9. BÖLÜM - SEVMEK

318 29 87
                                    

Ben geldimmmmmm. Gecikme için özür dilerim:( isteyerek yaptığım bir şey değildi. Bölüm ismini sonra belirleyeceğim..

Şimdiden söylüyorum yeni kitap bomba gibi bir şey olacak :))))))))) tabi siz bilmiyorsunuz neler olacağını kdkdkdkdkkdkdkdk yazarınız olarak az nispet yapıp sizleri biraz meraklandırsam ne yapabilirsiniz kiiiiiiiiii KKDKDKKDKDKDKDDDK

Neysssss bu kısmı geçiyorum. Bu bölüme gelecek olursak sonu pek istediğim gibi gitmedi ve bir yerden sonra tıkandığım için daha fazla saçmalamak istemedim... bölüm bu yüzden birazcık oldu ama sadece birazcık...

Bol bol yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.

Kitap hakkında olacak duyurular için hesabım takip etmeyi unutmayın (Mavi_isilti)

***

Sevmek...

İki hece, altı harf ve bir çok anlam içeren bir kelime değil mi? Mutluluğu, sevmeyi, sevilmeyi hatta ve hatta daha nicelerini içinde barındıran bir kelime. İnsanı mutlu eden, ulaşılmaz bir duygu gibi hissettiren güzel mi güzel bir duygu... Kimi zaman üzen çoğunlukla da sevindiren bir duyguydu, sevmek.

Sevmek güzel şey evet ama. Ah ama var işte işin içinde. Çünkü o amalar bir şekilde bizim hayatımıza giriyordu. Hayatımıza girerek ise bizi tepetaklak edebiliyordu.

Sevmek güzel şeydi evet ama hak edene. Hak edeni sevmek güzeldi bu hayatta. Etmeyenler canımıza okuyordu zaten, hak edenler varken etmeyenlere neden canımızı yaktıralım değil mi?

Bir de şey var hayatta. Sevgi sanılan duygular bir şekilde bitiyordu bu yalan ama bir o kadar da güzel gelen dünyada.

Geride ise belki bir belki iki mahvolan hayat bırakıyorlardı.

Sevmek.

Sevmek ikiye ayrılırdı bu hayatta. Birisi sevmek öbürü ise sevmek.

Peki size bir soru. Sevmek ve sevmek arasında ki fark nedir? Bunu insanlara sorsam bana açıklayabilir mi ya da? En azından bir kelime edebilir mi? O diyebilir mi mesela? Peki ya ağzını açabilir mi cevap verebilmek için? Hiç sanmıyorum. İnsanlar sevmeyi bilmezken nasıl anlatabilirlerdi ki sevmek ve sevmek arasındaki o farkı.

Evet aralarında dağlar kadar fark vardı. Biri kendinden bile vazgeçebilecek kadar sevmek, biri ise yalandan yere sevdiğini iddia ederek iki hayatı birden insanlara zehir etmekti. Kısaca sevmek ve sevmek arasında dağlar kadar fark vardı.

Fazlasıyla hatta.

Ben sevmeyi Ayaz'dan öğrenmiştim.

Beni sevmiş, yeri geldiğinde anne, yeri geldiğinde baba, yeri geldiğinde bir ağabey, arkadaş, kardeş olmuştu.

Anne ve babamın bana vermediği o sevgiyi Ayaz vermişti.

İşte bu yüzden sevmek benim için paha biçilemez bir şeydi. Ayaz'dan bana kalan en değerli şey...

Belki de bu yüzden bu yaşıma kadar kimseyi sevememiştim. Ailem ve arkadaşlarım bir yana hayatımda sevebileceğim kimse yoktu. Ya da ben olmadığını düşünüyordum. Belki de daha tanışmıştık... Olabilirdi. Bunun için bir çok ihtimal vardı sonuçta ve bir gün gerçek olacağını biliyordum.

BİRLİK MAHALLESİ - SAKURA -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin