtı.       
' Amca sana bir şey sorabilir miyim? ' 

' Buyur evladım. '

' Sen bana bu haldeyken kızını verir miydin?' dedi. Kısık sesle ve birazda utanarak.

Hacı Hamit anlamıştı şimdi Bekir'in gözlerinin parıltısının sebebini.

' Doğrusu evladım hiç kızım olmadı. Olmasını çok isterdim ama nasip işte. Nasipten de öteye geçilmiyor. Geleyim soruna benim kızım olsaydı sana gönlünü kaptırsaydı eğer, kızımı sana verirdim.

' Doğruyu söyle amca bak alınmayacağım.' dedi Bekir ciddi bir ton ile.

' Doğrusu bu evladım kızımı verirdim. Sevenlerin sevgisine engel olmak, yasaklamak çok büyük vebal. Sonunda kızım çok üzülecek olsa bile; derdim ki kızımın kaderinde varmış yaşanması gerekiyormuş. Bu demek değildir ki kızım küllüm bir hataya düşecek; onu elimden geldiğince korurdum da. Ben onun yerinde olsam mesela; genç olsam yani sevmişsem hastalık mastalık dinlemezdim. Birde şu yönde düşün Bekir, sağlıklı bir insan olsan da ne kadar yaşaya bileceğinin garantisi var mı? durakladı ve devam etti. 'Bak şuan hastanedeyiz ne gençler geliyor buraya.' dedi.

Hacı Hamit'in dedikleri Bekir'in aklına yatmıştı ama kızın ailesi Hacı Hamit gibi düşünür müydü?

Hacı Hamit ' Hem sen bu hastalığı dert etme atlatacaksın. Ömrüm varsa eğer, sende istersen kızı istemeye beraber gideriz. ' dedi. Gülüştüler.

'Sağ olasın amca isterim, hemde çok isterim senin büyüğümüz olarak gelmeni. ' 

' Şimdi anlat bakalım hiç dediğin şey neymiş ben biraz anladım ama. ' 

Bekir utanarak ' Amca bir kız geldi bugün hastaneye Doktor Suat'a göründü ve gitti. '

Hacı Hamit merak içinde, 'Tanıyor musun kızı peki. ' diye sordu.

' Yok amca tanımıyorum. '

' Doktor Suat'a sorayım mı senin için? Başka bir şeyi bahane ederek. '

' Amca ismini öğrendim, annesinin ismi de olabilir ama Sultan Dürrü diye çağırdı görevli. '

Hacı Hamit bunu duyunca yüzü düştü.

' Hayırdır amca iyi misin? Ne oldu su vereyim mi sana? ' diye telaşla sordu Bekir.

Hacı Hamit kendini toplayarak konuyu değiştirmek için çabaladı. ' Yok evladım bir şeyim sağ olasın. Bak sana ne getirdim. Benim en sevdiğim kitaptır. ' dedi.

Bekir, kitabı Hacı Hamit'ten aldı biraz eskimişti ama kitap temizdi. 'Mevlana'nın Mesnevi'sinden Hikayeler' diye okudu seslice kitabın başlığını. 

' Burada canın sıkılıyordur; sana iyi gelir dedim.' 

' Teşekkür ederim. Çok iyi düşünmüşsünüz. '

' Ver de kitabı senin için bir hikaye okuyayım hele.Bakalım nasibine ne çıkacak görelim ' dedi Hacı Hamit coşkulu bir halde.

Bekir kitabı verdi. Hacı Hamit kitabın ortasından bir hikaye açtı ve okumaya başladı. Bekir hikayede Şems-i Tebrizi'nin dediği bir cümleyi çok beğenmişti. 'Sevmek bu kadar güzelse, kim bilir sevmeyi yaratan ne kadar güzeldir.' Demişti Şems.

Hacı Hamit  yarım saat daha muhabbet ettikten sonra izin isteyerek odadan ayrıldı.

Hacı Hamit'in kapıdan çıkar çıkmaz gözlerinden yaş akmaya başlamıştı. Sultan'ı iyi tanıyordu köylüsüydü. Babasının çiftliği vardı, onlardan malzeme alırdı zamanında. Bir gün Sultan'ın babası Fırat Bey ona alal acele gelmişti. Kızını İstanbul'a götürüp tedavi ettirmek için yardım istemişti. Sultan 5 yaşındaydı o zamanlar; olmadık zamanlarda ateşleniyor ve kalbi ritmsiz bir halde atıyordu. Burada ki hastanelerin teknoloji bakımından yeterli olamadığından İstanbul'a gitmelerini söylemişlerdi. Sultan böyle ateşlendiği bir zaman Fırat Bey gelmişti işte. Hacı Hamit aracı ile ilk önce merkezde ki hastaneye götürmüştü onları, risk azalınca da İstanbul yolunu tutmuşlardı. Sultan'ı İstanbul'da doktorlara kontrol ettirdiklerinde, kalbinde bir delik olduğunu ve çok yaşamayacağını söylemişlerdi. 

Hacı Hamit o günleri düşünerek; ' İnsanı ölümden eceli korurmuş' dedi. Sultan küçükken ona gelirdi Hamit'de ona her gelişinde bir kitap hediye ederdi. İki sene olmuştu Fırat ile de görüşmeyeli. Oğlundan sebep ziyarete gelmediğini düşündü Hacı Hamit. Sultan'ın durumu nasıldır diye de merak etmişti. 

Hacı Hamit kapının önünde dururken Bekir'in odaya bir kız selam vererek girdi...

AKÇAAĞAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin