alarmın rahatsız edici sesiyle huzurlu uykumdan uzaklaştırılırken gözlerimi dahi açmayıp olduğum gibi durmaya devam etmiştim. dün gece olanlar yavaş yavaş zihnimde belirmeye başlarken burnuma dolan tanıdık kokuyla hatırladıklarımın her zaman gülümseyerek uyanmamı sağlayan rüyalarımdan olmadığını anlamıştım. derin bir nefes alıp kaynağının yakınlarımda olduğunu belli eden kokuyu çektim içime. böyle bir sabaha uyanmak hayal etmeye dahi kıyamayacağım kadar güzeldi, belki de bu yüzden gözlerimi yavaşça aralamış ve her şeyin gerçek olup olmadığını teyit etmek istemiştim. aşık olduğum adamı görmeme engel olan göz kapaklarım yukarı doğru hareket ederken gördüğüm görüntü nefesimi kesecek türdendi. hoş, benim nefesimi sadece o kesiyordu zaten.
'çok güzelsin.'
onu uyandırmaktan korkup içimden söylediğim bu cümle gördüğüm görüntüyü açıklamaya yetmiyordu. kalbimde doğup tüm bedenime yayılan hislerin olduğu gibi jimin'in güzelliğinin de hiçbir dilde karşılığını bulamıyordum. nasıl söylersem söyleyeyim eksik kalıyordu sanki. uyanır uyanmaz düşündüğüm şeyler gülümsememe sebep olurken başını koluma koymuş halde uyurken bedenime sokulan kişiye baktım. uzun siyah saçları güzel gözlerini görmeme engel olan göz kapaklarına kadar inmişti, büyüleyici kokusunu bana ulaştıran tutamlara kelebeğin dokunuşunu andıracak bir öpücük bırakıp yavaşça geri çekildim. gözlerimi saçları tarafından kapanmayan kısımlarda gezdirmeyi amaçlasam da yaptığım tek şey dün gece bana hayatımın en unutulmaz anını yaşatan dudaklarını izlemek olmuştu. tanrının yer yüzünde yaratmış olduğu en güzel tonu taşıyordu hafifçe araladığı biçimli dudakları. ona ilgi duymayan bir insanın bile ilgisini çekecek kadar güzeldi ve bu, hiç hoşuma gitmiyordu.
özenle çizilmiş gibi görünen dudakları kendime saklamak istiyordum. jiminle uyandığım bu sabaha onu öperek devam etmek için yanıp tutuşuyordum. odağını kaybetmeye başlayan düşüncelerimi toparlamak adına bakışlarımı yüzünden çekip yutkundum sessizce. dün gece olduğu gibi bugün de ona hiçbir şey yapmamalıydım. onun hatırlamayacağı bir anıyı zihnimin en güzel köşesinde saklayamazdım. bu zamana kadar kalbimi ele geçiren sevgi, canımı birçok kez yakmıştı. evet, jimin'den gelen acının güzelliğiyle bile mest olmuştum ama böyle bir anının ağırlığıyla yaşayamazdım. olur da bir gün tanrı bana gülümseyip onun aşkını kazanmama izin verirse ancak o zaman başımı döndüren dudakları benimkilerle birleştirebilirdim.
aşık olduğum yüzü izlerken tekrar düşüncelere daldığım sırada çalan telefonum endişeyle doğrulmama sebep olmuştu. arayanın koç olduğunu gördüğümde minik bir küfür savurup saate baktım. harika, geç kalmıştım. telefonumu komodine bırakıp olduğu yerde kıpırdanan kişiye çevirdim bakışlarımı. hala bebek gibi uyuduğunu görmek gülümsememe sebep olurken hareket ettiği için yüzüne sürten saçlarını çektim usulca, gıdıklamaması adına. ondan ayrılmayı hiç istemiyordum ama yapmak zorundaydım, bu canımı sıkıyordu. derin bir nefes alıp tutamlarına minik bir öpücük daha bırakarak başının altındaki kolumu çektim uyandırmamaya özen gösterirken.
yataktan kalksam da bir süre öylece durup onu izlemeye devam etmiştim. kolumu çektiğim için yastığa sokulmuştu. onunla aynı evde yaşasam gideceğim her yere geç kalacağımdan emindim. yavaşça kalkıp inen göğsünü bile saatlerce izleyebilirdim.
tekrar çalan telefonum sinirle solumama sebep olurken hızlıca kapatıp dolaba yöneldim. koçtan yiyeceğim azarı bile umursamayacak kadar iyi hissediyordum. bugün canımı sıkabilecek tek şey jimin'den uzak kalmak olurdu. hoş, bu her zaman geçerli olan bir şeydi.
yüzümdeki aptal gülümsemeyle üzerimi giyinip spor çantamı hazırlamıştım. unuttuğum bir şey olup olmadığına bakmak adına odaya göz gezdirdiğimde bakışlarım odağını kaybedip huzurla uyuyan bedene yönelmişti tekrar. biraz daha gecikirsem koçun gerçekten sinirleneceğini bildiğim için gözlerimi hızlıca kaçırdım. çantamı ve telefonumu alıp odadan çıktım, kapıyı olabilecek en yavaş şekilde kapatırken. yeni güne gülümseyerek başlamama sebep olan kişiye veda ettim yavaşça, duymayacak olsa da.
![](https://img.wattpad.com/cover/219755641-288-k160990.jpg)