Kapı çalındı yemek gelmiş olmalıydı. Bekir 'Girin' diye seslendi. Odaya sürgülü yemek arabasıyla birlikte yemek dağıtımı yapan kadın girdi. Bekir yemeklere baktı bu sefer farklı olarak domates çorbası vardı. Ondan bir tane istedi, ana yemeklerde makarna ve taze fasulye vardı üç günde bir bunlardan çıkardı. Sadece çorba içmeye karar verdi ama kadın ona makarna ve fasulyeden de azar azar ' Acıkınca yersin diyerek' bir tabağa koydu. Kadın yemekleri masaya bıraktıktan sonra sürahide ki suyu doldurup odadan çıktı. Bekir ilaçlardan olmalı diye düşündü iştahsızdı dediklerine göre serum ve bazı ilaçlar insana tokluk hissi veriyordu.
Yemeğin hemen ardından Aysun Hemşire içeri girdi. Bugün yüzünden de belli mutluydu.
Bekir hafif sataşırcasına;
' Hayrola Aysun hemşire yüzün gülüyor. '
Aysun hemşire neşeli bir şekilde 'Nasıl gülmesin yandaki çocuk var ya ayağı kırık olan onu yolcu ettim' dedi ve kısık bir sesle kahkaha attı. 'O çocuk tam bir canavardı baksana bileğime ne yaptı. ilk defa bir hastanın gittiğine bu kadar çok sevindim.' Bekir'de gülümsedi. Aysun hemşire bileğini gösterdi tırnak izleri vardı.
Bekir, hemşirenin mutluluğunu fırsat bilerek 'Sıkıldım ben, dışarı çıkmama müsaade var mıdır?' diye hemşireyi süzerek sordu.
Aysun hemşire; 'Yarım saat kadar gözden kayıp olsan bence kimse fark etmez.' Dedi göz kırparak.
...
Bekir yemeğini yedikten sonra üstünü değiştirdi. Camdan baktı hava serin gözüküyordu. Kırmızı kareli, oduncu gömleğini de yanına alıp bahçeye çıkmaya karar verdi. Mis gibi bir orman havası vardı. Aklına pencereden baktığında gördüğü Akçaağaç geldi. Ona doğru yürümeye başladı. Hava tahmin ettiği gibi serindi gömleğini giydi. İki haftadır buradaydı ama hiç Akçaağacın yanına gitmemişti. Akçaağaca yaklaştı göründüğünden daha da heybetliydi. Yola düşen yapraklarını süpürmüşlerdi ama ağacın çevresi yapraklar ile doluydu. İki ağacın ortasındaki kütük parçasının üstüne oturdu. Yere düşen yaprakların üzerinde gözlerini gezdiriyordu. Sararmış bir kısmı kahverengine dönüşmüş hatta kızıllaşmış yapraklar onu heyecanlandırmıştı. Resmen bir resim bu, bir sanat diyerek ellerini yaprakların arasında gezdiriyordu en güzel bulduğu yaprağı yanına almaya karar vermişti.
...
Bahçeden aldığı iki yaprağı da masanın üzerinde bıraktı ve üstünü değiştirmeye başladı. Bu arada yan odaya yaşlı bir çift yerleşmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKÇAAĞAÇ
Short StoryTek nefeste okuyabileceğiniz bir kısa roman ile kendimi sizlere tanıtmaya karar verdim. Bekir karakterimizin hastanede yaşadıkları, hastalığının zorlukları ve aşık olmasını konu alan hikayede; beklenmedik bir son bizi beklemektedir. Saf aşk nedir? S...