YASAK İNCİ

İnci Tanesi

Değerli oylarınızı ve görüşlerinizi bekliyorum.
Seviliyorsunuz..
Keyifli okumalar dilerim..

----------------------------

30.04.2015 / Perşembe
Şikago / USA

Stanley, koltukta oturmuş pencereden dışarıyı izliyordu. Biraz önce olanlar onun dengesini bozmuştu. Elindeki viski bardağını kafasına dikti ve sertce sehbaya koydu. Dudaklarını yaladı ve elini gezdirdi. Hala sanki onu öpüyormuş gibi hissediyordu. Muhteşem tadını aldıktan sonra ondan nasıl uzak duracaktı hiç bilmiyordu.

Sürekli dudaklarını keni dudaklarında olsun isterdi tadı, kokusu çok harikaydı. Banyoda biraz kendine baktıktan sonra duş almış kendini burada bulmuştu. Saat gece yarısını çoktan geçmişti ama onun gözleri hala dinçti hiç uykusu yoktu. Yeniden viski doldurmak istemedi ve oturmaya devam etti.

Sabah nasıl navracaktı, onu öptüğünü bile bile yüzüne normal bakabilecek miydi. Sürekli gözlerine bakarak anlamamasını nasıl sağlayacaktı. Kafası bir milyon olmuştu ona ihanet ettiğini de düşünüyordu. O nişanlıydı, başka bir adamı seviyordu ve ondan izinsiz onu öpmüştü. Kendini pislik, şerefsiz bir adam gibi hissediyordu.

Ama sonra da kendi kendine gülüyor, dolgun dudakların hayalini yaşarken onları öpmüş olmanın tadını çıkarıyordu. Ne düşünüp ne hissedeceği konusunda kafası çok karışıktı. Ama bildiği tek bir şey vardı onu sonsuza kadar sevecekti, karşılık beklemeden yapacaktı bunu.

Saate bir bakış attı ve derin bir nefes aldı. Neredeyse sabah olmak üzereydi ve o dün sabah ta uyumamıştı. Uçağı sabah inmiş hiç uyumadan kendini koşu bandına atmıştı. Aslında o iki gün sonra dönecekti ama aşık olduğu kızın yaş günü için işlerini oradakilere bırakıp hemen gelmişti.

Onu kalabalığın içinde yalnız bırakmak istememişti. Bunu da başarmıştı ama gecenin sonlarına doğru bilmediği bir şeyler olmuş az da olsa neşelen genç kız daha da kötü olmuştu. Normalde bu kadar içmez kendinden geçmezdi onu üzecek ciddi bir olay olduğunu tahmin ediyordu.

İçkiliyken bile tek bir söz söylememiş neler olduğunu ağzından kaçırmamıştı bu da tuhaftı. Sarhoşken bile itiraf edemeyeceği konunun ne olduğunu çok merak etmişti. Umduğu tek şey, bunu kısa bir zaman sonra öğrenebilmekti. Derdine ne olursa olsun çare olabileceğine inanıyordu, hep olduğu gibi.

Kendini koltuğua yan bir şekilde attı ve gözlerini kapattı. Biraz uyusa hiç fena olmayacaktı çok uykusu vardı. Aklında sevdiği kız varken hemen daldı, rüyaları onunla dolu olan uykusuna. Allissa ise derin uykusunun içinde çok güzel bir rüya görüyordu.

Hiç bilmediği bir yerde çok güzel bir gün batımı seyrediyordu. Bir tepenin başında, karşısında şehrin manzarası elinde içeceği huzurun tadını çıkarıyordu. Hava sıcaktı ama hafif bir rüzgar saçlarını uçuşturuyor sürekli görüş alanını kapatıyordu. Yine de mutluydu uyurken bu ana gülümsemişti bile.

Önünde ise bir piknik sepeti vardı yerde açlı duran örtünün üzerinde ise bir sürü yiyecek. Böyle bir anda hiç bulunmamıştı daha önce. Sonra birden arkasında birisinin varlığını hissetti. Kendini o sert göğse dayadı ve onu sarmalamasına izin verdi. Arkasındaki adam onun boynundan öptü ve dudaklarını oradan çekmedi.

Genç kız derin bir nefes aldı ve karnının üzerindeki kollara sarıldı. Ağzına atılan üzüm tanesini mutlulukla çiğnedi ve gözlerini kapattı.

Adam bir şeyler söylüyordu ama ne sesini anlayabiliyordu ne de ne söylediğini. Kokusunu bile alamıyordu. Kafasını çevirince bile kim olduğunu bulamamıştı. Ama çok huzurluydu kendini hiç olmadığı kadar mutlu hissediyordu. Adam ona istediği aşk sözcüklerini söylüyordu ama genç kız uğultudan duyamıyordu.