Hayâl Kırıklığı

656 19 9
                                    


Değerli oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum..
Seviliyorsunuz..
Keyifli okumalar dilerim..

----------------------------
01.05.2015 / Cuma
Şikago / USA

Odanın içinde yankılanan sesle kaşlarını çattı Allissa. Yaklaşık on dakikadır o ses susmamış genç kızı huzursuz etmeyi başarmıştı. Tam ses susmuşken bu seferde odasına paldır küldür giren ikizi sayesinde gözlerini zorlukla açtı ve kaşlarını çattı. Emanuel üzerine giydiği basket forması ile onun dibine gelmiş coşkulu sesiyle ona bir şeyler söylüyordu. Kolunun altında da Stanley' in aldığı basket topu duruyordu.

" Sen harikasın siz harikasınız hadi kalk neden hala yatıyorsun Alis."

Allissa gözlerini tekrar açtı ve sırt üstü yatıp ofladı. İkizinin sabahın bu saatinde neşeli olması hiç normal değildi. O ise hala uyumak istiyordu yataktan kalkmak en son isteyeceği şeydi. Uykulu, mırıl mırıl çıkan sesiyle ikizini cevapladı.

" Sabahın yedisindae ne yapmamı bekliyorsun ki dans mı edeyim sen gibi."

Emanuel yerinde duramıyor ağzı kulaklarında odanın içinde tepiniyordu. Allissa biraz kendine geldikten sonra gülümsedi ve sevinen kardeşine sevgi ile baktı. Demek genç adam sonunda hediyelerini açmıştı. Ama sabahın köründe bunu yapması biraz tuhaftı.

" Beğendin mi?"

" Beğenmek mi bayıldım resmen paketi açtığım anda gözlerimden kalpler fışkırdı. Tatlı ikizim sen bir tanesin."

" Demek daha yeni açtın hediyelerini."

" Yavaş yavaş açıyordum sizinkiler bu sabaha kaldı."

Allissa biraz daha doğruldu kendini yatak başlığına dayadı ve gözlerini ovuşturdu.

" Bende sana teşekkür ederim küpeler için çok beğendim çok şıklar. Dün okuldan gelince baktım bende sen eve uğramayınca teşekkür edemedim."

" Önemli değil güzellik. Ayrıca Stan içinde teşekkür ederim. Gerçi ben onu ararım ama olsun sen görürsün onu benden önce."

İmzalı basket topunu elinde neşe ile çevirdi ve yatağa gelip kızın gülen suratından sulu sulu öptü. Allissa kıkırdadı onu ittirdi ve rahatsız olmuş gibi yanaklarını sildi. Aslında hiç te olmamıştı ikizini dünyalar kadar seviyordu ve bu zamana kadar tatlı tatlı atışmalarının dışında onunla hiç kavga etmemişlerdi.

" Ben iniyorum sende çabuk gel kahvaktıyı kaçırmak istemezsin."

Genç kız bezgince pofladı ve kardeşini onaylayıp onun odadan çıkmasını izledi. Bu saatte alarm kurmamıştı yani onu arayan birileri vardı. Sakince telefonunu eline alıp kimin aradığına baktı. Arayan Vin' di sevgili biricik nişanlısı. Onu neden aradığını merak etmişti açıkcası. Bir an aramak istedi ama vazgeçti onunl konuşacak hiç bir şeyi yoktu olamazdı.

Telefonunu koyup zorlukla yataktan kalktı kendini banyosuna attı. Üzerindeki şortu ve tişörtü çıkardı. Sütyeni yoktu sadece dün gece giydiği kırmızı kilotu vardı. Onu da çıkarıp kendini sıcak suyun altına attı.

Bornozuna sarınıp giyinme odasına geçti. Bugün dersi dokuzda başlıyordu yani vakti daha vardı. Aynanın karşına geçip oturdu ve kendini incelemeye başladı. Yüzünde gizli bir gülümseme hakimdi dün gece onun için çok harika geçmişti. Telefonda çalan şarkıya eşlik ettikten sonra genç adamı da ikna etmiş beraber söylemişlerdi daha doğrusu gülmekten söyleyememişlerdi.

Sonra sohbet edip aldıkları şeyleri yiyip içmiş elektrik gelene kadar mum ışığında keyiflerine bakmışlardı. Eve geldiğinde hemen üzerini çıkarıp kendini yatağa atmış neyseki annesi ile karşılaşmamıştı. Aynadaki aksine gülümsedi ve yüzüne kremlerini sürdü. Islak saçlarını kurulayıp düzleştirdi sonra spreyleyip bozulmasını engelledi.

YASAK İNCİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin