Gergince dudaklarını dişleyen arkadaşına baktı Yoongi. Sağ ayağını durmadan titretirken kimsenin yüzüne bakmıyordu. Gözü de kulağı da sadece telsizdeydi.
"Jin? Bu ilk operasyon değil biliyorsun. Sakin ol biraz"
Jin ona cevap vermedi. Duyduğundan bile şüphe ediyordu Yoongi. Telefonunun titremesiyle Namjoondan gelen aramayı cevapladı.
"Her şey yolunda mı Joon?"
"Evet. Hazırız hyung. Jin hyung emri verirse operasyona başlayabilirsiniz"
Yoongi gereken mesajı almasıyla Jin'e döndü.
"Hazır herkes. Başlayalım mı?"
Jin kafasını kaldırarak gözlerine baktı. Onu rahatsız eden nokta neydi bilmiyordu ama o an merak da etmiyordu. Bir an önce içeriye girerek adamı sorguya almak istiyordu.
"Yoon, Changbin içeride midir?"
"Bilmiyorum. Değilse de gelecektir?"
"Yoon, önce içeride olduğundan emin ola-"
Içinde oldukları büyük kapının açılmasıyla lafı yarım kalmıştı.
Kapıdan onlara bakan memur "Amirim, işaret geldi" dedi.
Yoongi kafasını sallayarak arabadan indi. Jin'in de onu takip ettiğini bilerek ilerlemeye başladı. Gerilecek bir şey yoktu. Aileleri güvendeydi sonuçta. Bu yüzden içi rahat bir şekilde girdi kumarhaneden içeriye. Tam bir karmaşa oluşurken Jin'in, yanından hızla geçerek üst kata ilerlediğini fark etti.
Peşinden gitmeden önce "Herkesi alın çocuklar! Bir kişi bile kalmasın!" dedi masalarda oynayan kişileri işaret ederek.
Ardından merdivenlere ilerledi. Yukarıda ofis olduğunu tahmin edebiliyordu. Etrafına bakınarak Jin'in yanına gitti.
Dolapları karıştıran dostuna "Buldun mu kanıtları?" diye sordu.
Jin ona bakmadan masanın üzerindeki belgeleri gösterdi. Neyin peşinde olduğunu biliyordu. Woojin sayesinde kanıtlar yerleşmişti yerine ama Jin, Gölgeye dair herhangi bir ipucu arıyordu.
Yoongi de ona katılarak masanın çekmecelerini karıştırmaya başladı. Ödenek ve faturalara dair belgeleri ortaya çıkararak kendisinden sonra kanıtlar için gelecek olan birime kolaylık sağladı.
Jin'in mırıltılar halinde ettiği küfürler kulağına geliyordu. Onu ilk kez bir operasyonda bu kadar gergin görüyordu. Buna şaşıracak zamanı olmadığı için sebebini sorgulamadı. Ilk defa bu kadar yakınlaşmış olmalarına bağlıyordu Yoongi sadece.
Onun gibi kanıt peşine düşerken büyük bir çekmeceyi kenara çektiğinde karşısına çıkan çelik kasa ile gülümsedi.
"Kasa var burada" diye haber verdi arkadaşına.
Jin hızla işini bırakarak yanına geldi.
"Çelik kasa. Açması zor" diye mırıldandıktan sonra beklemeden ofisten çıkarak "Bana hemen Namjoon'u getirin! Kasa açması lazım" diyerek diğer polislere emir verdi.
Geri geldiğinde "Hoseok evde değil dimi?" diye sordu alakasız bir şekilde.
Yoongi "Evet. Güvenli bir yerde" dediğinde "Nerede?" diye ısrar etti.
"Jin iyi misin sen dostum? Emniyete bıraktım. Seul sınırları arasında en güvenli yere yani. Soobin de yanında"
"Tamam. Sakinim. Sadece içimde kötü bir his var Yoon. Biran önce halledelim şunu" dedi ona sorgulayarak bakan dostunu ikna etmek için.
Yoongi, Jin'in beyaza dönen tenine bakarken ikna olmamıştı ama tartışmanın yeri olmadığını bilerek kafasını salladı.
"Changbin için arama emri çıkardılar değil mi?" diye sordu Jin hızlı hızlı konuşarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fake Love #JinMin
Fanfiction#Jinmin Jimin ve ona yazılan kaderin çok acımasız olduğunu artık daha net anlıyordu Jin. Anlamadığı tek şey sonunun kötü biteceğini bildiği bu masalı neden okumaya ve sonuna kadar gitmeye bu denli hazırdı?
