1 YIL SONRA
"Sana söylediğim hiçbir şeye inanmıyorsun ama sürekli dibimdesin. Neden?"
"Çünkü inanmak istiyorum. Onun iyi olduğundan emin olmak istiyorum Hoseok. Seni bu kadar zaman habersiz bırakacağına da inanmıyorum"
Hoseok restoranın lobisinde yaptığı bu tartışmalardan sıkılmıştı. Hep aynı şey oluyordu. Neredeyse hergün geliyor ve Jin'i soruyordu.
Ama bilmiyordu işte Hoseok! Yalan falan söylemiyordu! Gerçekten bilmiyordu! Artık yanına farklı bahaneler bularak gelmeliydi.
Tadilâtıyla ilgilendiği restoranı aklını bir miktar meşgul tutsa da aklından geçen şeyler belliydi ve onu asla yalnız bırakmıyorlardı.
Bunun acısını da sanki suçluymuş gibi Jiminden çıkarıyordu. En azından bir süre.
"Sana kabul etmek istemediğin şeyi bir kez daha hatırlatayım canım. Terk edildik! Hem de bir veda bile etmeden!"
Jimin onu anlıyordu ama kendisine engel olamıyordu. O geceden sonra Yoongi de Jin de ortadan kaybolmuştu. Istifa ettiklerini ise çok sonradan öğrenmişti Hoseok.
Dünyada en çok güvendiği iki kişinin onu terk etmiş olması Hoseok tarafından kolay kabul edilebilir bir durum değildi. Jimin bile edemezken ondan nasıl beklerdi ki kabullenmesini.
"Hatırlattığın için teşekkürler"
Hoseok, Jimin'in homurdanmasını duymamış gibi yaparak işine devam etti. Vazgeçmiyordu elbette ama ağır geliyordu yanında olmayışı.
Jimin'in aklına son konuşmaları geldikçe çıldıracak gibi oluyordu. O kadar içine işlemişti ki hayatına devam edemiyordu bir türlü.Gölge yakalanmıştı. Korenin sistemi tamamen kendini yenilerken bir çok kişinin gerçek yüzü de ortaya çıkmıştı. Bir çok bakan istifasını vermiş, başkanlar halka hesap vermekte oldukça zorlanmışlardı. Ama hepsi geçmişti!
Jimin artık daha huzurluydu kardeşlerine bakarken ama bir yanı eksikti işte. Onu affetmiş değildi. Ortada affedilecek bir durum var mıydı onu da bilmiyordu aslında ama kendisinden bu şekilde gidişi herşeyden daha fazla acıtmıştı canını. Sanki hiç yokmuş gibi arkasına bakmamıştı bir daha.
Zordu yaşadıkları Jin'in. Hiç kolay değildi hemde! Buna rağmen üstesinden gelemezler miydi? Neden çareyi kaçıp gitmekte bulmuştu?
Jimin kendi kendine güldü aklından geçen düşüncelere. Cevabını bildiği sorular soruyordu kendisine. Jin ondan vazgeçmemişti, Jiminden ümidini kesmişti sadece. Herkesi kaybettiğinden emin olarak arkasına bakmadan gitmişti.
"Iyice delirdin sen artık! Gülünecek bir şey mi söyledim?"
Jimin, Hoseok'a şefkatli gülümsemesiyle baktı.
"Ondan vazgeçtin mi gerçekten? Yoksa kendini mi kandırıyorsun?"Hoseok ona ters bir bakış attıktan sonra "Bencil bir adamın arkasından ağlamayacağım Jimin-ah. Aynısını sana da öneririm" dedi çatık kaşlarıyla.
"Peki ya Jin? Onu da mı düşünmüyorsun hiç?"
Hoseok tereddütlü bir şekilde ona baktı bir süre.Gözlerinde beliren özlem her şeyi ortaya koyarken "Benim düşüncelerimin bir önemi yok. Olsaydı yanımda olurlardı zaten. O gün Soobin'i kaybetti ve bu onun seçimi değildi. Ama buradaki kardeşini bırakmak tamamen onun seçimiydi" diye cevapladı Jimin'i.
Gerçeğin farkında olsa da inanmış gibi yapmayı tercih etti. Zorlamanın anlamı yoktu sonuçta. Yeterince konuşmuşlardı bu konuları. Hoseok ile biraz da olsa düzelen ilişkilerini bozmak istemediği için susmayı tercih etti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fake Love #JinMin
Fanfic#Jinmin Jimin ve ona yazılan kaderin çok acımasız olduğunu artık daha net anlıyordu Jin. Anlamadığı tek şey sonunun kötü biteceğini bildiği bu masalı neden okumaya ve sonuna kadar gitmeye bu denli hazırdı?