' Sultan'ın vefatının üzerinden 1 sene geçmişti. Abimin hastalığı Sultan'ın ölümünden sonra dahada hızlandı. Bu sene bizim başımıza neler gelmemişti ki. '
' Abimin, ilk önce ayaklarına felç inmişti. Hacı Hamit'in yardımı sayesinde abim, Sultan'ın mezarına iki haftada bir gidebiliyordu. Abim son günlerini, gündüzleri Sultan'ın fotoğrafına bakarak, geceleri de yıldızlara bakarak geçiriyordu. Gel zaman git zaman, Sultan'nın ölümünden üç ay sonrada Hacı Hamit'te vefat etti. Kendine yakışır bir halde elinde ' Mesnevi ' okurken vefat ettiğini söylediler. ' Allah rahmet eylesin. '
Şeyma, odasında aynanın kenarına tutturduğu kağıdı göstererek.
' Hacı Hamit'in eşinin dediğine göre, Hacı vefat etmeden önce Mesnevi'de bu şiir önünde açıkmış ' dedi ve ezbere okudu;
Allah der ki "Kimi benden çok seversen onu senden alırım"...
Ve ekler: "Onsuz yaşayamam" deme, seni onsuz da yaşatırım.
Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur,
sabır taşar,canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar.
Dostun düşmana dönüşür,düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya.
Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur...
"Düşmem" dersin düşersin, "Şaşmam" dersin şaşarsın.
En garibi de budur ya "Öldüm" der, yine de "yaşarsın.
'Bende bu şiiri yazıp odamın baş köşesi astım işte. Abime tabikide Hacı Hamit'in öldüğünü söyleyememiştik ama o bir zaman sonra anladı. Hacı Hamit haftada bir abimi ziyaretine gelirdi, başta da dedim ya imkanı varsa Sultan'a götürürdü onu. Neyse... '
Şeyma soluklandı.
' Hacı Hamit'in vefatından iki ay sonra büyük abimlerin bir kız çocuğu oldu. Adını bir sultanın ismi olan Mihrimah koydular. Mihrimah evi biraz olsa neşelendirmişti . Bekir abimin bile yüzünü güldüre bilmişti. ' hüzünlü bir şekilde gülümsedi.
' Tabi zaman geçtikçe abimin hastalığı dahada ilerledi, artık vücudunu hareket ettiremiyordu. Alzheimer belirtilerde başlamıştı ve hızlıca ilerledi. Son zamanlarında beni bile hatırlamıyordu artık. Son günlerinde sadece başını yana çevirmiş Sultan'ın resmine bakıyordu birde anlayamadığımız bir şekilde bir şeyler söylemeye çalışıyordu Sultan'ına.
' Abim ile Sultan'ın hikayesini duyup gelenler çok olmuştu. Tedavi masraflarından tut daha iyi tedavi edilebilmesi için yurt dışına götürülmesini kadar teklif etmişlerdi ama abim bunların hepsini reddetti. Belki kendine yediremediğinden belkide Sultan'a daha erken kavuşabilmek için yapmıştı bunu, bilmiyorum. ' başını salladı Şeyma.
' Öyle yada böyle abim vefat edeli bir ay oldu. Onu çok arıyorum ama gittiğine de seviniyorum. Sultan'nına kovuşa bilmişti. Bekir abim vasiyet ve benzeri bir şey yazmamıştı yada bizden bir şeyler istememişti ama İbrahim abim onun mezarını Sultan'a olabildiğince yakın yere gömdürmüştü. Sultan, Hacı Hamit ve abim aynı mezarlıkta, aynen hastanede olduğu gibi yan yana olmasalar da sonsuza dek birlikteydiler artık. ' Gözleri yaşarmıştı.
Abisinin Akçaağaç'ın altında çekildiği fotoğrafına bakarak,
' Abim seni çok seviyorum. ' Dedi Şeyma.
Son...
Hikayeyi beğendiyseniz arkadaşlarınıza da paylaşmayı unutmayınız. Hikaye hakkında beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum. Nasip olur ise yakın zamanda yeni bir hikaye ile birlikte tekrar görüşmek dileği ile.
Sağlıcakla kalınız...
Haki Dilhan Sundu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKÇAAĞAÇ
Short StoryTek nefeste okuyabileceğiniz bir kısa roman ile kendimi sizlere tanıtmaya karar verdim. Bekir karakterimizin hastanede yaşadıkları, hastalığının zorlukları ve aşık olmasını konu alan hikayede; beklenmedik bir son bizi beklemektedir. Saf aşk nedir? S...