۝Bölüm 19: Batınay

92 10 23
                                    

۝Bölüm 19: Batınay

Batı, aklına gelen ilk şeyi yapıp elleriyle Leylifer'in saç diplerine masaj yaparak onu ısırma riskine rağmen Leylifer'i öpmeye çalıştı. Gövdesine aldığı sarsıcı darbelere ve onu tırmalayarak üstünden itmeye çalışan içindeki öfkeli dişiye rağmen kısa sayılabilecek bir sürenin ardından onun hırçınlığının şiddet eğilimi yönünde azaldığını, vücudunun çeşitli yerlerinde kesikler açan ellerin gövdesini büyük bir sahiplenmeyle kavradığını ve birkaç dakika öncesinin aksine oldukça tutkulu bir şekilde etini dişleyen tutkulu öpüşleri fark ettiğinde dudakları kıvrılarak geri çekildi. Başındaki baskıyla birlikte Leylifer'in dudaklarından hoşnutsuz bir hırıltı koptu.

"Onu sakinleştirmeni söyledik Batı, kızıştırmanı değil! Ben senin aklını Yiğit..." Gökhan homurdanmaya devam ederken Bahar, eşini destekleyen daha kibar birkaç cümle kurduğunda Batı'nın da aslında yapmak istediği tam olarak buydu.

Saçlarına yaptığı masaja devam ederken dudaklarını yüzünde gezdirip kulağına yaklaştı. "Sakin olman ve bebeğimizi oradan kurtarman gerek, gece ışığım. Sonra kendimi tüm yaşamımda sana adayacağım, söz veriyorum. Ama önce onu oradan çıkarmalıyız." Sözleri işe yarıyor gibiydi. Batı, onunla konuşmaya ona bebeklerini ve onu ne kadar sevdiğini hatırlatmaya devam etti. O konuştukça boynuna batan tırnakların gittikçe yok olduğunu ve boynunu çizen dişlerin geri çekildiğini gördü. Biraz çekilip ona baktı. Leylifer'in kopardığı güçlü çığlıkla birlikte kırmızı gözleri de kaybolurken onu ilk kez görüyor gibi bakıyordu.

"Batı?" Güçlükle yutkunup sık soluyan kadın acıyla yüzünü kastığında ve dudaklarını ısırdığında Yiğit'e baktı.

"Bunu yapmak zorunda mıydık? Böyle çok acı çekiyor."

Bahar, kanamasına tampon yaparken Leylifer'i cesaretlendirecek sözler sarf ediyor; Asu, Leylifer'in reflekslerini ölçüp karnını sıvazlıyordu. Leylifer, iki büklüm yaptığı bacaklarını bile o şekilde tutacak güce sahip değilken kemiklerindeki o kırık hissine dayanamıyordu. "Gerzek, kadın doğuruyor! Kahkaha atmasını mı bekliyordun?"

"Hadi Kamer! Hadi tatlım! Dayan!"

Asu, nemli saçlarını okşayıp tıpkı Leylifer'in ona yaptığı gibi onu cesaretlendiren sözler söylerken Leylifer, Batı'nın boynundaki ellerini çekip ameliyathane yatağının metal kafesine geçirdi. "Bana ne dediğini hatırlıyor musun? Dayanmak zorundasın! Bebeğin dışarı çıkmak istiyor, Batı burada Hakan dışarıda bekliyor. Onlar için şimdi dişini sık ve doğur şu çocuğu Kamer!"

Soğuk!

Karıncalanmaya başlayan parmak uçları, soğuktan morardığını düşündüğü yüzü ve karnına bıçak gibi saplanan karın yanı sıra üstüne yatan Cenk Burak Ateş asla yardımcı olmuyordu. Boğazından kopan hırıltılar minimal düzeye inse de hala varlıklarını koruyordu ve Burak'ın az önce kontrol ettiği gibi gözleri hala kırmızıydılar. Kıvırdığı parmaklarını kara batırıp fiziksel acının hissettiği öfkeyi bastırmasını bekledi. Saatler önceki gibi gözünü kan bürümüş değildi, yine de içindeki öfke asla azalmıyor, dinmiyor ve geçmiyordu.

"Burçak?"

Burak, cevabını kısık bir hırıltıyla aldıktan sonra ellerinin altındaki soğuk teni okşayarak Burçak'ın bileklerini biraz daha gevşetti. Onu telkin etmesini umarak saçlarını öpüp güzel sözler mırıldandı. Ultra keskin kulakları hala kısık hırıltılarını duyduğunda bir yandan ona güzel anılarının yansımasını gösteriyor, kızın görme yetisine geçici olarak el koyuyorken bunun Burçak'a iyi geleceğini umuyordu. Tanrım, ne yaşadık biz böyle!

BULUTLARIN DİĞER YÜZÜ - 2 // TERAZİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin