Mesajlar
chasseur: Barış,
chasseur: nasılsın?
victime: her şey olduğu gibi, geçen konuştuğumuzda nasılsam, öyleyim.
chasseur: o halde iyisin
chasseur: buna sevindim:)
chasseur: artık çeviriyle işim daha az oluyor, ona çokta ihtiyaç duymadan konuşabiliyor ve yazabiliyorum
chasseur: kendimi zorluyorum biraz da
victime: adınıza sevindim
victime: ama zamana bırakın bunları, zorlamanın manası yok, kendinizi boş yere kasıyorsunuz
chasseur: geçen gün arkadaşım bana Istanbul'u gezdirdi
chasseur: çok güzeldi, her yer, her şey...
chasseur: sizinle karşılaştığımız o vapura bindik
chasseur: aklıma geldiniz, ister istemez o şarkı söyleyen sesinizi hatırladım.
chasseur: bir vapur seferinde daha karşılaşır mıyız?
victime: zor, chasseur
victime: ben, çok önemli bir durum olmadığı müddetçe evimden çıkmam
victime: dışarısı, beni yoruyor ve ben dışarıdaki hayata katlanamıyorum
victime: insanlara, onlar bana içimdeki boşluğu hatırlatıyor
victime: kimse sevmez ki beni zaten
victime: sevselerdi, gitmezlerdi.
(Görüldü 12.34)Seven insan gitmez, değil mi?
Kapının sesiyle elimdeki telefonu bırakıp kapıya yöneldim. Su, akşam olmadan eve gelmezdi ve genelde eve kimse de uğramazdı.
Kapıyı açmadan önce delikten kimin geldiğine baktığımda daha önce hiç görmediğim bir kadını gördüm. Su için mi gelmişti? Büyük ihtimalle ve ben onun evde olmadığını söylediğimde de geri gidecekti.
Kapıyı açtım ve karşımdaki kadını kısaca süzdüm. Siyah permalı saçları, kumaş dizlerde eteği ve üzerinde kahverengi ceketi olan kadın 30'lu yaşlarında gibi görünüyordu. Beni gördüğüne şaşırmış gibiydi.
"Merhaba, kime bakmıştınız?"
"Sen kimsin?"
Sorusuyla afallasam da cevapladım.
"Ben Hannah. Su'nun arkadaşıyım. Geçici olarak burada kalıyorum yani ev bulana kadar."
Kadın kaşlarını çatarak bana bakıyordu. Bir süre beni süzdükten sonra konuşmaya başladı.
"Hannah mı? Yabancı mısın sen?"
Ellerimin içi terlemişti ve bu kapıdaki muhabbet bitmeyecek gibiydi.
"Evet, ya siz kimsiniz?"
Kadın üzerini düzeltip suratına takındığı gülümsemesini genişletti.
"Ben Su'nun ablası, Ayça. Ayça Paladöken."
Sonra birden durup bana baktı.
"Içeri girebilir miyim?"
"O evde değil."
"Olsun, gelene kadar beklerim ben de."
Dediklerinin üzerine kenara çekilip içeri geçmesine izin verdim. Su'nun ablası olduğunu yeni öğreniyordum ki hoş bana ailesinden hiç bahsetmemişti ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore
Fiksi Remaja'Eğer bir gün gidersen, aklımda hep o tadın ve geceler boyu ruhlarımızın birbirine karışması kalacak.'