Giriş

960 103 214
                                    

İçim yine kıpır kıpır. Çok tereddüt ettim yayınlayıp yayınlamama konusunda ama karakterler birlik olup yaz diye başımın etini yiyorlar. Onları dinlemeyi seçtim ben de gördüğünüz gibi❤

Yüzünüzde bir gülümseme oluşturabilme dileğiyle...

Buyrun hikayemize, iyi okumalar.

Başlama tarihi:20.10.2020

Hayatınızın size sormadan rota değiştirdiği ve yürüdüğünüz yolun tam tersi istikametine gitmeye karar verdiği zamanlar vardır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hayatınızın size sormadan rota değiştirdiği ve yürüdüğünüz yolun tam tersi istikametine gitmeye karar verdiği zamanlar vardır.

Size asla fikrinizi sormaz. Sizi düşürür ve tekrar nasıl ayağa kalkacağınız sözünün konusu bile açılmaz.

Siz de kendi kendinize çabalar ve tekrardan ayağa kalkabilmek, yeni yola alışabilmek için uğraşır, belki de boyunuzdan büyük işlere kalkışırsınız.

Size şuan içinde sıkışıp kaldığım durumu kısaca özetledim. Peki ya uzun bir şekilde anlatmama hazır mısınız? O zaman başlıyoruz...

Eğer benim gibi 26 yaşına gelip hala kitapların içindeki o tozpembe dünyada yaşıyorsanız tebrik ederim öncelikle. Çünkü siz de bir gün izni alınmadan yolu değiştirilip tökezleyenler kulübüne katılacaksınız, kaçarı yok. Çünkü hayatın kitaplardaki gibi tozpembe olduğu falan yok ne yazık ki!

Hele bir de üniversitede bir adama tutulup bunun beyaz atlı prensiniz olduğuna kendinizi inandırmışsanız iki kez tebrik ederim, siz de benim gibi birer süzme salaksınız.

Oktay...

Yirmi bir yaşında hoşlanıp yirmi ikimde sevgili olduğum, yirmi altıma kadar ilişkiyi aşırı düzgün bir şekilde ilerletip tam da "Benimle evlenir misin?" cümlesini beklerken "Olmuyor." cümlesini duyduğum adam.

Şimdi şey diyor olabilirsiniz. Bir adam mı seni böyle düşürdü? Normal şartlarda sizlere kesinlikle hak veririm hatta böyle bir durumda olduğum içinde kendimi ayıplarım. Daha doğrusu -lardım. Çünkü işler hiç de dışardan göründüğü gibi olmuyormuş maalesef.

4 yıllık ilişkinizin "olmuyor" sözcüğüyle bitmesi bir tık koyuyor insana ama nedir ki canım? Biz yine kalkarız ayağa. Güçlü kızlarız neticede.

Aslında ayrıldıktan ve sırasıyla deprosyon, sülaleye saydırış, ağlayış, kabulleniş ve kapanış aşamalarını geçtikten sonra Oktay'a hak vermiştim. Çünkü o kadar uzun zamandır birbirimizin hayatındaydık ki bunun sadece alışkanlık olduğunu farkedememiştik bile.

En azından ben farkedememiştim.

Farkettiğim zaman kabullenmiştim bu durumu zaten. Ama yine de insanın alışkanlıklarından ayrılıp yeni bir düzen oturtması çok uzun sürüyordu. Örneğin her cumartesi sabah erken kalkıp deniz kenarında el ele yürüdüğünüz ve bir simitçiden iki simit alıp çayla beraber yediğiniz anlarınızı kaybettiğinizde cumartesi sabahları gözünüzü açtığınızda ne yapacağınızı bilemiyordunuz. Sonrası tavanla uzun bakışmalar ve sonu gelmeyen düşünüşlere bırakıyordu kendini zaten.

Toz Pembe YalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin