18

631 60 63
                                    

Medyadaki şarkıyı ısrarla öneriyorum arkadaşlar. Bölümü yazarken geçen uzun saatlerde sıkılmadan dinlediğim ve benim için özel bir şarkı.

Namjoon arabanın içinde gergin bir şekilde zamanı sayıyordu. Dosyayı teslim etmesinin üzerinden bir, Jin'in, Yoongi'yi kurtarmak için operasyona çıkmasının ardından iki saat geçmişti. Jin ile bütün iletişimi telsizdeki konuşmalardan ibaretti.

Sivil ekipleri alarak gittiği bu operasyonun başarı şansı bilinmezlikle karşılaşacakları için yüzde elli ihtimaldi. Bu eşitlik Namjoon'u daha da geriyordu. Buna rağmen Jin'in, Yoongi'yi almadan dönmeyeceğine de emindi.

Ilk defa Jimin ve diğerleriyle tanışacaktı ama bu şekilde olması, kendisine bu görevin düşmesi garip bir şekilde üzüyordu onu. Jin her zaman insanların bileklerine kelepçeyi geçirirken havalı cümleler kurardı. Yoongi ise daha çok şiddetten hoşlanıyordu. Kelepçeyi acıyacak kadar sıkmak ve sonradan adamların kafasına vurmak hoşlandığı şeyler arasındaydı.

Namjoon ise daha derin bir adamdı. O insanların hayatlarını düşünürken bulurdu kendisini ve kelepçeyi geçirirken biraz olsun mahçup hissederdi kendisini.

Ailesi tarafından çok sevilmiş ve ilgi görmüş bir adamdı. Dünyada onunla aynı şartlar içinde olmayan bir sürü insan vardı. Bu insanları masum çıkarmazdı belki fakat düşündürüyordu fazlaca. Eğer başka yolları olsaydı da yine kötü yolu seçer miydiler?

Her seferinde aklını işgal eden nedenler, sonuçlar onu yoruyordu. Bu duyguya çok fazla maruz kalmamak için sahadan değil, arkadan gizli olarak yardım ediyordu.

Jimin ve diğerlerini düşündü bu sefer de. Aileleri 5 yıl önce ölmüştü. Babalarından kalan bu serveti iyiye kullanabilirlerdi ama başka bir yol seçmişlerdi kendilerine. Şimdi ise bedeli ödeme zamanıydı. Sebepsizce kendisine yük olan vicdanını bu şekilde bastırmaya çalıştı.

Içinde olduğu minibüs tarzı araca koşarak yaklaşan polis nefes nefese kapıyı açtı ve elindeki belgeyi uzattı Namjoon'a.

"Komiserim, tutuklama emri çıktı"

Namjoon başıyla onayladı ve "Gidelim o zaman" dedi onunla birlikte aracın içinde bekleyen ekibe.

Araç hareket ederken bu yaptıklarının doğru olması için dua etti. Namjoon, Jimin'e fazlaca üzüyordu. Toplantı odasındaki her konuşmalarını dinlemiş, saf aşkını hissetmişti. Jin gerçekten büyük bir aşkı kaybediyordu. Başta kendisi söylemişti ona farklı bir şekilde yanaşması gerektiğini fakat Jimin'in samimi hislerini gördükten sonra Jinden daha fazla suçlu hissediyordu kendisini.

Jin için ise görevinin her zaman daha önemli olduğunu biliyordu. Dosyayı teslim etmesi bile bunu kanıtlıyordu.

Bu yüzden Namjoon susacak, onun daha fazla üzülmemesi için hayran olduğu sevgiyi ona anlatmayacaktı. Namjoon da birisini o şekilde sevmek ve sevilmek isterdi. Gerçi her büyük aşkın sonu felaketle bitmiyor muydu?
Yine de isterdi.

Araç büyük evin önünde durduğunda Namjoon ifadesiz tutmaya çalıştığı yüzüyle arabadan indi. Bundan sonrası için anlatılacak bir kelime yoktu zaten onun lügatında. Herkes üstüne düşen oyunu sergileyecek ve kendi cehenneminde yanmak üzere geri çekilecekti. Namjoon en fazla yanacak olan kişiye yürüyordu adım adım. Bir damla su bile veremeden ateşin ortasına atacağı adama gidiyordu.

Korumalara "Çekilin, tutuklama emrimiz var" dediğinde mikrofonla konuşan korumaya izin verdi haber vermesi için.

Adımları eve doğru ilerlerken sanki her adımda Jin'e ihanet ediyormuş gibi hissetmekten kendisini alamıyordu. Onların ilişkisini kendisi kurmuştu ve şimdi de kendisi yıkıyordu. Ne yazık ki pişman olmak için de geri adım atmak için de çok geçti.

Fake Love #JinMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin