5

850 76 62
                                    

"Siktir! Bunu nasıl yapar? Biliyor Yoon! O şerefsiz benim bu davayı ne kadar önemsediğimi biliyor. Bunun için yapıyor! Onun gibi torpille gelmedim ben buraya! Vazgeçemem!"

Sinirle emniyetin önünde dönüp duran Jin'i sakinleştirmeye çalışan Yoongi, başarısız kalıyordu bu konuda. Davadan alındığını öğrendiğinde sinirle esip gürlemeye başlamış ve diğer ekip arkadaşlarının yardımıyla onu zorlukla dışarıya çıkarmıştı.

Şimdi ise sinirle bağırıyor, önüne gelen yere tekme atıyordu. Yoongi darbelerden ustalıkla kendini sakınırken, olan ekip arabalarına, çöp kutularına ve banklara oluyordu. Dışarıdaki insanlar garip bakışlarla onları izlerken, onları tanıyanlar çok önemsemeden yanlarından geçip gidiyordu.

Yoongi yüzünü sıvazladı. Ne bok yiyecekleri hakkında en ufak fikri yoktu. Böyle bir şeyi hiç beklemiyordu. En başından beri, en çok uğraşan Jin olmasına rağmen, şimdi kolayca onu geri çekebiliyordu müdür.

"Jin sakinleş artık biraz. Görmüyor musun bunun bize bir yararı yok. Gidip derdini öğreniriz ve ikna ederiz bir şekilde. Çoktan yola çıktık, bunun geri dönüşü olmadığını o da biliyor"

Jin eğildi ve avuç içlerini dizine yaslayarak derin nefesler alıp vermeye başladı. Kafayı yiyecekti. Nasıl ona çaylak diyebilirdi? Başarılarını bütün emniyet biliyordu ve sırf onun müdürü olduğu için kendisini küçük görmeye kalkıyordu. O konuma torpille geldiğini bütün şehir de emniyet de biliyordu. Kızı ile arası bu yüzden bozuktu bir süredir çünkü bir zamanlar aşık olduğu kadın gururlu ve onurlu bir Kore polisiydi.

Doğruldu ve Yoongi'ye "Bu işi bırakamam. Bunu sen de biliyorsun Yoon. Gerekirse rozetimi teslim ederim ama yine de vazgeçmem. Bunu o piçin anladığından emin ol" dedi ve arkasına bakmadan arabasına ilerledi.

Yoongi onun saatli bomba olduğunu ve dokunan kişinin patlayacağını bildiği için onu rahat bırakmaya karar vermişti. Onun siniri geçerdi ama müdürünü nasıl ikna edeceği hakkında bir fikri yoktu.

Kendisine doğru koşarak gelen Namjoon'u görünce derin bir nefes aldı ve yanına ulaşmasını bekledi.

"Hyung bu doğru mu? Jin hyung nerede? Bütün emniyet bunu konuşuyor. Ortalığı dağıtmış yine"

Nefes nefese söyledikleriyle kafasını salladı sadece Yoongi.
"Nereden çıktı bu? Ilk defa olan bir şey değil ki ses cihazı yerleştirmek. Bütün istihbaratçılar kullanır bunu. Kanıt olmasa da, kanıt toplamada en çok işe yarayan ekipman"

Namjoon sıkıntıyla ensesini kaşıdı.
"Sorunun o olduğunu zannetmiyorum hyung.
Ben o gece bütün kameraları hallettim dışarıdaki ama mekanın içindeki kameraya biliyorsun ki erişemedik. Senin içeride olmadığını anlamış olmalı. Yani onu vuranın sen olduğunu tahmin etmiş olmalı" dedi son cümlesinde fısıldayarak.

Yoongi kocaman gözlerle ona bakıyordu. Bilerek yapmıştı müdür. Bilerek sormuştu ve o susmuştu. Küfür etti sinirle. Bir bu eksikti zaten karmaşık hayatlarında.
Başı ağrımaya başlamıştı çok fazla düşünmekten.

"Neden Jin peki? Neden davadan uzaklaştırılan o? Beni alması hatta kasten adam yaralamadan tutuklaması gerekiyor"

Namjoon, Yoongi'nin iyice beyaz olan yüzünü inceledi. Istihbaratçılar genellikle yalnız çalışırdı ama Seul'ün en büyük emniyet ekibi yıllar öncesinde kendi biriminin içinde unit bir özel bir ekip oluşturmuştu. Farklı birimlerden polisleri bir araya getirmişti. Jin, Yoongi ve Namjoon.

Jin iyi bir istihbaratçı ve ekip lideriydi. Namjoon ise siber suçlar bölümünde çalışmıştı uzun zaman. Yoongi de kaçakçılık bölümünde çalışmıştı yıllarca.

Fake Love #JinMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin