Bölüm 20: Gerçek Aşk Halt Etmiş
Sıkıntıyla iç geçirip boşalmaya başlayan salondan elimde babamın günlüğüyle temkinli adımlarla ayrılıp yukarı çıktım. Batınay'ın güvenli ellerde oluşu bir nebze aklımın onda kalmasını önlerken Batı'nın sessiz adımlarla beni takip ettiğini biliyordum. Ses çıkarmasa ve benimle temasa geçmese de bedeninden yayılan sıcaklığı ve erkeksi kokusunu duyuyordum. Az önce konuşulanların ardından benimle konuşmayı baş başa kalacağımız zamana ertelediğini bilecek, en azından tahmin yürütecek kadar onu tanıdığımı düşünüyordum.
Odaya girip kapıyı açık bıraktım, tahminlerimi doğrularcasına kapıyı yavaşça örttüğünde oralı olmadım. Sayılı kıyafetim arasından temiz birkaç parçayı kenara ayırdım ve banyoya yöneldim.
"Biraz konuşalım, ha?"
Omzumun üstünden başımı geriye çevirip Batı'ya baktım. Bal rengi gözleri her ne kadar bana bakışlarını stabil tutsa da aklındaki düşüncelerin en az benim spekülasyonlarım kadar onu delirttiğini biliyordum. "Duş almalıyım, berbat kokumu almamış olamazsın." Bahanem karşısında gözleri titreşip beni baştan aşağı süzerken güçlükle yutkunduğunu gördüm. "Nasıl koktuğundan bahsetmesek iyi olur, en azından şimdilik." Bana bakmaya devam ederken iç geçirip birkaç adım attı. "Az önce, aşağıda konuştuklarımız-"
Elimi kaldırdım ve susmasını sağladım. Batınay'ın doğumu ve o esnada geçirdiğim birtakım kriz duygularımı dilimle hissedecek kadar somutlaştırmış mantığımı zihnimin gerisine itmeme sebebiyet vermişken yok saydığım mantığımın tekrar canlandığını hissediyordum. "Aşağıda anlattıkların, yok yere öfke patlaması yaşayıp onlarca insanı katletmeniz mi?" Sorgular gibi çıkan sesim ve kaldırdığım kaşlarıma karşın bu bir soru değildi. Geçmişte defalarca sormama rağmen alamadığım her bir sorumun yanıtı bir tokat gibi gün geçtikçe karşıma çıkıyordu. Atılan bu darbeler beni hedeflese de onu vuruyordu. Aramızdaki köprüler yaralanıyor ve aşk çirkinleşiyordu.
"Bunu benimle daha önce konuşmalıydın." dememle onu rahatsız ettiğimi gördüm. Boynunda genişleyip belirginleşen damarları ve sıkıp bıraktığı yumruklarıyla beni korkutuyordu. Kucağımdaki çamaşırları yatağın üstüne bıraktım ve yanından geçip gitmemi engelleyeceğini düşündüğüm için banyoya girdim. Soğuk su musluğunu açıp kollarımı soğuk suyun altına tutmuştum ki sert bir şekilde beni kendine çevirdi. Kasılan çenesi ve sarıya çalan açık renk irisleri zirveye tırmanan öfkesini gözüme sokarken kendime onun yalnızca korktuğunu hatırlatmalıydım belki de.
"Nasıl konuşabilirdim bunu seninle? Leylifer, kusura bakma üstüne afiyet ben yıllar önce bir halt yedim al bu da o, mu deseydim?"
İnanamayan gözlerle ona baktım. Gerçekten bunu mu anlamıştı? "Ne zannediyorsun? Sırf merak duygumu beslemediğin için tepki gösterdiğimi mi? Ben senin hayatındayım, farkında mısın? Bu günlüğü annem bana verdiğinde bile sana bunun hakkında tek bir şey bile sormadan güvendim ben. Hafızamı benden aldıklarında bile aşık olduğum adama olan inancımı hiç yitirmemiştim. Ama şimdi..." Başımı sallarken geri giderek ondan uzaklaşmaya çalışıyordum ancak kolum hala ondaydı. Gevşer gibi olan parmakları canımı yakmaktan çekinerek tutuşunu ayarlayıp beni kendine çektiğinde onun sıcacık göğsüne tosladım.
"Sana tapıyorum ben, eskiden inanıyormuş eskiden seviyormuşsun gibi konuşmana dayanamıyorum." Büyük eli yüzümü kavrarken beni daha çok çekti. "Çok fazla şey yaşadım, çok fazla şey atlattım gece ışığım. Oturup en baştan nasıl anlatabilirim ki sana? Sen sebepsin işte benim için, beslenmem için yaşamak için savaşmak için sebebimsin." Başını eğdi ve alnımı alnına yaslarken ılık nefesi yüzümü okşadı. Ellerinden biri kolumdan belime doğru kayarken konuşmaya devam etti. "Beni kuşkuya düşürüyorsun gece ışığım. Kalbinden şüphe etmekten korkuyorum. Bir sabah uyandığımda yanımda olmamandan korkuyorum. Mantığının ipini kaçırmasını tetikte beklemekten yoruldum ben. Düşünmeden, plan yapmadan karışsak ya birbirimize... Çok mu zor? İmkansız mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULUTLARIN DİĞER YÜZÜ - 2 // TERAZİ (TAMAMLANDI)
Fantasyİstediği tek şey birilerinin onu koşulsuz şartsız sevmesiydi. Yeterince sevgiyle büyümeyen herkesin derinlerde bir yerde istediği şey bu değil midir zaten? Birine gönlünü kaptırmak, sırtını ona yaslamak, şefkatle kucaklanmak... Bir gün gözlerini açt...